hesabın var mı? giriş yap

  • patronu acun’un tertip ettiği engizisyon mahkemesi yargıçlarından biri! bütün kibir ve ahmaklığıyla gariban bir çocuğu binlerce insanın önünde küçük düşürme pahasına, bu pespaye tiyatroyu oynamakta beis görmemiştir.

    edit: tekrar edeyim: bir suçu varsa rahatsız olan şikayetçi olur. o da yasalar önünde kendini savunur, cezasını çeker! size mi düşüyor yargılamak! sizi ne ilgilendiriyor bir insanın yemek yapma becerisi dışındaki görüşleri, hayat tarzı, ideolojisi. siz kimsiniz arkadaş! yarın acun çıkın takla atın dese, takla mı atacaksınız reyting için! bu kadar mı aç ve çaresizsiniz! çoluk çocuğunuz var! ayıptır günahtır.

  • rixos’ta bir hafta tatil yapmanın bedelinin 60 bin lira olduğunu öğrendiğimiz hadise. o paraya giderim malezya’da krallar gibi tatil yaparım 2. sınıf vatandaş muamelesi de görmem rixos çalışanlarından.

  • normal basınç altında kanda erimiş vaziyette dolaşan oksijen miktarı %1.5 civarı bir orandır. bu şartlar altında hücrelerimiz maksimum kapasite ile hayatını devam ettirebilmektedir.

    bildiğimiz gibi gazlar da basınca karşı duyarlı elementlerdir. nasıl ki bünyemiz artan basınca belirgin tepkiler veriyorsa, aynı şekilde oksijen de artan basınç karşısında yoğunlaşarak kendini duruma adapte etmektedir.

    örneğin tüplü dalış yapan bir dalgıç düşünelim. normal atmosfer basıncında havadan aldığı oksijen oranı %21'e yakın bir değerdir. vücut emilimini bu düzeye ve bu yoğunluğa göre gerçekleştirir. fakat biz derin sulara doğru indikçe, oksijen basıncın etkisiyle yoğunlaşmaya başlayacaktır. bu nedenle tüpün içindeki karışımdan çektiğimiz bir nefes karışımda, normal atmosfer basıncına göre çok daha yoğun azot-oksijen karışımı vücüda girecektir ve bu nedenle hücrenin absorbe ettiği oksijen yüzdesi artacaktır.

    bunun sonuçları vahimdir. nedeni ise yaşamını normal atmosfer basıncında sürdürmeye güdümlenmiş hücreler, yeni değerlerle birlikte kendi kendilerini yok etmeye başlayacaktır. yani vücudumuz içten içe kendini imha etmeye başlayacak ve malumunuz tüm vücudumuz hücrelerden oluştuğu için özellikle akciğer, beyin gibi organlarımızdan başlayarak büyük acılar eşliğinde (ki bu vücudun ölüyoruz lan!! alarmıdır) hayatımız sona erecektir. işte bu tarz bir zehirlenmeye akut oksijen zehirlenmesi denilmektedir.

    bir de bunun tam tersi normal atmosfer basıncından daha düşük bir basınç değerinde oksijen oranına maruz kalma vardır. buna da kronik oksijen zehirlenmesi denilmektedir. bu da hemen hemen aynı etkileri göstermekle birlikte etkisi yavaş yavaş açığa çıkar ve uzun süre (örneğin 30 saat) maruz kalmak gerekir

    deniz seviyesinde havadaki oksijen yüzdesi yaklaşık % 21 oranındadır. irtifa yükseldikçe hava molekülleri daha dağınık olduğu için, her nefes, vücut için daha az oksijen sağlar. örneğin 3657 metrede aldığınız bir nefes, deniz seviyesine göre % 40 daha az oksijen içermektedir. 5486 metrede % 50 daha az oksijen anlamına gelmektedir. bu sebeple ilgili durum da genellikle alışık olmadan yüksek irtifada uzun süre bulunan insanlarda görülüyor. filmlerde ya da belgesellerde mutlaka denk gelmişsinizdir; everest dağına tırmanan dağcılar (ki yüksekliği 8.848 mt’dir) yanlarında mutlaka yedek oksijen kaynağı taşırlar. işte sebebi de tam olarak yukarıda izah ettiğim husustur. o irtifalarda normal atmosfer basıncına oranla, oksijen oranı neredeyse %65-70 oranında azalmaktadır ve soluma yoluyla alınan oksijen miktarı hücreleri beslemek için yeterli olmayacaktır. bu sebeple vücut çok seri ve sık aralıklarla nefes alma eğilimi gösterip, kalp ritminizi normalin 2 ya da 3 katına kadar hızlandıracaktır. hızlı kan dolaşımı oksijen ihtiyacını arttıracak ve yeterli oksijen olmaması sebebiyle nefes alma sıklığı hızlanacaktır. böylece kişi kendini bu "ölüm paradoksu"na sokacaktır.

    tabi zehirlenme durumuna kişinin ne kadar sürede gireceği veya ne kadar dayanacağı büyük oranda yine o kişinin bünyesi ile alakalıdır ama nihayetinde uzun süreli maruz kalınmalarda sonuç hemen hemen her insan için aynı olacaktır.

  • dün akşam itibarıyla dünya tarihinde ilk defa bir futbolcu ununu eleyip eleğini asarak kazanabileceği her şeyi kazanmış ve ileride oynayacağı tüm maçlara sikini taşağını yaya yaya keyif için çıkacak lükse erişmiştir.

    messi'nin bundan sonraki kariyeri tamamen kendisinin keyfine kalmış durumda. isterse sadece sağ ayağıyla futbol oynama challenge yapar, isterse sadece asal sayı olan dakikalarda gol atma challenge... adam resmen hikayesi ve yan görevleri %100 tamamlanan bir bilgisayar oyununda yapacak bir şey bulamayınca açık dünyada boş boş dolaşıp kendine meşgale arayan bir insan seviyesine gerçek hayatta ulaştı. bu vakitten sonra oynayacağı ilk maça teletabi kostümüyle çıksa neden diye soramayız. çünkü canı öyle istemiştir.

  • "bugün hepsiburada dan note 4 alacaklar en kötü 1550 liraya satınalabilirsiniz.

    şuanda 2099 olsada akşam 1999 lira yapıyorlar.

    1-maximum kart varsa 100 lira maxipuan kazanıyorsunuz.(100)

    2- 3 adet 1000 lira altlimitli 200 lira hediye çeki veriyorlar.hediye çeklerini çek satışta en düşük 100 liradan anında satarsanız.benim düşüncem 130 liraya kadar alıcısı olacaktır.(300)

    3.avantajixten 22 lira gelecek. (22)

    4.normal alışveriş için 5 lira maxipuan veriyor.(5)

    5.çek satıştan 75 liralık hediye çekini 40 liradan alabilirsiniz.(35)

    toplamda 100+300+22+5+35=462tl

    1999-462=1537 tl hayırlı olsun"

    http://forum.donanimhaber.com/…0561/mpage_23/tm.htm

    getir bu adamı ekonominin başına, ülkeyi kurtarsın bonuslarla, puanlarla...