hesabın var mı? giriş yap

  • genelde yaşlıdırlar, konu komşusu dışında pek kimseleri yoktur.
    yaşları gereği teknolojiyle araları iyi değildir.
    hayatın sillesini yemiş, yoklukla büyümüş, umutları, hayalleri milyarlarca kez örselenmiş kişilerdir.
    3 kuruş parayla hayatını idame etmeye çalışırlar.
    sen ne anlatırsan anlat eline ödediğine dair makbuz alamayınca borcunu ödememiş hisseder.
    plazada oturup, maybach'a binen kişi trilyonlarca vergi affından rahatsız olmaz da bu amcalar/teyzeler 100 liralık faturayı zamanında ödemek için ar eder...

    geçenlerde bankada denk geldim. yaşlı bi teyze, banka personeline otomatik ödeme vermiş.
    ''size zor oluyo mu oğlum bu faturaları yatırmak'' diye sordu...
    kadın, bankacının belediyeye gidip su faturası sırasında bekleyip yatırdığını sanıyor...
    çok görmeyin, kınamayın. iyi, temiz, masum insanlar bunlar.

  • 2011'in mayis'i.. tib'den eksi sozluk'u kapatma emri cikiyor. ortalik biraz karisik. her kafadan bir ses.

    olay butonu hep yesil.

    4 mayis 2011 - #23338165
    5 mayis 2011 - #23363517
    7 mayis 2011 - #23395635
    8 mayis 2011 - #23407952

    bu entry'deki birkac cumleye dikkat:

    ''...daha kalabalık bir internet kullanıcı grubuyla katılmak. bu yüzden hepinizin (evet sen dahil) orada olması lazım...''

    ssg'nin burada bahsettigi kisiler sen, ben, antik'i bugunu kullanmayanlar falan. (evet sen dahil)

    9 mayis 2011 - #23416679
    11 mayis 2011 - #23447436 (bizden oneri bekleniyor. hani su an hicbir talebi ve onerisi siklenmeyen bizlerden)
    12 mayis 2011 - #23465436
    12 mayis 2011 - #23468031
    12 mayis 2011 - #23468497
    13 mayis 2011 - #23485966

    sonrasinda dusunen hayvanin onde gideni de bir seyler yazip kafamizi utulemis. ben ozellikle ssg'nin olaganustu cabasini gostermek istedim.

    ***

    konu, eksi sozluk'un kapanmasi olunca, sozluk yazarlari can ciger kuzu sarmasi. onerileri dikkate alinan onemli kisiler ve olay butonu surekli yaniyor. aciklama ustune aciklama yapilabiliyor.

    konu, o pek kiymetli yazarlarin basit talepleri olunca, olay butonu hic yanmiyor. taleplerin karsilanmasini geciyorum... karsilanmasa da olur. ancak, o gun o yuruyus'te ssg'yi yalniz birakmayan yazarlara, ssg bugun tek cumlelik bir aciklama yapmaktan dahi kaciniyor.

    bakalim... devran donuyor nasil olsa...

    sunu ek yapalim: ssg ile ilgili yazilan her entry'den sonra devreye giren ''adam sozlugun sahibi'' refleksine eyvallah. evet, ssg sozlugun sahibi, dusuneni, tasarlayicisi ve sairesi. ancak biz de(yazarlar) kendi sozumuzun sahibiyiz. biz de iki lakirdi edelim arada musadenizle.

  • sanki seyşel adaları'ndan barselona'ya şenzelize sarayı'nı taşıyorlar, öyle bir vizyon, öyle bir mesafe tanımazlık, öyle ilahi bir kudret. ulan taş çatlasın avcılar'dan kartal'a gidiyorsun. bu özgüven, bu artistik nereden geliyor anlamıyorum...

  • ''bazı kimseler -ben de onlardan biriyim- mutlu sonlardan nefret ederler. kazık yemiş gibi oluruz biz. aslolan, zarara uğramaktır. felaket geliyorum derse gelmelidir. aşağıdaki köye ramak kala duran çığ, yalnızca doğaya değil, ahlaka da aykırı davranmıştır.''
    (bkz: pnin)

  • annemin kankası olan ayten teyze oğlu nişanlıyken müstakbel gelininin annesinin evde çocuk bakmasına kafayı takmıştı. müstakbel gelinin annesi ücret karşılığı, yarım günlüğüne 6-7 yaşlarındaki çocuğa kendi evinde bakıcılık ediyormuş. bunu da ek gelir olsun diye yapıyormuş. ayten teyze "vay efendim benim dünürüm nasıl çocuk bakar" diye kafayı takmış bi kere. sonunda ayten teyze oğlunun başının etini yiyerek "nişanlına söyle annen kaç para alıyorsa çocuk bakmak için, biz kendi maaşımızdan ona veririz de" diye beyin yıkama yapıyor. oğlan da nişanlısına bu cümleyi kurunca kız da küçük görüldüğünü anlayıp düğüne günler kala nişanı atıyor. ayrıca kızcağızın ilk küçük görülmesi değilmiş. birikmişlik varmış. her neyse ayten teyzenin oğlu şu an başka bi kızla evlendi. yeni kızın babası iflas ettiği için kız yıllardır babasının borcunu ödüyormüş. ayten teyzenin yıllar önce küçük gördüğü ailenin borcu harcı yoktu. ayağını yorganına göre uzatan bi aileydi. biraz ilahi adalet oldu sanki bu durum. *

  • bugün 99 vaka üzerinde yayımlanan bilimsel makaleye göre öldürme oranının şu anki istatistiklerde yer alan %2-3'den daha yüksek olabileceğini gösteren virüs.

    ingilizcesi veya zamanı olmayanlar için hemen virüsün semptomları ve öldürmedeki risk faktörlerini de içeren bilgilerle dolu makalenin özetini geçiyorum, onu da okumayanlar için en altta benim son durum hakkındaki bilgilere dayalı genel yorumumu yazacağım.

    1) makalede incelenen 1 ocak-20 ocak arasında wuhan'daki jintinyan hastahanesine yatmış 99 vakanın 11'i ölmüş ( oran %11), %58'i hala hastahanede tedavisi devam etmekte, %31'i de taburcu edilmiş. yoğun bakımdaki hasta oranı %23

    2) hastaların çoğunluğu (2/3'ü erkek), kadınlardaki cinsiyet hormonlarının doğal ve kazanılmış bağışıklıklarını güçlendirip viral hastalıklara karşı karşı onları koruduğu düşünülüyormuş (sars ve mers'te de erkek hasta oranı kadınlara göre bu yüzden daha fazlaymış)

    3) bu 99 kişilik gruptaki hastaların ortalama yaşı 55. yani hastalık orta yaşın üzerindeki kişileri daha fazla vurmakta. 39 yaşından küçük hastaların oranı %10

    4) hastaların büyük bir kısmı yüksek ateş, öksürük ve nefes darlığı gibi şikayetleri ile başvurmuş

    5) hastaların %50'sinde önceden bir kronik rahatsızlık varmış (çoğunlukla kalp veya damar sorunları, diyabet, sindirim sistemi sorunu vs.)

    6) hastaların hepsinde pnömoni (zatürre) tespit edilmiş. %75'inde her iki akciğerde de, %25'inde tek akciğerde

    7) rapor ettikleri ilk ölümler uzun süredir sigara içen iki yaşlı erkek hasta (61 ve 69 yaşlarında). hastaneye geldiklerinde durumları ağırmış, direkt yoğun bakıma alınmışlar. biri 8. gün, diğeri 11. gün ölmüş. solunum cihazına alındıktan 3 ve 10 gün sonra ölmüşler. ölüm sebepleri kısa sürede geliştirdikleri çoklu organ yetmezliği.

    8) ölen diğer dokuz hastanın 8'inde ciddi akyuvar eksikliği (lymphopenia), 7'sinde her iki akciğerde de zatürre, 3'ünde hipertansiyon varmış.1'i gene yoğun sigara içiciymiş. 5 hasta da 60 yaşın üzerinde imiş.

    9) ölümler hastanın mulbsta skoru ile uyumlu oluyormuş, bu skora göre öngörülebiliyormuş. neymiş bu mulbsta skoru: hastanın yaşı, hastanın sigara içme geçmişi, hastanın hipertansiyonu olup olmadığı, hastanın virüsle beraber aynı zamanda bir bakteriyel enfeksiyona sahip olup olmadığı, akyuvarlarındaki düşüş değeri ve (zatürrenin-) hastanın akciğerlerinde bulunduğu lob sayısı (multilobiler infiltrasyon) değerleriyle hesaplanan bir skormuş. bu skor ne kadar kötüyse, wuhan virüsünden ölme riskiniz o kadar yüksek demek.

    10) virüs akyuvarlara saldırıyormuş. bazı hastalar akyuvarları azaldıktan sonra hızlı bir şekilde akut solunum sendromu sıkıntısı (ards) ve septik şok geliştirip sonrasında çoklu organ yetmezliğinden gidiyormuş. o yüzden erken teşhis önemli diye not etmişler.

    11) çalışmada yeralan hastaların %49'u meşhur huanan balık pazarında bulunmuş (%2) veya orada çalışıyorlarmış (%47). ama diğer %51 hiç oraya gitmemişler.

    12) bugüne kadar toplam 15 sağlık personeli virüs kapmış. bunların 14 tanesinin virüsü aynı hastadan kaptığı düşünülüyormuş.

    şimdi gelelim bu son bilgiler ışığında hastalığın durumunun ve yayılmasının "gerçekte" ne olduğu konusundaki (maalesef biraz iç karartıcı) düşüncelerime.

    daha önceki entrylerimde (#101173631ve#101251085) detaylı yazdığım sebeplerle bu salgının şu anda tespit edilenden daha yaygın olduğu ve virüse sahip çoğu kişinin grip olarak yanlış teşhis edildiğini düşünmekteydim. hala hemen hemen aynı kanaatteyim. tek bir farkla, bu virüse sahip muhtemel kişilere grip değil zatürre yanlış/eksik teşhisiyle yaklaşılmakta olması çok muhtemel. bu grip teşhisine göre çok daha ciddi bir sıkıntı çünkü zatürrenin öldürme oranı çok daha yüksek dolayısıyla ülkemizde (ve dünyada) wuhan virüsü kaynaklı ölümlerin zatürreye bağlanıp arada kaynaması çok olası. sadece bu da değil, wuhan virüsü için tedavisi yapılacak bir hastaya sadece zatürre odaklı bir tedavi uygulanması da ciddi sıkıntı. yıl yıl, özellikle de bu yıl için, zatürre teşhisi koyulan hasta sayısı konusunda resmi rakamlara ulaşma imkanım yok (ulaşabilecek varsa veya bu bilgiyi paylaşıp o rakamlara yetkili mercilerce ciddi bir değişim olup olmadığına dair dikkatli bir gözle bakılmasını sağlayabilecek bir suser varsa süper olur) fakat hemen google amcaya sordum, 5 gün öncesinden şöyle bir haber çıktı karşıma

    --- spoiler ---

    tekirdağ namık kemal üniversitesi uygulama ve araştırma hastanesi başhekimi göğüs hastalıkları uzmanı doç. dr. nejat altıntaş, "çin'den dünyaya yayılan koronovirüsüne bağlı türkiye'de vaka yok ancak zatürrede artış var" dedi
    --- spoiler ---

    birkaç saat önce çin'den de gazetecilerin yerel krematoryum'a hastanelerden direkt bir çok cesedin yakılmak için (gizlice) getirildiği bilgisine ulaştıklarına dair bir tweet atıldı.

    sözün özü wuhan virüsü kaynaklı hastalığın semptomları ciddi, hastalığın öldürme ve yayılma oranı şu an gözüken istatistiklerden çok daha vahim olabilir.

    edit: imla vs.
    edit 2: cosmology'nin uyarısıyla makale için lancet'teki güncellenmiş link verildi
    edit 3: typo (1. maddede yer alan 1 ocak-29 ocak arasında ibaresindeki typo niedy'in uyarısıyla doğrusu 1 ocak-20 ocak arasında olacak şekilde düzeltildi