hesabın var mı? giriş yap

  • dramatik olan durum. terlik kullanan anneye 2-5 yıl arası ceza istemiyle dava açılabiliyorken, otobüste kadına tekme atıp yaralayan şahıs serbest bırakılıyor.

  • 1923'te felix weil tarafından frankfurt'ta kurulan okulun önemli isimlerinin başında max horkheimer, walter benjamin, theador adorno, herbert marcus gelir; son dönem temsilcisi ise jurgen habermas'tır.

    okul kuruluşundan bu güne 4 döneme ayrılır;

    1923-1933: hitler bağlantılı faşist eğilimlerin artması ve hitler iktidarı.

    1933-1950: amerika'ya kaçış dönemi. faşizm almanya'sı okula tehlike oluşturmaktadır.

    1950-1970:frankfurt'a dönüş dönemidir. ancak herbert marcus amerika'da kalmıştır. okul adorno'nun katılımıyla psikanalize yönelmiştir.

    1970 ve sonrası:jurgen habermas'ın öne çıktığı ve halen devam eden dönemdir. marksizm'le ilgili bağların koptuğu dönemdir.

  • poyraz'ın oğlu sinan'a anlatırken kullandığı replik olabilir:

    ''aşk dediğin aslında nedir biliyor musun; ağzının ortasına bir tane yumruk yersin, kan tükürürsün, sonra bir tane daha yersin yine kan tükürürsün. canın yanar söyleyemezsin, söylesen canın yanar, anlatsan anlamazlar. çeken bilir yani. üstelik en kötü tarafı da ne biliyor musun; bu bir insanın başına gelebilecek en güzel şeydir."

    (bkz: poyraz karayel)

  • geçen gün sirkeci'de bir mekanda 6 tl'lik bişeyler atıştırdıktan sonra hesabı ödemek için kasaya geldim ve 10 tl uzattım.

    -abi 1 liran var mı?
    +maalesef
    -artık 4 tane 1 liran var abi. afiyet olsun, yine bekleriz.

    seviyorum lan böyle yaratıcı, anlık espri yapan esnafları.

  • ahaha dediğim islamcı akpli açıklaması.

    evet adamlarda diktatör vardı, en sonunda öldürüp haftalarca direkte asılı beklettiler.

    bir de seçim falan demeyelim lütfen ki seçim kazanmayan diktatòr neredeyse yok,
    sen devletin tüm kurumlarını parti teskilatı gibi kullan,
    80 bin cami ve tüm diyanet kurumları direk senden gelen propaganda metinlerini okusun,
    polis-asker muhalif bastirmaktan başka bir işe yaramasın,
    devlet hazinesinden kendine ait 9378383 tane yayın kuruluşu oluştur ve 7/24 propagandanı yapsınlar,
    yargı muhalif parti başkanları dahil tüm fark yaratabilecek muhalifleri tutuklatsın,
    ilçe başkanların bile mahkeme sonuçlarına karar versin,
    üstüne ohal ilan et bu şartlar altında seçime gidilsin ve yetmesin milyonlarca mühürsüz oy sayılsın sonra kalk seçim kazandım de.

    daha tüm bunlara rağmen beğenilmeyen seçimlerin yenilenmesi, daha da olmazsa kayyum atanması gibi durumalar da var.

    bu seçim meselesine ancak cahillikten tarikat şeyhlerine kendini badeleten kitle inanır.

  • "bir gün evlenirsem üç çocuk falan yapmam abi. istatistiklere göre her üç çocuktan biri çinliymiş, nasıl bakarım, huyunu bilmem suyunu bilmem"

  • "emre fena ayar vermiş.." diyen gerizekalıların sürekli savunmaları olduğu sürece nah türk futbolu gelişir,

    aq ergenleri gelmiş bide ayar vermiş diyor. gelmiş bjk bu adamdan kurtulsun, yok taktik kötü demiş. ne cahil insanlarla muhatabız yarabbi.

    tanım: fb futbolcusunun sözleri.

  • liseye başlayana kadar bütün notlarım 5ti. türkiyenin *en iyi fen liselerinden birinde okudum. türkiyenin en iyi üniversitelerinden birinde kimya, işletme, sanat tarihi okudum. yaptığım projeler hep en iyi oldu, en güzel planlama ve yönetimleri ben yaptım. modern hayatın insana sunduğu, bir ailenin çocuğuyla övünebileceği pek çok şeyi başardım.

    ama cahilim.

    okumadım, örneğin. ne rus edebiyatını, ne italyan klasiklerini okudum. yonetmen bilmem. foucault'yu yeni öğrendim, aya sofya'ya yeni gittim. balık tutmayı bilmem, balık temizlemeyi bilmem. yemek yapmayı bilirim ama bir sebze fidesi dikmişliğim yok. baraka yapmayı bilmem, tuğla örmeyi bilmem, taş dizmeyi bilmem, kerpiç karıştırmayı bilmem. yılın hangi vakti buğday ekilir, hangi vakti vakti hasat edilir bilmem. dağlık yerde yere tuz döksen akrep gelirmiş, bunu da bilmezdim. ateş nasıl yakılır bilmem. gözlerimiz kaç yaşında kırışır, saçlarımız kaç yaşında beyazlar bilmem. hamile insan kaç aylıkken midesi bulanır, ya da ayakkabılarını nasıl bağlarlar bilmem. bir bebek ne yer bilmem. sakız likörü nasıl yapılır, rakı nasıl yapılır, gar sabunu nasıl yapılır bilmem. turşu nasıl kurulur, onu da bilmem. reçel sevmem ama reçel nasıl kaynatılır bilmem. yoğurt, peynir nasıl yapılır, ekmek fırınları sabah kaçta açar, o denizdeki algler nasıl diş macunu kutucuklarına sığar bilmem. testi nasıl yapılır, kaç gün kurutulur bilmem. domates, patlıcan kurutmayı da bilmem. ormana dalsam, hangi mantar zehirlidir, hangisi yenir anlamam. yıldızlara bakarak da, yosunlara bakarak da yönümü bulmayı bilmem. güneş kreminin derideki radikalleri tutarak uv sonucu çıkan zararlı radikallerle eşleşmeyi önlediği için kanserden koruduğunu bilirim de, hangi çiçeklerin güneş sevdiğini bilmem.

    çok zaman harcamışız çünkü. değerli olduğunu düşündüğümüz şeylerle çok zaman harcamışız. öğrenmemişiz, öğrenmemiz engellenmiş. bir bilginin değeri, sınav sorusu olma ihtimaline göre belirlemiş. biz de cahil kalmışız.

    ekleme: eğer hala bu entrynin teorik bilgi eksikliğinden yazıldığını düşünüyorsanız, lütfen eleştirilerinizi kendinize saklayın. zira dünyada yoğurtdun sütten yapıldığını bilmeyen yoktur. fakat önemli olan o nokta değil, önemli olan modern zamanın pratiklerimizi ve önceliklerimizi değiştirmesi. ha bir de, bu entryi sevenlere naçizane tavsiyem, halikarnas balıkçısı-mavi sürgün'ü okuyun. mutlaka okuyun. işte o zaman beni, hayatı, denizleri daha iyi anlayacaksınız.

    adettendir, debe editi: (bkz: bostanıma dokunma)