hesabın var mı? giriş yap

  • siz olayı yanlış anlamissiniz arkadaslar. vergi veriyorsunuz, devlet de jest olarak size sigara hediye ediyor. daha neyin tatavasini yapıyorsunuz anlamadım.

  • komutana maeve binchynin yalnız kadınlar sokağı* kitabını okurken yakalanan askerin yaşadıkları:

    - asker!
    - emredin komutanım!
    - napiyosun oğlum?
    - kitap okuyodum komutanım.
    - ne kitabı lan?
    - roman komutanım.
    - adı yok mu bu romanın?
    - yalnız kadınlar sokağı komutanım.
    burada komutan biraz durup düşünüyor ve sonra daha sakin bir ses tonuyla:
    - nerdeymiş bu sokak lan?
    - onu bulmak için okuyorum komutanım.

  • bu aralar lynne mctaggart'ın "the bond" isimli kitabını okuyorum. lynne mctaggart daha önce "the field" ve "intention experiment" kitaplarını da yazan bir bilim yazarı. okuyanlar bilirler, bilimsel araştırmalara dayanan tespitleri vardır.

    kitaba göre amerika ve batı avrupa ülkelerinde yaşayan insanlar oldukça bireyseller, buna mukabil doğu ülkelerinde yaşayan insanlar ise kolektivistler, topluluk içinde var olabiliyorlar. öte yandan topluluk içinde var olan doğulu insanlarda %80 oranında depresyon geni bulunuyorken, bireysel olarak hareket etmeyi tercih eden batı ülkelerinde bu oran daha düşük.

    topluluk içinde var olabilen ve %80 oranında depresyon geni taşıyan kişiler bulundukları topluluğun dışına itilince depresyon kendini gösteriyor, oysa batılı bireysel ve topluluk içinde - dışında olmayı iplemiyor.

    biz ise ne doğu - ne batı, ortada bir yerde, topluluk içinde bulunmayı seviyoruz, kendimizi ait hissettiğimiz topluluğun dışına çıkmaktan, çıkarılmaktan rahatsız oluyoruz. elalem ne der bu noktada etkili oluyor.

  • inşaat işçisi bir babanın kızıyım. orta okula kadar bu sorudan ölesiye utanırdım. sıra bana gelmesin isterdim. okuduğum sınıf ağırlıklı olarak zengin çocuklarının okuduğu bir sınıftı. okulun ilk günü herkeste yeni ayakkabılar, yeni önlükler, yeni çoraplar. bende babamın patronunun oğlunun ayakkabıları olurdu. kuzenlerimden kalan önlük ve altı yırtık çoraplarla gelirdim. öğretmen bunu bilir, görür inatla sorardı o soruyu.

    liseye başladığım gün bana bir öz güven geldi. babamın işi ile gurur duymaya başladım. övüne övüne kalkıp benim babam inşaat işçisi demeye başladım. büyük gurur duyuyordum. hatta bir defasında kendisi inşaat işçisi ve benim rol modelim olur dedim. tüm sınıf güldü. inşaatçı mı olacaksın diye dalga geçtiler. bende hayır inşaatçı olmayacağım çalışkan olacağım onun gibi dedim. nitekim de o günden sonra babam gibi çalışkan oldum. iyi ki inşaatçı bir babanın kızıyım.

  • vol 4

    1973 temmuzu sonlarinda yazili basinin ve radyonun halki kiskirtici haber yaptigi dogrultusunda allende´nin emriyle alti radyonunun yayinina son verildi. problemlerin onunce gecilmesi adina hukumet gazetelere kagit satimini durdurdu.

    sokaklarda catismalar artan hiziyla surerken, generaller kendi aralarinda toplanarak plan yapmaya basladilar. allende gelismelerden rahatsizdi, bir ogle yemegi sirasinda general arturo yovane´ye : icinizden bazilari benim gidecegimi zannediyorsa yaniliyorlar, buradan sadece cesedim cikar diyordu. allende´nin partisinde de artik catlak sesleri yukselmeye baslamisti, gunden gune allende´ye olan guven azaliyordu. bu sirada hava kuvvetleri ve sili polis teskilati askeri darbe icin karar almis bulunmaktaydi, fakat kara kuvvetlerinin olayin icinde yer alip almayacagi henuz belli degildi. genelkurmay baskanligi gorevine kadar yukselel pinochet, bu goreve hukumete bagliligindan dolayi getirilmisti ve olasi bir darbede hangi tarafta olacagi kestirilemiyordu.

    kamyoncularin grevi hala devam etmekteydi ve cozulcek gibi gozukmuyordu, santiago´da urunlerin temininde buyuk bir sikinti vardi, benzin istasyonlarida kamyoncularin grevi bitene kadar benzin satisini durduklarini acikladilar. baskent santiago´da butun dukkanlar kapali vaziyetteydi, artik allende hukumeti yolun sonunda dogru ilerliyordu.

    27 temmuz 1973 gunu allende´nin emir subayi arturo araya evinde olduruldu, sili´de artik tansiyon yukselmis acik acik is savas yada askeri darbe senaryolari yazilmaya baslanmisti. allende artik cikis yolu aramaktaydi, allende kardinal raul silva´dan diger parti liderleri ile diyalog kurulmasi amaciyla yardim istedi. eski baskan eduardo frei bu cagriya cevap vermedi, diyaloga cevap veren ilerki yillarda baskan secilcek olan patricio aylwin ise allende ile hukumet kurmaya yanasmadi ve allende´ye istifa etmesini tavsiye etti. agustos ortasinda allende tekrar kardinal raul silva´dan yardim istedi, raul silva kendisine artik yolun sonuna geldigini belirten su sozu soyledi : su an sili´de demekrosiyi saglayan baskan olarak gitmek yada kalarak sili´de demokrasiyi mahveden baskan olarak taninma imkaniniz var.

    allende´nin iktidarinin ucuncu yili kutlamalarinin ertesi gunu, binlerce kadin ellerinde bos tencereler ile baskanlik sarayinda onunde allende´nin istafisini isteyen protestoya basladilar. bu arada askerlerde bos durmayip hiz kazaniyorlardi, darbe tarafinda olan hava kuvvetleri ve polis teskilati deniz kuvvetlerinide kendi tarafina cekmislerdi, belirsiz olan general pinochet idi.

    7 eylul 1973 te generaller escuela militar´da toplanti yaptilarve general pinochet´i darbeye ikna ettiler. 9 eylul 1973 te d day olarak 11 eylul 1973 saat 06:00 kabul edildi.

  • spotlight günümüz kahramanlığının steroide dayalı helikopterden helikoptere atlamak değil, sadece ve sadece doğruları aktarabilmek olduğunu herkese hatırlatan bir film.
    elbette herkesin anlayacağı, ilgisini çekecek bir kafa değil bu. misal türkiye'de insanların en fazla neleri izlediğini biraz düşünürsek fazla tartışacak bir şey olmadığı da ortaya çıkıyor.
    benim esas dileğim spotlight'ın bugün kendisine gazeteciyim diyen ama kart borcu dışında başka bir şeye kafasını yormayan, yukarıdan gelen emirler yüzünden işinden bıkmış, kendisini, hayallerini unutmuş gazeteci arkadaşlara bir şeyleri yeniden hissettirebilmesi.

    çağımızın kahramanlığı doğruları söyleyebilmek.
    gerisi laf-ı güzaf.

  • efendim, yıllar önce, bill gates henüz 15 yaşındayken kankası sormuş; 30 milyar dolar verseler bok içer misin?
    o da "içerim tabe lan" demiş.
    zamanla 30 milyar dolar'ı olmuş.
    sözünü unutmadı.
    bugün o boku içti.