hesabın var mı? giriş yap

  • sonrada discount marketler neden var, küçük esnaf bitti öldü tripleri. bu ülkede herkes sözde vatansever iş çıkara döndümü kimse gözünün yaşına bakmaz. umarım ticaret bakanlığı gerekeni yapar.

  • disney'in streaming kârı, geçtiğimiz çeyrekte elde ettiği 1.1 milyar dolardan 659 milyona kadar geriledi. şirketin cfo'su, daha geçen ay bir tür maliyet düşürme önlemi olarak çeşitli içeriklerin streaming platformundan kaldırılacağını ve şirketin bu yolla 1.5-1.8 milyar dolar arası kâr elde edeceğini açıklamıştı. görüyoruz ki dibine kadar iş bilmezliğin ve eski kafaların hakim olduğu türkiye ayağı da bu maliyet düşürme hamlelerinden nasibini alıyor. haziran itibariyle yıllık abonelik fiyatını neredeyse 2 katına çıkaran platformun yaşadığı abone kaybı da göz önüne alındığında, ortaya çıkan tablo çok da şaşırtıcı değil (ki benzer bir fiyat artırma politikasını abd'de de uygulamış olmalarına rağmen orada büyük bir abone kaybı yaşamamış olmalarının getirdiği bir özgüven de var).
    büyük ölçekte değerlendirelim, yerele daha sonra geçelim: disney+'ın abd'de dizi bombardımanı yaptığı, tornadan çıkmış işleri servis edip durduğu zirve döneminde ceo'luk görevini üstlenen bob chapek, yerini çok daha başarılı olarak görülen (disney'in marvel studios, pixar, lucasfilm ve fox'u satın almasının da mimarı olan) eski ceo bob iger'a bıraktı. daha 'old school' bir yapımcı olan iger, pandemi sonrası streaming piyasasına ayak uydurmakta zorlanmış gibi görünüyor. netflix'in yolu açtığı piyasaya topla tüfekle, ellerinde ne varsa dalan dev yapım şirketleri bu yeni alanda büyümek için eskisinden farklı stratejilere ihtiyaç duyuyor (geçtiğimiz sene warner bros da benzer bir maliyet düşürme hamlesi yapmış, platformda yayınlanmaya hazır durumdaki film ve dizileri iptal ederek vergiden düşme yoluna gitmişti). film sektörünün son durumunda bunun gibi hamleler çok da şaşırtıcı sayılmıyor anlayacağınız.

    bu vergiden kurtarma işinden etkilenen de dünyanın dört bir yanındaki platform kullanıcıları oluyor (disney türkiye'dekine benzer bir hamleyi en son kanada'da yapmıştı). türkiye'deki durumu diğerlerine göre özel kılan ise, daha haziran 2023 sonunda yıllık üyeliklerini geçen yılın 2 katı fiyatına yenileyen kullanıcıların mağdur edilmesi ve platformun türkiye ayağını yönetenlerin abd'dekileri bile mumla aratan iş bilmezliği. türk seyircisi, televizyon ve streaming fark etmeksizin, türk yapımı içerikleri izlemeyi tercih ediyor; türkiye kendi içeriklerini diğer ülkelerinkine tercih eden ülkeler arasında. hal böyle olunca, millet gerçekten de recep ivedik 7'yi izlemek için abonelik satın alıyor. burada sorun, recep 7 için abone olan kullanıcıyı elde tutmak adına hiçbir hamle yapılmaması. recep ivedik 7'yi izlemek için platforma aylık 40 tl veren adamın ikinci ay da aboneliğini sürdürmesi için hiçbir mantıklı gerekçesi yok. bunlar sanıyor ki bkm ile yapılan paket anlaşmalar, yıldız oyunculara yaptırılan diziler aboneleri elde tutmalarına yetecek. oysa burası abd değil, bir content'i izlemek için platforma abone olan izleyici, yaptığı aylık yatırımın karşılığını sürekli olarak almayı bekliyor ve çeşitli alternatifler arasında sabrı hızlı tükeniyor. bu seyirciyi hiçe sayan tuhaf tavrı ve aylık fiyatın neredeyse 2 katına çıkarılmasını bile sineye çekip platforma bir şans daha tanıyan aboneleri ise türk içeriklerinin tamamını (yıllık abonelik ücretlerini aldıktan sonra) bir günde silip daha da sinirlendiriyorsunuz. bu hamlenin en azından aboneliklerini yenileyip yenilemeyeceğine karar verecek olan kullanıcılarla önceden paylaşılması gerekirdi.

    peki bütün bunların sebebi ne? disney neden streaming işini beceremedi ve türkiye'yi de etkileyen bu global küçülme neden kaynaklanıyor? sebep ota boka sjw etiketi yapıştıran ezberci tiplerin iddia ettiği gibi 'woke' içerikler yapılması falan değil, öyle olsa benzer bir tablo büyümeye devam eden netflix için de geçerli olurdu. sebep, disney'in bitmek bilmeyen ve kendi kendini öğütmesiyle sonuçlanacak olan açgözlülüğü. sürekli hisse sahiplerinin baskısıyla yapılan diziler, filmler; seyirci iradesinin hiçe sayılması, niceliğin niteliğin önüne geçmesi. yılda bir ya da iki film yapan ve bu filmleri de büyük birer event olarak pazarlayan marvel studios'un artık yılda altı dizi çıkarır hale gelmesi. star wars spin-off'larının suyunun çıkarılması (andor'u ben de seviyorum). türkiye ayağında da aynı mantığın hüküm sürmesi, ne koysak izlenir anlayışı. recep ivedik'e, ata demirer'e gelen seyirciyi hande erçel ile elde tutabileceğine inanmak ve izleyiciyi rakamdan ibaret görmek.

    bu çöküş kaçınılmazdı. sağlık olsun.

  • ben yapıyorum bunu mütemadiyen. ta sefil bir öğrenciyken başladım buna. önüme çıkan ilk kediyi aldım eve, ne yiyorsam ona da verirdim, makarna, patates kızartması, sütlü ekmek. öğrenim kredim yatınca da kendime döner ona da bir kutu whiskas alırdım.
    sonraları çalışmaya başladım, hep kedim köpeğim oldu, hep ben ne yediysem onlara da bölüp verdim. kedi ya da köpek beslemek, çok masraflı birşey değildir. bir restorana gidip artıklarını isteyerek bile doyurabilirsin. dünyada bu kadar aç insan var diyerek kedi köpek, çatıdaki güvercinler, muhabbet kuşları, balıklar da aç dursun di mi? bişeyin ucundan tutmuyorsak toptan bişeye ellemeyelim, komple geberip gitsin her canlı?

  • arkadaşlarla yemeğe gittik. o zaman kerem 3 yaşında. bir ailenin 4.5, diğerinin 5.5 yaşında birer oğlu var.

    5.5 yaşındaki oğlanın oynadığı oyuncaklar kerem'in çok ilgisini çekti. belli alıp oynamak istiyor. durdu durdu.. çocuğa baktı. sonra çocuğun annesine baktı, döndü ve sordu

    "çocuğunuz paylaşımcı mıdır?"

    masa koptu tabii ve arkadaşım oğlunun önünden bir oyuncağı alıp kerem'e verdi.

    tam bir strateji uzmanı namussuz.