hesabın var mı? giriş yap

  • başıma birsey gelmeyecekse kars /selim ilçesinde öğrencilere yaptırdik bu robotları biz. meslek lisesi öğrencisi bunlar sadece. ki sen zamanında iş başvurusu yaptığımda bana aselsan'a mühendis alıyormuş gibi mülakat ayini duzenleyen bir şirketsin. fakir ama gururlu bilişim öğretmeni kız serzenişi değil bu. liselerarasi bilim fuari minvalinde robot yapmışsın. bari step motor kullanmasaydın da hızlı hareket edeydi.

  • bir gs'li olarak bu akşam yaptıklarını haklı bulduğum futbolcu. kendini ve takım arkadaşlarını çok temiz savundu. 1 vs 30000 yapacak kadar yürekliymiş, helal olsun.

  • sanatçı olunması için istidadı şart koşanların sözlerini bir karga sesi kadar rahatsız edici bulan van gogh'a göre, sanatçı olmak için sabretmek ve "yeteneğin yok" diyenlere kulak asmadan gelişmeye devam etmek gerekiyormuş.

    "ama gelişmek istiyorsak toprağın içine dalmalıyız. onun için sana diyorum ki: drenthe* toprağının içine dik kendini, filizleneceksin, kaldırımın üstünde solup kuruma."

    insanın daima gelişen bir varlık olduğunu ve doğuştan getirdiği bir yetenek ile birdenbire sanatçı olamayacağını savunuyor van gogh. ona göre sanatçı olmak için emek ve sabır gerekiyor. "insanların benim hakkımda ne düşündükleri konusuyla uğraşamam, ileriye doğru gitmeli ve yalnız onu düşünmeliyim." derken de çevresinde "bu sanat, bu sanat değil." şeklinde yorum yapanlara kulak asmayacağını söylüyor. bir otoritenin onun yetenekli olup olmadığına karar veremeyeceğinden bahsediyor ve gerçekten rahatsız oluyor istidatlı sanatçı ifadesinden çünkü bu ifade emeği ve çabayı değersizleştirip yok sayıyor ve kimin sanatçı olup olmayacağına bir anda, tek bir eserle karar veriyor; yani bu oldukça katı, keskin, köşeli bir ifade.

    ben sanatçı dediğimiz kişilerin doğuştan getirdikleri bir farklılık mı var yoksa yaşadıkça diğer insanlardan farklı görüp duyma kabiliyeti(ruh) mi kazanıyorlar bilmiyorum ama sabreden her derviş muradına ermiyor. yani "ben sanatçı olacağım" diye çıktığın bir yolda kendin için dahi hiçbir şey olamayabiliyorsun. bu yüzden van gogh'un bu sözlerini daha çok döneminin sanat otoritelerinin kimin sanatçı olduğu ve eserlerinin para getireceği üzerindeki belirleyici rollerine karşı bir tepki olarak yorumluyorum. her sabreden ve çok çalışan kişiye sanatçı denilebileceğine kesinlikle katılmadığım gibi, hiçbir çabası olmayan, kendini geliştirmeyen bir kişinin de sırf yetenekli diye sanatçı olabileceğine inanmıyorum.

    *drenthe: hollanda'da bir idari bölge.

  • - en son kiminle çıktınız peki?
    - semra ile efendim, okulda tanışmıştık.
    - ezgi ile çıkmadınız mı?
    - hayır efendim.
    - açıkcası ben en az bir ay ezgi tecrübesi olmayan insana kız verme taraftarı değilim.
    - aslında tam çıkmak üzereydik, araya askerlik girdi malumunuz...
    - peki beş sene sonra kendini nerede görüyorsun delikanlı?
    - sizlerle birlikte yazlıkta okey masasının başında görüyorum efendim, hatta siz okeye dönüyorsunuz.
    - güzeeel, hanım benim kanım kaynadı bu çocuğa.

  • uzun yıllar bir depresyon halinde yaşadım. hem de belki en güzel yaşlarda yirmilerimde. ve bunu ben dahil kimse farketmedi. benimle aynı evde yaşayan insanlar da.
    hiç saçımı taramıyordum mesela duş almak bile büyük bir meseleydi. ne giydiğimi önemsemiyordum hiç kıyafet almıyordum.
    yolda önüme bakarak ve çok hızlı yürürdüm. ne hiç kimseyi görmek isterdim ne de görünmek.
    şimdi 30 yaşındayım. yeniden doğmaya çalışıyorum bu dünyaya. yeniden yürümeye. en zoru da kendimi sevmeye çalışıyorum. umarım bu sefer başarırım.

  • arefe günü mezarlık ziyareti yaptık. aynı soyadını da taşıdığım akrabamın başında türk bayrağı vardı, mezar taşında da şehit yazıyordu. orada yalnız başına yatıyor. yaş 21. sizin kobaninize de, özgür kürdistanınıza da, barışçıl siyasetinize de üç nokta koyarım...