hesabın var mı? giriş yap

  • bu reklam filmi için serenay sarıkaya’ya yedi milyon türk lirası ödenmiş.
    peki bu bankanın çalışma sistemi veya sunduğu avantajlarla ilgili herhangi bir şey öğrenebiliyor muyuz reklamdan? hayır.
    bize bankamızı akbank’la değiştirme isteği uyandıracak herhangi bir done elde edebiliyor muyuz? hayır.
    bence akbank, beyaz bir arka fona siyah büyük harflerle “akbank, bu reklamda ünlü bir yüze sadece kulağı irrite etmeyen güzellikte bir şarkı söyletip yedi milyon tl ödemek yerine; yangın afetzedesi okul çağındaki kızlarımıza yedi milyonluk destek bursu sağladı dese, en azından benim akbank’a sempati duymak için bir sebebim olurdu.

  • bir mekana giderken işletmecinin google yorumlarına verdiği cevaba bakarım. böyle saygısız cevap veren hiç bir işletmeciye para kazandırmam. yazarın haklı olup olmadığı ayrı bir olay. ama işletmecinin verdiği cevap tek kelimeyle rezalet.

    "arkadaşlar iletişim hatası yapmışlar. kusura bakmayın yine bekleriz" yaz geç. işletmecilik bilmeyen insanların mekanlarıma gitmeyin. yarın daha kötüsü başınıza gelir. geceniz zehir olur.

  • sümer tabletlerinde geçen beş bin yıllık beddua:

    “kaldığın yerlerin en hoşu kapının eşiği olsun.
    hep yol kıyıları olsun barınağın.”

    tutunamamak insanın başına gelebilecek en kötü şeymiş, hem de binlerce yıldır.

  • 4 ağustos 2020'de yayımlanacak olan stephenie meyer romanı.

    bugün meyer'ın duyurusuyla birlikte tüm twilight fanları saklandıkları yerden çıktılar, kitabın gelişini kutluyorlar.

    bilindiği gibi midnight sun ya da geceyarısı güneşi, alacakaranlık serisinin ilk kitabını edward cullen'ın bakış açısından anlatıyor. aslında 2008'de yazılmaya başlanmış bir kitaptan bahsediyoruz. alacakaranlık serisinin zirvesinde olduğu, dünya çapında konuşulduğu dönemde tamamlanıp yayımlanacaktı ancak kitabın ilk 12 bölümü meyer'ın bilgisayarından çalınarak internete sızdırıldı. meyer o kadar kızdı ki "eğer şimdi geceyarısı güneşi'ni yazmaya devam edersem james kazanır ve tüm cullen ailesini öldürür" dedi. fanlar o dönemlerde buna çok kızdılar. seri tüm dünya çapında fenomendi, edward cullen'la ilgili daha fazlasını okumak istiyorlardı. üstelik tek bir kişinin suçunu bütün fanlara ödettiğini söylüyorlardı. ne derlerse desinler meyer sözünden geri dönmedi ve ancak "herkes bu kitabın varlığını unuttuğunda tekrar yazmaya devam edeceğim" dedi. gerçekten de dediğini yaptı.

    2020'de beklenen son şey çoktan unutulmuş olan alacakaranlık serisine yeni bir kitap eklenmesiydi muhtemelen. daha da ilginç olanı ne biliyor musunuz? edward cullen karakteri vampire dönüştürülmeden önce 1918'de ispanyol gribi salgınında ölüyordu. onun bakış açısından anlatılacak olan kitap da bir salgının ortasında çıkageliyor.

    meyer ve kitabın duyurusunu yapan good morning america sunucuları ısrarla bunun bir "prequel" olduğunun altını çizdi. şu aşamada çok fazla bilgi yok ama tahminimce meyer öncesinde yazdığı ve alacakaranlık'taki olayları birebir işeleyen, sadece bakış açısını değiştiren o 12 bölümlük kısmı çöpe attı. yine aynı dönemlerde geçen ama edward'ın geçmişini de anlatan bir kitap yazdı. edward'ın hem bakış açısını yansıtan hem de kişisel tarihçesini içeren bir kitapla geldiğini tahmin ediyorum.

    tabii bu durum en çok meyer'ın işine yarayacak. alacakaranlık bitmiş ve internette alay konusu olmuş bir seriydi. popüler olduğu dönemlerde sıklıkla harry potter ile kıyaslanırdı ama harry potter bugün bile popüleritesini korurken alacakaranlık yıllara yenik düştü. 2008 - 2012 arasında fırtına gibi estiği dönemlerden eser kalmadı. bu tabloyu bir parça olsun değiştirecek, eski fanların ilgisini tekrar çekecek ve seriyi küllerinden doğuracak tek şey büyük ihtimalle bir edward cullen romanıydı. meyer, 2008'de "herkes kitabın varlığını unutana kadar" derken muhtemelen serinin bu kadar gözden düşeceğini tahmin etmemişti ama bu söylediği şey en çok onun işine yaradı. şimdi eline hem alacakaranlık serisini hem kendi kariyerini canlandırma fırsatı geçti.

    meyer, alacakaranlık serisinden kazandığı parayla fickle fish bir prodüksiyon şirketi açtı. hiç duymadınız değil mi? birkaç küçük iş yapmaktan öteye geçemedi. bu esnada hem kendisi hem yayınevi alacakaranlık'ı sömürebildikleri kadar sömürdüler. çizgi romanları çıktı, rehber yayımladılar, bree tanner karakterine ait kısa bir öykü kitabı piyasaya sunuldu. hatta meyer, 2015'te alacakaranlık'ın onuncu yılına özel yaşam ve ölüm isimli bir kitap çıkardı. bu roman, alacakaranlık'taki aynı olayları bella ve edward'ın yerini değiştirerek anlatıyor. bu sefer insan olan edythe isimli bir erkek ve vampir olan beau isimli bir kadın. roman aynı isimle türkçeye çevrildi ancak epsilon tek başına satmayacağına inanmış olacak ki esas kitapla birlikte satışa çıkardılar. iki kitap birden satıldı. çok ses getirmediğini, hele hele türkiye'de hiç gündeme gelmediğini söylememe gerek bile yok. 2016'da tüm bunlardan bağımsız kimyager adlı romanını yayımladı. o da pek başarılı olamadı. geceyarısı güneşi, uzun zaman sonra sosyal medyada gündem olmayı ve tt listesine girmeyi başaran ilk kitabı. tabiri caizse bu kitap meyer'ın kariyerini ipten alacak.

    sitesinde yaptığı açıklamada meyer, kitapla birlikte şarkı listeleri, imza turu ve çeşitli yarışmaların da geleceğini söylüyor. diğer organize ettiği şeyleri bilmem ama kitap için tasarladıkları kapak tüm serinin içinde tartışmasız en çirkin olanı. kitabın adı bile geceyarısı güneşi, bir vampiri anlatıyor. ikiye bölünmüş nar görselinden daha iyisini yapabilirlerdi diye düşünüyorum. bunun da muhtemel sebebi daha önce kitabın sızmış olması. fanlar akla gelebilecek her türlü kapağı tasarladılar. meyer sırf onlardan biri olmasın diye gitti nar fotoğrafı koydu.

    bu noktadan sonra midnight sun'ın fanlara sağlayacağı tek şey eski günleri hatırlatması olacaktır. o ilk örneği tamamlasaydı serinin en iyi kitabı olabilirdi. aradan yıllar geçmiş, meyer'ın düşünce tarzının da kaleminin de değişmiş olma ihtimali çok yüksek. eski tadı verir mi, samimiyetle şüpheliyim. ve söylemeden edemeyeceğim, meyer'ın kaleminden çıkan en iyi kitap hâlâ göçebe romanı.

    ilk 12 bölümün ingilizce pdf dosyasına buradan türkçesine buradan ulaşabilirsiniz.

    not 1: bu dosya yasa dışı değildir. meyer, kitap internete sızdıktan sonra kendi sitesinde açıkça paylaştı ki zaten bağlantıyı açarsanız meyer'ın resmî sitesini görürsünüz (masaüstünde açılıyor link). o dönemde fanlardan bazıları da türkçeye çevirdi.

    not 2: 2020, 2010'larda kalan romanların dönüş yılı olmaya devam ediyor. bir diğer roman açlık oyunları serisinin yazarı suzanne collins'ten geliyor. ancak o bakış açılarını değiştirmekle falan uğraşmıyor. gerçekten eski zamanlara gidiyor. başkan snow'un gençliğini ele alan bir romanla dönecek.

  • geçenlerde bir akşam telefonum çalıyor. arayan defne'nin anaokulundan sınıf arkadaşı engin'in annesi. numaramı acil bir durum nedeniyle okuldan almış:

    - merhaba barış bey, ben defne'nin sınıf arkadaşı engin'in annesi...
    - merhaba engin'in annesi hanım...
    - defne oğluma üst katımızda oturduğunuzu söylemiş...
    - öyle mi??? (alakasız semtlerdeyiz)
    - bizimkini burada oturmadığınıza inandıramadım, defne'yi bulmak için bütün yukarı katları dolaştı. bulamayınca krize girdi, bir saattir kendini yerden yere atıp ağlıyor. defne'yle konuşturup ikna etmesini sağlayabilir misiniz?
    - şu anda evde değilim, numarayı vereyim, evden ararsanız konuşabilirler...

    ardından eve dönüyorum, olup biteni defne'ye soruyorum:

    - arkadaşınla konuştun mu tatlım?
    - konuştum baba.
    - eee anlatsana neler oldu?
    - olan bir şey yok baba. engin tamamen uydurmuş bence.
    - ama çocukcağız seni araya araya perişan olmuş, insan kendi uydursa böyle olmaz ki.
    - yok yok, uydurmuştur.
    - bari iyisi mi okula gittiğinde engin'le konuşayım da üzülmesin.
    - olmaz baba! konuşma!
    - neden?
    - belki deeee... uydurmamıştır!
    - yaaaa?
    - belki deeee... birisi ona şaka yapmıştır.
    - demek şaka?
    - ama baba, engin şakadan anlamıyorsa şaka yapanın suçu ne?
    - ama yazık değil mi, çocuk her yerde seni aramış, çok üzülmüş.
    - erkekler de hep böyle baba ben napayım?
    - sen başkalarına da mı yaptın bu şakayı?
    (o pis sırıtışı imkanı yok tarif edemem)

    araştırıldı ve öğrenildi ki bizimkinin hayranı çokmuş. dahası, küçükhanım hayranlarından bıkmış da dalgasını geçmeye başlamış. yaş daha dört!
    yalnız ne yalan söyleyeyim, kız babası olarak kızımın erkekleri parmağının ucunda oynatmasından haince bir zevk almadım değil.

  • video

    'türkiye'nin maldivleri' salda gölü, millet bahçesi inşaatı sürerken renk değiştirmiş..

    siyasal islam kanserdir, salda gölü'nün şu hali de bunun ispatıdır. ülkeyi mahvettiniz allahın yobazları.

    edit: inanmayanlar olmuş. kaynak

  • bugün yediğim numara, daha öncesinde haberlerde izlemiştim ama hiç aklıma gelmedi o an, yanından ayrıldıktan sonra çaktım köfteyi ama neyse ki zarar ziyan yok, zarar olmamasının yanı sıra güzel bir anı da bıraktı. fırçayı düşüren arkadaşa "dayıcım hop" diye seslendim. aldım fırçayı kendisine uzattım. tam ayrılıyordum yanından ki abi dur dedi ve oturdu ayakkabıların önüne. gerek yok, estağfurullah olur mu öyle şey demeye kalmadı başladı fırçalamaya, eyvallah yeterli falan diyorum bırakmıyor. neyse bir yandan da muhabbet ediyor memleket neresi abi falan, edirne'liyim dedim. hadi ya hemşeri sayılırız bende keşan'lıyım dedi. vay amk bende keşan'lıyım dedim sonrasında. roman mahallesindenim (yörük mah.) abi falan dedi. n'apıyorsun hiç keşan'a geliyor musun falan dedim abi gidemedim bir senedir babayı kaybettik işte onun mezarını görmeye gidiyordum falan filan devam etti, ne zaman vefat ettiğini sordum başın sağolsun dedim, 2019'da vefat etmiş. benimki de 2018'de vefat etti dedim. baş sağlığı diledi. ve geldik final noktasına; işte benimde bir çocuğum var onu büyütmeye çalışıyorum seninde yardımın dokunursa sevinirim demeye kalmadı sözünü kestim hemen, zaten o ara üzerimde para arıyordum fakat nakit taşımayı sevmeyen biri olarak 5 kuruş para yoktu üzerimde, olsa verecektim. "kanka valla bende baktım bir şeyler vereyim diye ama 5 kuruş para yok inan ki" dedim ve cüzdanı açtım gösterdim. yüzüme baktı, hafif tebessümle vedalaşıp ayrıldık. 20 adım sonra falan ilgili haber beynimde şimşek gibi çaktı, "vay mk böyle oluyormuş demek" dedim, biraz buruk biraz şaşkın bir biçimde ali sami yen'e doğru devam ettim.

  • gezici'nin anket yasağı öncesi son araştırması

    akp yüzde 39,3,
    chp yüzde 28.5,
    mhp 17.2,
    hdp 12,
    diğerleri. 4...

    sonuç gerçekten buna yakın çıkarsa doğu bölgesine hiç gelmemiş 3 arkadaşı bölge turuna davet edip, tüm tarihi mekanlar, yöresel tatlar için misafir edeceğim.

  • sn. cumhurbaşkanımızı dilimize sahip çıktığı için destekliyoruz. sırada türkçe ezan var biiznillah.