hesabın var mı? giriş yap

  • bir başlığa entry yazasım geldiğinde aklımdan geçen kelimeleri mutlaka "başlık içinde ara" tır önceden yazan olmuşsa şukelamı veririm. bazen bir de bakıyorum ki aklımdan geçenler teee 2005'te yazılmış ve üstelik ben yazmışım. 3000'e yakın entry'mi tek tek hatırlayamayacak kadar yaşlandığıma mı üzülsem bilemedim. bunca yıl içinde fikirlerimin hiç değişmemiş olmasına üzülsem mi sevinsem mi onu da bilemedim. bilmiş bi insan değilimdir zaten.

  • laptop, batarya gibi yoğun bileşenleri nedeniyle, arkasında kalan cisimleri perdeler, ayırt edilmesini ve x-ray'de goruntulenmesini zorlaştırır. ayrıca laptop gibi büyük cihazlar, bomba gibi patlayıcı mekanizmaları gizlemek için iyi bir kabuk olabileceğinden, cihazınızın gerçek bir laptop mu yoksa bomba vb. gibi düzenekleri gizleyici olarak mı kullanıldığını anlamak için, havacılık kuralları geregince havalimanlari kontrol noktalarında çalıştırılması istenir.
    kaynak

    edit: laptoplarin açılmasının istenmesi bazı güvenlik uzmanlarınca, çalışan pc'lerin içine de bomba düzeneği kurulabileceği ihtimaliyle zaman kaybı olarak nitelendirilse de, amerika'daki 11 eylül saldırılarının ardından sıkılaşan güvenlik önlemlerinin bir parçası olarak uygulanmaya başlanmış, zamanla pekçok havalimanında uygulanmasına son verilmiş. şahsi kanaatim ise, en azından laptop içine kuruldugunda çalışmasını engelleyecek kadar büyük olan düzenekleri önlemek için uygulanmalıdır. tamamını olmasa da en azından bazi ihtimalleri ortadan kaldırır. nasıl ki her yolcu terorist olmasa da aramadan geçiriliyorsa, elektronik cihazlarla yapilmasi muhtemel bir saldırı da onlense kardir gözü ile bakılmalı.

    edit2: imla

  • oncelikle (bkz: tesla autopilot)

    yaklasik 8 aydir tesla model x kullaniyorum. aracim ilgili videoda kullanilan 8.0 versiyonuna (ap1 de deniyor) sahip. (bu en gelismis versiyon degil, gectigimiz ay ap2 duyuruldu, ekstra hardware gerektigi icin sadece yeni teslalarda var)

    yazilanlari okudum, cehalet akiyor. fake diyenler var, mumkun degil diyen var, turkiye'de olmaz diyen var, var oglu var. kisaca diger hemen her konuda oldugu gibi bilgi yok, fikir var.

    olm siz ne acaip bir nesilsiniz yahu boyle ? olgulardan suphe duymak eyvallah, baslangic olarak mukemmel de hemen sonrasinda neden sapitiyor ve bilgi sahibi olmak ve sonra cikarim yapmak yerinde direkt iskembe-i kubraniza baglayip "olmeaz len o oylea" yi yapistiriyorsunuz ? cins misiniz olm siz ?

    videodaki uyariyi su ana dek uc defa yedim. bir an icin sagima baktigimda ondeki aracin ani fren yapmasi sebebi ile yedim ornegin. tesla'nin yazilimi eger ondeki araca yaklasma hiziniz tehlikeli sekilde artmissa uyari veriyor. eger yeterince hizli tepki verip fren yaparsaniz her sey yolunda ama tepki sureniz kazaya sebep olacak kadar yavassa bu sefer kendisi otomatik fren yapiyor. iddia filan degil bu, fact. dunya uzerinde autopilot'a sahip yuzlerce teslanin her gun yaptigi bir sey.

    ayni sekilde yazilim ap 7.0 yazilimi sayesinde ondeki aracin onundeki araci da gorebildigi icin (radar sinyallerini kullanarak) ayni "tehlikeli sekilde yakinlasma" hesabini o araclar icin de yapabiliyor ve "bak ondeki araclar aniden duracak" diye onceden sizi uyarabiliyor.

    ha bu yeni bir sey de degil, videosu internete yeni dustu de unlu oldu o yuzden haberdarsiniz.

    turkiye meselesine gelince, turkiye'de de ayni sekilde calisir. hic kafanizi yormayin. siz once tesla'nin turkiye'ye official olarak gelmesini saglayin, derdiniz o olsun.

    neden sorun degil ? cunku autopilot sizin tampon tampona gittiginizin farkinda, sadece dunyada bir turkiye'de mi tampon tampona trafik var saniyorsunuz ? aletin derdi tamponlarin arasinda 30cm mesafe kalmasi degil, sizin tamponun baska bir tampona yaklasma hizi. saatte 1 -2 km hiz ile giderken diger araba 30cm otenizde diye yaygara koparmiyor yani. ondeki arac duramayacaginiz kadar ani sekilde durursa uyariyor. yani siz dert etmeyin, turkiye'de de mukemmel sekilde calisir.

  • vay beee… ülkede yabancı olduk, ırzımızı namusumuzu serefimizi koruması gereken kamu hizmetlisinin attıgı tehdit mesajına bak.. bu ülke kimlere kaldı..

  • malum sorunun tespiti adına, türk insanının zihnindeki önyargıları da açıkça ortaya sermiştir.

    bugün sabah iş yerine gelirken metroda ve yolda yürürken on iki (çalışan değil) kişiye gülümseyerek "günaydın" dedim, bir kişi karşılık verdi. sonra aklıma bir fikir geldi ve yedi kişiye de "good morning" dedim tamamen aynı yüz ifadesiyle, yedisi de "good morning" diye karşılık verdi gülümseyerek. bizim hoşgörüsüzlüğümüz kendimize.

  • afazi etimolojik olarak konuşma yitimi anlamına gelse de aslında yitirilen sadece konuşma değil, dilin kendisi. yani afazik kişide ifade ve kavrama tamamen veya kısmen kayboluyor.
    örneğin doğuştan sağır olup tüm hayatı boyunca işaret dili kullanmış bir insan afazik olduğunda işaret dilini kullanamaz/anlayamaz hale gelip, konuşan insanların afazisine benzeyen bir işaret afazisi geliştirebiliyor.

    afazi sık görülen bir durum. inmede, kafa travmalarında veya tümör kaynaklı beyin hasarlarından sonra her üç yüz kişiden birinde kalıcı afazi geliştiği tahmin ediliyor. ancak çoğu kişide kısmen iyileşme görülüyor. afazinin migren atağı veya epilepsi nöbeti sırasında ortaya çıkan sadece birkaç dakika süren geçici türleri de var.

    1960'larda afazi araştırmasının öncüsü sayılan hughlings jackson bu tür hastalarda önermeli konuşmanın bulunmadığını ve iç konuşmayı da yitirdikleri için kendi kendilerine de konuşmadıklarını öne sürüyor. diyor ki "afazikler soyut düşünemez ve bu açıdan bir köpeğe benzerler."
    19. yüzyılın başından beri kaydedilmiş afazik hikayelerine baktığınızda hughlings jackson'ın haklı olduğu örnekler görebiliyorsunuz. ancak tam tersi hikayeler de var. bazı hastalar hiç konuşamasalar, konuşmayı anlayamasalar bile mantıklı ve sistemli düşünmek, plan yapmak, hatırlamak, tahmin etmek gibi düşünsel işlevleri koruyabiliyorlar.

    afazi, bir insanın içsel yaşantısını da dış yaşantısı gibi bitiren nihai bir felaket olarak biliniyor ve hasta diğer insanlar tarafından "fiziksel ölümü bekleyenler" adı altında etiketleniyor. oysa iletişimin bir dolu yolu var ve yıllar içinde de olsa bunu öğrenip sosyal hayata katılabilen hasta hikayelerini okuduğunuzda insan beynine bir kere daha şaşırıyorsunuz.
    afazi hastaları ilk zamanlarda kendilerini yalıtılmış ve dışlanmış hissedebiliyorlar. hastalığın şokuyla hayattan vazgeçebiliyorlar. eğer çevreden de benzer bir tavır görürlerse kaybolup gitmeleri çok kolay oluyor. böyle durumlarda hasta yakınlarının dil gerektirmeyen etkinliklerle, küçük gezilerle hastayı heveslendirmesi ve onu yaşamaya geri çağırması gerekiyor.

  • suudi arabistan'da din adamlarının verdiği yaran bir fetva.

    şu an üzülüp yerime oturdum, az sonra yola çıkacaktım :(

    dünyayı mars'a mı taşısak lan müslümanlar da burada kalsın.

    kesin kıbleyi bulamayız diye çıkmıştır yasak.

  • parayı betona ve şatafata değil bilime ve üretime yatıran, gelecek nesilleri ve ülkenin geleceğini düşünen devletin işidir.