hesabın var mı? giriş yap

  • topla yapabildiklerini diğerleri yapamadığı için zaten gelmiş geçmiş en iyi futbolculardan birisidir.

    adam sirkte değil, el clasicoda, şampiyonlar liginde, dünya kupasında yapıyordu o hareketleri. santiago bernabeuda ayakta alkışlanıyordu. hem hızlı hem golcü hem asistçi. komple bir futbolcuydu.

  • grup kuralarının bugün çekildiği şampiyona. buna göre oluşan gruplar:

    a grubu: fransa, yunanistan,polonya, finlandiya, izlanda, slovenya

    b grubu: israil, litvanya, gürcistan, italya, almanya, ukrayna

    c grubu: hırvatistan, çek cum., ispanya, karadağ, romanya, macaristan

    d grubu: türkiye, rusya, sırbistan, letonya, belçika, büyük britanya

  • sıfır gluten, sıfır lektin, kuruyemiş yok, süt ürünü yok, abur cubur yok, sıfır meyve.

    lektin nedir diye baktım, fasülye, barbunya, nohut, mercimek, domates, patlıcan, yer fıstığı, buğday, tahıllarkn tümü lektin içeriyormuş.

    la olm bunları bile yemeyecekseniz niye geldiniz bu dünyaya amk. avuç avuç toprak yiyin bari.

  • 5000 lira para alıp mekanın reklamını yaptığı şeklinde, gördüğüm en adi iftiraya maruz kalmış insan. programı yapan insanlardan biri olarak şunu söyleyebilirim. değil para almak bazen para verdiğimiz bile oldu.. çekim yaptığımız yerin hesap almama ısrarlarını aşıp hesap ödediğimiz de.. ben dahil vedat milor ve tüm ekip ısmarlanan yemeğe bile mahçup olurken bir kendini bilmezin oturduğu yerden saçmalaması hiç bilmediği halde yorum yapması, iftira atması ekşi sözlüğün alehinde konuşanları ne kadar da haklı çıkarıyor maalesef.

  • neden efe aydal roleplay gibi konuştuğunu anlayamadığım yeni ölü ya da sakat adayımız. şimdiden rahmet ya da şifa diliyorum flash tv reis.

  • arkadaşların üniversiteye maymun getirmesi. kapıdaki güvenlik görevlisi "hayvan sokmuyoruz arkadaşlar üniversiteye ayıp bu kadarına da" diyince arkadaşlardan birinin cevaben "hayvan değil abi bu burada okuyor erasmusla geldi." demesi. güvenlik görevlisi 5 saniye boyunca system error verip sonra kendine gelmişti.

    bu arada maymun hakkaten erasmusla gelmişti. daha doğrusu erasmusla gelen bir elemanın maymunuydu.

  • - sene 90. ventolin, güzel sanatlarda okurken bir denizcilik şirketiyle görüşür. kendisinden gemilere uygulanmak üzere logo tasarımı istenmektedir. öğrenci ventolin, ortalama bir ajansın çekeceğinin 5'te biri kadar bir rakam söyler, fiyatta hemen anlaşırlar. iki hafta sonra logoların sunumu yapılır, müşteri bayılır, teşekkürler eder. artık son aşama işin uygulanmasıdır. ancak müşteri bir daha aramaz, telefonlara da çıkmaz. sınavlardı, kızlardı derken aylar geçer. olayı çoktan unutan ventolin, msü'den karaköy iskelesine doğru yürürken bir nakliye gemisi görür. sunduğu logolardan biri, sanki beş yaşındaki bir çocuk bakarak tekrar çizmiş gibi, daha önce görüştüğü şirketin gemilerinden birinin bacasındadır. delirir, adamları allem eder kallem eder bulur, yakalarına yapışır, "ne iş bu?" der.

    konuya geliyorum:

    şirketin patronu, "ne kızıyorsun ya ventolin kardeşim?" der. "senin on liraya yaparım dediğin logoyu matbaacı yeğenime tarif ettim, bilgisayarda bir liraya çizdi. senin işini kullanmadık ki, ayıp oluyor ama."

    bu, mesleğimi ilgilendiren acı bir türkiye gerçeğiyle ilk tanışmamdır.