hesabın var mı? giriş yap

  • sürekli süregelen bir harekettir. bilirsiniz bizim milletimizde hedefe ulaşmak için yapılan her şey mübahtır. sırf yer kapacağım diye, ya da ayakta rahat bir konum elde etmek için kapı açılır açılmaz saldırır bu kitle. birde asıl komik olan, gençleri terbiyeden ve görgüden yoksun olarak addeden 65 yaş civarı olan saygı değer yaşlılarımız bu metro kapıları açılınca millete omuz atan bir usain bolt'a dönüşüyorlar. hedefe kitlenmiş terminatör misali koltuklara yöneliyorlar.

    birde elinden geldiğince inen insanların bitmesini bekleyen insanlar var, onlar da bu öküz kitlenin hareketlerini görünce yaptıkları şeyden hiç haz almıyorlardır eminim. "ulan adam gibi bekledik, tüm yerlere onlar kondu" algısı elbet oluşuyor bilinç altında. he insanlık yapmanın verdiği huzur vardır belki, onun da sabahın köründe okuluna işine giden uykusuz insanların pollyanna genleri o saatlerde çalışmadığı için pek etkili olduğunu düşünmüyorum.

    insanlık yapmanın, düşünceli olmanın ve kurallara uymanın gerizekalılık, saflık olarak değerlendirildiği bu güzelim ülkemde, üç kağıtçılık, çakallık ve şerefsizlik alkışlandıkça, onaylandıkça bu durum siksen değişmez kardeşlerim. yer kapacağım diye maymunlaşmayın yeter.

  • ben de ezansız bir ülkede yaşamak istiyorum. her istediğimiz gerçekleşmiyor ama.

    tanım: çöl bedevilerinin taleplerinden birisi. yallah arabistan'a. burası türk yurdu, arap çölü değil.

  • -3yasindaki kizim
    +ben
    -baba nereye gidiyosuuun?
    +ise gidiyorum kizim
    -nedeeeen?
    +para kazanmam lazim kizim, paramiz olmazsa sana cikolata alamam ki.
    -(kosup kumbarasiyla donerek) ben sana para veriyim bununla al, ise gitme?
    +.....

  • bir arkadaşımız benden önce davranmış ve söylemiş , kesinlikle yıldo ile gece sohbetleri..

    -ne yaptın kız kocan uyuyo mu?
    +haha evet uyuyo..
    -ay ne istiyorsun?..
    +şarkı istiyorum.. tarkan'dan
    -neeee arkandan mı?? ahahaha o zaman dön bebeğim..

  • konya’da bu röportajı veren kuryenin, getir firması tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkarılması olayı.

    kaynak1 kaynak2 kaynak3

    getir? neden işten çıkardınız çocuğu? söyledikerinde 1 cümle değil 1 kelime yanlış var mı? resmi bir açıklama yapacak mısınız?

    (bkz: getir)

    (bkz: getir boykotu)

    dipçe-1: 12.11.2021 tarihli getir açıklaması

    dipçe-2: 12.11.2021 tarihli (getir açıklamasından sonra) kurye açıklaması : "evet getir beni işten attı".

    dipçe-3: bugün bir getir kuryesi arkadaşı yakaladım konuştum.
    ben: - abicim sosyal medyada sizin 14 saat çalıştığınız söyleniyor doğru mu? 7-8 saat mesainiz olduğunu söyleyenler var??
    kurye: - silktirsinler abi onlar, sabah 8, akşam 1 çalışıyouz. 12 saat zaten çalışmak zorundasın. 12 saatten sonrası artı senin için. bizler esnafız, bağkurlu gibi düşün abi.
    ben: sigortanız? kaza maza yapsanız n'oluyor?
    kurye: - abi bu gördüğün depo da bir esnafın. bu adamda getir'den franchising alıyor. bizlerde bu depo sahibine esnaf olarak hizmet veriyoruz öyle düşün. bağkur sigortamızı kendimiz yatırıyoruz. kaza mı yaptın. motorun tüm masrafları bana ait. öldüm parçalandım getir'in hiç bir sorumluluğu yok. adamlar tüm düzeni kurmuşlar. bize bir şey olsa getir en ufak bir sorumluluğu yok.
    ben: - peki kazancın nasıl yeterli mi?
    kurye: - abi 13-14 saat çalışıp 10 bin lira alsan n'olacak. hayatın silkiliyor haftanın 7 günü.

  • doğru bir harekettir.
    ancak samimi değildir.

    bu bakanlardan aynı hareketi
    çocuk gelinler,
    çocuk tecavüzleri,
    çocuklara fuhuş yaptırılması ve
    kasabanın ileri gelenlerince çocuklara topluca ve sırayla iğfal ayinleri konularında da gerekenleri yapmalarını bekleriz.
    yapmadıkları sürece samimi gelmeyecektir.

    zîra bu zihniyetin en önemli sorunu ve hedefi esasen alkollü içki !
    yoksa 16 yaşındaki kız iğfal, istismar, tecavüz edilmiş, zerre zikinde olmaz.

    edit: neymiş ? zerrece samimî değillermiş kardeşim. çünkü çocukları koynuna alanları yasa ile suçsuz kılacaklar.

  • çocuk sahibi olmayı düşünmeyen çiftlerin yapması en mantıklı olan şeydir.
    evlilik toplumsal bir sözleşmeden ibaret ve geleneksel olarak birbiriyle mutlu olan iki kişinin kesin yapması gereken bir şey gibi gösteriliyor. fakat evli, evlenip boşanmış, evli ama boşanamamış pek çok insandan görüyoruz ki o saçma imzayı attıktan sonra insanlara sahte bir güvenlik ve bağlılık algısı ve beraberinde birbirine saygısızlık geliyor. aynı evin içinde birbirinden uzaklaşan insanlar olmak yerine herkesin kendi evinin olduğu birbirine alan taniyabildigi ama canı istediğinde de haftalarca birlikte kalabildigi bir düzenin daha sürdürülebilir olduğunu düşünüyorum. evli olmamak ilişkiyi daha az exclusive yapmaz. evlenmek aldatılmayacaginizi garantilemez. hayattan ve birbirinizden mutlu olmak için iki aileyi birbirine bağlayan bir devlet sözleşmesine ihtiyacınız yoktur. evlenmiş olmak da bir sosyal statü değil, böyle gören bir çevreniz varsa zaten çevrenizi değiştirmeniz gerekiyor.
    bazılarınız türkiyede "en modern" ailenin bile babasının kızının evlenmeden birlikte yaşamasına izin vermeyeceğini falan söylemiş. yetişkin bir insan - bu kadın olsun erkek olsun fark etmez - hayat kararlarında aile onayını bekliyorsa izin alması gerekiyorsa o insan bir birey değildir. boşuna paternalist aile düzenini sürdüren bitik tipleri "modern" "açık fikirli" "progresif " falan nitelemeyin. babasından izin alma derdi olan kadından da bir halt olmaz zaten.
    son derece eğitimli ve kararlarımın hepsine saygılı bir ailede büyüdüğüm için tekrar mutlu oldum.