hesabın var mı? giriş yap

  • şimdilerde aklım hep uzun uzun yürümekte. istifa etsem ve yürümeye başlasam. bacaklarım daha fazla gidemeyecek hale geldiğinde dursam, çadırımı kurup uyusam. sabah yeniden yürüsem. çok uzaklara. yollarda yeni insanlarla tanışsam, yeni evler, ağaçlar görsem. yeni böcekler, çiçekler, meyveler, taşlar, çitler, bahçeler, çocuklar. çalıştığım kadar çok yürüsem. iki katını yürüsem. bilgisayara kaç saat baktıysam onun 5 katı kadar çok gökyüzüne baksam. ne kadar çok rapor hazırladıysam o kadar çok ayakkabı eskitsem, parçalansa hepsi ayaklarımda. parçaları yollara düşse. şirkette kaç bardak çay-kahve içtiysem 10 katı kadar su içsem, tatlı su, serin su. hep kurtulsam o kahvelerden. yıkansam. nefes alsam sonra. şehirden ve pencereleri bile açılmayan ofisten kurtulduktan sonra karnım davul gibi şişene kadar büyük nefesler alsam. ciğerlerime gökyüzü dolsa. mavi olsa hep. hava ısınsa, hava soğusa. çok rüzgar çıksa, uçarak yürüsem bazen, tutunamasam yere bir türlü. güneş yaksa, gözlerimi açamasam. günlerce yağmur yağsa, kıyafetlerim kurumaya fırsat bulamasa. ben yürüsem yine. üşüsem, hızlı yürüsem. daha da hızlı yürüyünce geçse üşümem. dayanamayınca çadırımı kursam. küçük zaten çadırım, orada kendi nefesimle ısınsam, uyusam. düşünsem, düşünmesem. toprağa yatsam, avuç içlerimi yere bastırsam, bıraksam kendimi öylece saatlerce. sonra tekrar yürüsem. hiç gitmediğim ülkelere. hiç görmediğim insanlara. burada böyle duruyor olmanın acısını çıkarsam. belki o zaman pişmanlığım azalır. ömrümü böyle saçma bir şekilde harcıyor olduğuma daha az üzülürüm. belki iyi ki doğmuşum derim. iyi ki yaşamışım, ne de güzeldi derim.

  • karşıda araç varken yakmayı normal karşılayanların olduğunu da gördük. adam bir de utanmadan rahatsız olanlara düşük iq demiş. sanırım şoför olan herkes kimin düşük iqlu olduğunu tahmin eder.

  • diyanet işleri başkanı'nın son tespitidir.

    https://twitter.com/…akis/status/676537001617858560

    ışid laiklik adına kafa kesiyor, el kaide laiklik adına ikiz kuleleri patlatıyor, hizbullah laiklik adına suikastler düzenliyor, boko haram laiklik adına kızları kesiyor, taliban laiklik adına milleti yakıyor, hamas laiklik adına israil şehirlerine roket yağdırıyor herhalde.

    iran'ın suriye'deki askeri varlığı da, suudi arabistan'ın yemeni işgali de hep laiklik için zaten.

    kaddafi'yi de laikler devirdi, şimdi libya'daki iç savaş da laiklik için çıkarıldı. libya'daki abd büyükelçisini laiklik yanlıları cayır cayır yakmıştı mesela.

    tunus'ta da arap baharı sonrası laiklik için katliamlar yapıldı.

    mısır'da da laiklik kavgası sürüp gidiyor. mursi laiklik getirecekti, karısı çarşaflı generaller mursi'yi de yine laiklik yüzünden devirdiler.

    ama bütün bunlar olurken, laiklik adına savaştıkları belli olmasın diye de allah-u ekber falan diyorlar. batının gizli oyunları işte. lozan'daki bor çıkarmamızı yasaklayan madde gibi...

  • 2000 senesinden günümüze futbolda beni en çok etkileyen 10 bireysel maç performansını müsabakaların zorluk seviyesi ve taraftarlar için önemini de hesaba katarak (zaten diğer türlü halı saha maçlarına kadar gidilebilir fakat yine de bu harikulade performansları kendi aralarında neye göre sıraladığımı belirtmiş olayım.) arşivlemek istedim. ilk 10'da 11,5 performansa değinmiş bulundum ve sanırım mansiyon ödülleriyle bu sayıyı 15'e tamamlayacağım.

    skorlar maçın özet görüntülerine gider.

    10- dimitiar berbatov vs liverpool fc (premier lig 2010/11 sezonu)

    berbatov birbirinden şık iki kafa ve muazzam bir röveşata golüyle hat trick yapıp takımını 3-2'lik galibiyete taşıyor. sezonu manchester united şampiyon, berbatov ise gol kralı olarak tamamlıyor.

    (bkz: 19 eylül 2010 manchester united liverpool maçı)

    9- listenin 9 numarası için birbirini andıran iki farklı kariyer maçı:

    a. andrey arşavin vs liverpool fc (premier lig 2009/10 sezonu)

    arşavin topu iki kez sağ, iki kez de sol ayağıyla kaleye zımbalayıp 4-4'lük geceye damgasını vuruyor. kahramanımız 90. dakikada kaydettiği dördüncü golünden önce müthiş bir depar atıyor ve bu golün sevinci de ayrıca unutulmazlar arasına giriyor.

    (bkz: 21 nisan 2009 liverpool arsenal maçı)

    b. mark viduka vs liverpool fc (premier lig 2000/01 sezonu)

    son golü ofsayt olsa da viduka, tüm yeteneklerini sergilediği dört klas golle dönemin aranan 9 numaralarını tanımlıyor. (üçüncü goldeki dönüşe dikkat!) maçı 4-3 kazanan leeds united, aynı sezon şampiyonlar ligi'nde yarı final oynuyor ve premier lig'i 4. sırada bitiriyor. liverpool ise uefa kupası'nı kazanıyor.

    (bkz: 4 kasım 2000 leeds united liverpool maçı)

    8- thierry henry vs inter milan (şampiyonlar ligi 2003/04 sezonu 1. grup aşaması)

    henry'nin inter savunmasının içinden topu gezdire gezdire geçtiği, henry - fredrik ljungberg - robert pires üçlüsünün inter'i dinlene dinlenene haşat ettiği maçın skoru 1-5. öncesinde inter'in highbury'den 3-0'lık galibiyetle ayrılması arsenal'i* kızdırmış, giuseppe meazza'da henry iki gol ve iki asistle klasını konuşturmuştur.

    (bkz: 25 kasım 2003 inter arsenal şampiyonlar ligi maçı)

    7- robert lewandowski vs real madrid (şampiyonlar ligi 2012/13 sezonu yarı final ilk maçı)

    şampiyonlar ligi yarı finalinde real madrid'e dört tane sallamak kaç futbolcuya nasip olur? lewandowski'nin bundan böyle dünyanın en iyi santraforlarından biri olarak anılması gerektiğini, arşavin'inkini hatırlatan gol sevinciyle ilan ettiği maçın sonucu 4-1.

    (bkz: 24 nisan 2013 borussia dortmund real madrid maçı)

    6- ronaldo luis nazario de lima vs manchester united (şampiyonlar ligi 2002/03 sezonu çeyrek final ikinci maçı)

    ronaldo 2002 dünya kupası'nın ardından 45 milyon euro bonservis bedeliyle yolunu tuttuğu real madrid'deki ilk sezonunda, fiyakasına yakışır bir şekilde old trafford'da hat trick yapıp stadça ayakta alkışlanıyor. ilk golünden sonra ingiliz spikerin* "heartbreaker!" deyişi olacakların habercisi gibi. maçı manchester united 4-3 kazansa da bu sonuçla yarı finalde juventus'un rakibi real madrid oluyor.

    (bkz: 23 nisan 2003 manchester united real madrid maçı)

    5- vitor borba ferreira rivaldo vs valencia cf (la liga 2000/01 sezonu)

    şampiyonlar ligi'ne katılma mücadelesi veren iki takımı ligin son haftası camp nou'da birbirine kırdıran maçta "rivaldo - baraja* - rivaldo - baraja" şeklinde sıralanan gollerle 90. dakikaya 2-2 eşitlikle giriliyor. beraberlik valencia'ya yetecekken rivaldo ceza yayı içinden tüm zamanların en güzel röveşata gollerinden birini atıp fc barcelona'yı ipten alıyor: 3-2 rivaldo'nun bu maçta attığı diğer goller de çok güzel. valencia kadrosundan bazı isimler: canizares, ayala, baraja, albelda, aimar, kily gonzalez, carew, ilie

    (bkz: 17 haziran 2001 barcelona valencia maçı)
    (bkz: rivaldo'nun valencia'ya attığı gol)

    4- ronaldinho gaucho vs real madrid (la liga 2005/06 sezonu)

    aslında bir önceki sezon barcelona'nın kendi evinde 3-0 kazandığı el clasico'dakine* yakın bir oyun sergilemiştir ronaldinho. o maçta 1 gol ve 1 asistle, bu maçta ise 2 enfes golle oynamıştır. gol ve asistleri bir kenara, bu maçlar ronaldinho'nun topla hemen her buluşmasında futbolun en tepesinde yer aldığını gösterdiği, başta michel salgado olmak üzere real madrid savunmasını tarumar ettiği ve en baskın oynadığı maçlarından ikisidir. santiago bernabeu'da 0-3 biten ve stadı dolduran madridista'ların ronaldinho'yu ayakta alkışladığı karşılaşmada real madrid ilk 11'inde yer alan bazı isimler: casillas, carlos, beckham, zidane, raul, ronaldo

    (bkz: 19 kasım 2005 real madrid barcelona maçı)

    3- zinedine zidane vs brezilya milli futbol takımı (2006 dünya kupası çeyrek finali)

    zidane'ın ne kadar omo varsa, ne kadar persil varsa, ne kadar tursil varsa; ne kadar temizlik malzemesi varsa, alayını alıp commerzbank arena'ya* döktüğü ve son dünya kupası şampiyonu brezilya'yı orada üç defa değil kırk defa yıkadığı, kurularken de henry'e harika bir asist yaptığı maç 1-0 fransa'nın üstünlüğüyle bitiyor. maçta çitilenen isimlerden bazıları: lucio, cafu, carlos, ze roberto, juninho, kaka, ronaldinho, ronaldo, adriano, robinho

    2- lionel messi vs bayern münih (şampiyonlar ligi 2014/15 sezonu yarı final ilk maçı)

    aksiyonun boateng'in vurulduğu sahneyle zirveye çıktığı ve messi'yi "alien" rolünde izlediğimiz maç 3-0'lık barcelona galibiyetiyle sonuçlanıyor. messi 2 gol ve 1 asistin ötesinde öyle büyük oynuyor ki bazı pozisyonlarda suarez ve neymar'ın messi'ye ayak uyduramadığı görülüyor, barcelona adeta messi'nin overqualified'lığı nedeniyle tarihi farkı kaçırıyor.

    boateng'in vurulma anı
    messi'nin maçtaki tüm performansı

    (bkz: 6 mayıs 2015 barcelona bayern münih maçı)

    1- lionel messi vs arsenal (şampiyonlar ligi 2009/10 sezonu çeyrek final ikinci maçı)

    senelerdir moralim bozuk olduğunda messi'nin bu maçtaki gollerini izliyorum. staddaki coşkulu atmosfer, yağan yağmur, messi'nin yoktan var ettiği muhteşem goller... uzaktan gol, aşırtma gol, çalımlarla ceza sahasına girilip atılan gol... bacak arası bile var. messi bu maçta 22 yaşında.

    4-1 biten karşılaşmada messi'nin tüm performansı

    (bkz: 6 nisan 2010 barcelona arsenal maçı)

    mansiyon ödülleri:

    cristiano ronaldo'un 2014 dünya kupası playoff'unda 3-2 biten isveç maçındaki hat trick'i (isveç'in 2 golü de ibrahimoviç'ten gelmişti. bu sonuçla dünya kupası'na portekiz katıldı.), fabio cannavaro'nun 2006 dünya kupası yarı finalinde almanya'ya karşı yaptığı kusursuz savunma (del piero'nun golündeki atağı da 120. dakikada büyük bir azimle kendisi başlatmıştı.) ve gheorghe hagi'nin sahanın en yaşlısı olarak çıktığı (35 yaş) 1999/00 sezonu uefa kupası yarı finalinde leeds united karşısında yaptıkları (oyuncuların futbolundaki olgunluğu spektaküler hareketlerle süslemesi bakımından zidane'ın brezilya maçını anımsatıyor. bu maç ayrıca entry'de anılanlar arasında staddaki baskı ve gerilimin en yüksek olduğu maç. leeds united'ın o dönemki konumuna viduka'dan bahsederken değinmiştim.) unutulmamalı.

    14,5 etti. yerel bir (0,5) örnekle 15 diyelim: "arena'da sneijder", "#macuzatmalarasigar" hashtag'i taşısa da türkiye'de son 20 senenin en çok konuşulan bireysel derbi performansı.

    edit: dün sayısız mesaj aldım. entry’e ilgi gösteren herkese çok teşekkür ederim. lewandowski'nin 9 dakikada attığı 5 golü neden yazmadığım çok soruldu. wolfsburg o sezonu bayern'in 43 puan gerisinde ve -2 averajla bitiriyor. başlarken belirttiğim gibi, listeyi çok daha denk takımların bıçak sırtı maçlarından oluşturdum. yoksa tabii ki "9 dakikada 5 gol" hala söylerken bile şaşırtan, fantastik bir olay. daha farklı bir değerlendirmede mutlaka üst sıraları zorlaması gerektiğini düşünüyorum.

  • dişi dondurma yerken yanına gidilir
    -yalayabilirmiyim
    -hayır
    - o zaman dondurmandan yaliyim.ehehe
    -çat*

    [başarı yüzdesi : %0]

  • bu oyunun kuşkusuz en süper arabası nissan skyline gtr'dı, özenle modifiye edilirse; hem tutuş hem de hız açısından şahaneydi (385 km/s yapabilen canavar bu). belki de renk, aksesuar ve graffiti olarak da duran en iyi arabaydı. nfs mw'da görmek isterdik, ama olmadı.

  • 13 ekim 2020 editi:

    "çaylaklık süreci bir olgunlaşma süreci değil, yazarlık çaylak olarak bekledikçe hak edilen bir şey değil. çaylaklık durumu, yazarların oluşturduğu ortalama moderasyon yüklerinin moderasyonel kapasitemizi aşması nedeniyle uzayabiliyor çünkü yazar alımlarını bu sebeple yavaşlatabiliyor hatta durdurabiliyoruz. kimi zaman da günde binden fazla kişiyi alabiliyoruz. moderasyonel kapasitemiz arttıkça alımı hızlandırıyor, kalabalıklaştıkça da alımları yavaşlatıyoruz. durum bundan ibaret."

    (bkz: #114029926)

    ve:

    "henüz yazarlığı onaylanmamış çaylakların yazar olması laneti bitenlerin otomatik çaylaklıktan çıkarılmasına dair yapılan bir değişiklikteki hatadan kaynaklanmıştır. her ne kadar ekşi sözlük'te herkesin yıllarca beklemeden, onaylama gibi aşamalardan geçmeden yazmasını istesek de içerik kalitesini belli bir seviye üzerinde koruyacak değişiklikleri yapana kadar onay sistemiyle ilerlememiz gerekecek. anlayışınıza teşekkürler."

    (bkz: #42345484)

    sakin bir dille, gerçekten haklıymış gibi güzel güzel açıklamak sıvamayı başarıya ulaştırmıyor. çaylak arkadaş s.'ye uyarı için teşekkürler.

    7 ekim editi: tberk adlı yazar aşağıdaki eklentiyi sunduğu için uçuruldu. kendi entry'mizi silmek isterken bile keyfî yönetimden zarar görüyoruz.

    https://chrome.google.com/…femlkoibogenkdijibpdjnpi

    (bkz: ekşi sözlük entry silici)

    6 ekim editi: yazdığım entry'ye sansür uygulandığı, entry'nin tarayıcıdan girişte gizlendiği söyleniyor.

    ön edit: boykotun nedeni (bkz: kanzuk'un eşini torpille yazar yapması)

    (bkz: yolun açık olsun paşam)

    an itibarıyla başlattığım boykot.

    londonphile kendisinden özür dilenerek sözlüğe geri alınana ve alexandraarzat tekrar çaylak yapılana kadar sözlüğe yeni bir şey yazmıyorum.

    torpil yetmemiş, bir de keyfî yönetim devreye sokulmuş. benden şimdilik bu kadar.

    edit: sözlüğe hiç yazılmaması değil de sadece bu konu ile ilgili başlıklara yazılması şeklinde bir boykot önerenler var. o da olumlu. ama ben bu mide bulandırıcı durum karşısında hiçbir başlığa yazmamayı tercih ediyorum.

    3. edit: çok sayıda mesaj geliyor, hepsine cevap yazamadığım için özür dilerim.

    entry silme fikrine çok sıcak bakmıyorum çünkü yazdıklarımız aynı zamanda bizim kişisel hafızamız.

    adblock (reklam engelleyici) kullanabilirsiniz. belki bilmeyenler vardır diye androidde chrome için şunları bırakıyorum:

    https://play.google.com/…spaceship.netprotect&hl=tr
    https://play.google.com/…freeadblockerbrowser&hl=tr

    ayrıca chrome yerine deebrowser kullanıyorum, öneririm. reklam engelleme özelliği var.

    yazar arkadaşlar ublock origin, adguard ile nano adblocker'ın çok iyi olduğunu söyledi.

    ayarlar kısmından entrilerinizin ekşi şeyler ve pena'da kullanılmasını engelleyebilirsiniz.

    selam bebeksi sözlüğe uygulama üzerinden değil de tarayıcı ile girmenin daha iyi olacağını söyledi.

    eleştirel beyanlarda bulunan `@s2min3u`'ın uçurulduğu söylendi. konu ile ilgili bilgim yok.

    son edit: başka yazarların da uçurulduğu bilgisi geldi.

    genel bir iki şey söylemek istiyorum:

    arkadaşlar, bazılarınızın söylediği gibi sözlüğe gereğinden fazla anlam yüklemiyoruz. adalet duygusunun yer ve zamana göre değişen bir yapısı yok. ülke yönetimi ve küçük bir çocuk oyununda karşılaşılan haksızlık aynı duyguları uyandırır.

    "benim şirketim benim kararım" düşüncesine sahip olabilirler. bu, onların tercihi. yazarlar olarak bizim (en azından bazılarımız) aksi yönde düşüncelerimiz var. kişisel olarak, keyfî yönetime tahammül edemiyorum. keyfî yönetimi umursamayanları da saygıyla karşılıyorum, bu da özgür bir tercih.

    bugünkü son keyfî debe lisesinden sonra dünkü kararımı değiştirdim. entry'lerimi silmeye başlayacağım. bunun için özel yapılmış entry silici botlar varmış. ama ben ara ara sözlüğe girip öyle sileceğim, malum, dakikada 1 entry silmeye izin veriliyor.

    benim açtığım başlıkta ilk sıraya kendi entry'sini koymuş kanzuk :) kimden izin aldın?