hesabın var mı? giriş yap

  • ilk çıktığı günden af çıktığı güne kadar asla ödemeyi düşünmediğim, fakat devlet "zorunlu" kıldığı için an itibariyle birike birike 1700 küsür tl olmuş zorunluluk.

    sistem o kadar boktan ki...

    sistemi yaratanlar, o kadar beceriksiz, o kadar cahil ki... üstelik bu sistemi yaratanlara, yönetenlerin maaşları benim ödediğim vergilerle, sizlerin ödediği vergilerle ve hatta fanatikçe bunları destekleyenlerin vergileriyle ödeniyor.

    öğrenci kişi 25 yaşına kadar ödemek zorunda değil. doğum gününün ertesi günü borç sokmaya başlıyorlar. hele bir de gelir testi yaptırılmadıysa vah vah vah.

    ben gelir testi de yaptırmıştım, yine de maksimum meblağ'dan geçirdiler. meğer ne gelirli bir aileymişiz. annemin emekli maaşı 4000 tl'ymiş de benim haberim yokmuş. ödemem dedim; ödemeyeceğim dedim. gittim itiraz ettim.

    abi dedim; okul bittikten 1 gün sonra sisteme mezun olduğum haberi düşmüş; çatır çatır geçirmişsiniz. evet geçirmişiz dedi. peki dedim askere gittiğimden haberiniz yok muydu dedim? aaa askere mi gittin? göster bakalım askerlik belgeni dedi, gösterdim. devletin asker olduğumdan haberi yokmuş; sildiler borcu.

    abi dedim; ben askerden döndükten sonra üniversite'ye kaydolmuştum; 25 yaşının da altındaydım, resmi olarak askerliğimin bittiği ay sonundan itibaren çatır çatır geçirmişsiniz. evet geçirmişiz dedi. peki dedim öğrenci olduğumdan haberiniz yok muydu dedim? aaa öğrenci miydin sen? göster bakalım öğrenci belgeni dedi, gösterdim. meğer devletin asker olduğumdan haberi yokmuş; sildiler borcu.

    şimdi yine gidip diyeceğim; "abi ocak 2014'ten beri sigortalı olarak çalışıyorum. aynı sistemde sigorta primlerim çatır çatır 30 gün 30 gün yatıyor. 25 yaşımı doldurduğum gün sistem otomatik olarak bana çakmaya başlamış, işe girdiğimde işe girdiğimi anlayamadınız mı? çatır çatır geçirmişsiniz." o da diyecek ki; evet geçirdik ve açıp bakarsan hala geçirmeye devam ediyoruz; şimdi bizden kurtulacaksın belki ama işsiz kaldığın ilk gün enseyi kapat, devlet baba şamarı geçirebilir.

    devlet'in zorunluluk haline getirip oluşturduğu sistem tescilli olarak geçirmeye programlanmıştır arkadaşlar. bütün geçirilmiş borçları ve faizleri düştüğümde 2012 başından bugüne kadar 550 tl borç çıkıyor.

    25 yaşını geçmiş öğrenciyken, kredi kartının 40 tl'lik asgari ödemesi için 70 yaşındaki insanların eline bakarken sen kimsin ki bana 200 küsür tl borç geçiriyorsun?

    arkadaşlar, ben ne kadar o kelimeyi ağzıma almak istemesem de, bunun adı toplu geçirmedir.

  • benim gibi üşengeç, siyasetle işi olmayan biri bile sandıkta görev aldıysa bir zahmet bulaşın artık şu işe. normal şartlarda oy vermeye bile gitmeye üşenen ben, sabahın 5'inde kalkıp sandığımın başına gideceğim. rica ediyorum ömrünüzden 1 güncük ayırın da şu rezilliklerden kurtulalım artık.

  • bu mantikla sucu allaha yuklemek de mumkun. fantastik bir ulkeyiz.

    --- spoiler ---
    sayın demirel’in 1991 yılında popülizm sonucu emekli yaşını 38’e kadar indirmesidir. o dönemde de ssk’nın genel müdürü kılıçdaroğlu’dur.kilicdaroglu'nu da yaratan allahtir.
    --- spoiler ---

    edit: taytsiz kral'in uyarisi ile, -de ayri.

  • duş ve mutfağın bir arada olması iyi olmuştur.

    böylece duştan çıkıp anadan doğma bir şekilde soğan doğrayabilir ya da kendinizi una bulayıp sonra duşa girebilirsiniz. tercih sizin.

  • bizim şirkette iki temizlik işçisi var (ahmet ve murat diyelim). çok temiz, dürüst, çalışkan arkadaşlar.

    ahmet üç kuruş daha rızıklanmak için öğlen arasında yakındaki başka bir şirketi temizlemeye gidiyor. ahmet bir gün bir neden dolayı oraya gidememiş ve murat'a "sen git, ben bugün gidemeyeceğim" demiş. murat da kabul etmiş.

    şirkettekiler murat'ın yaptığı temizliği daha çok beğenmiş ve "bundan sonra ahmet gelmesin, hep sen gel" demişler. murat da ahmet'e "kardeş bana böyle böyle dediler, ben kabul etmedim. ne hata yaptıysan git düzelt, rızkından olma" demiş. ahmet ertesi gün öğlen arasında o şirkete tekrar gitmiş ama şirkettekiler "sen gelme murat gelsin" demişler. ahmet, murat'a bunu söylemiş, murat da "kardeş sadece senin rızan olursa giderim, aksi takdirde ekmediğinden olmanı istemem" demiş. ahmet de "tamam, ben razıyım" demiş.

    evleneceğiniz erkekte meslek aramadan önce ahmet ve murat'taki gibi "adamlık" arayın. böyle adamlar gerekirse sırtında taş taşır yine de akşam çorbanızı kaynatır.

    ek ve edit: dün entry'yi yazdıktan sonra murat'a bu konuyla ilgili "nasıl gidiyor?" diye sordum. laf açıldı. oradan aldığı paranın bir kısmını ahmet'e veriyormuş. helal alın teri önemli dostlar.

    ve debe editi: mutlu topluma giden yol karılarınızı ve kızlarınızı sevmekten geçer. özellikle kız çocuklarınızı çok sevin ve mutlu olmaları için her şeyinizi vermeye hazır olun. ola ki ahmet ve murat gibi adamlarla evlenirler...

  • birkaç entry yukarıda marketplace kullanmayı öğrenin diye bir arkadaş çemkirmiş.

    2023 yazında xiaomi kulaklık aldım, 1 ay sonra bozuldu, garantiye yolladım. garantiden de 2 gün sonra bu ürünün kaydı kuydu yok, biz bu ürüne bakmayız dediler. ürünün satıcısı direkt trendyol'du bir de.

    10 ayı geçti, trendyol ile onlarca mesajlaşma, verilen onlarca söze rağmen ürünü kaybettik ya biz diyerek asla iade yapmadılar. 2 kere kargom kayboldu sözde sonra aa bulduk dediler. bunu iki kere yaptılar, ikisinde de yaklaşık 2-3 ay sonunda aa şeytan saklamış ürüne ehe bulduk ya dediler. ürün defalarca incelemeye alındı, ardından da 7-8 ay sonunda garantiye gönderildi.

    en sonunda ürün garantide, size firma yollayacak dediler. firma da şansa ürünümü ben batıdayım, bir doğu iline ve başka isimde birine yollamışlar. artık ortada mal da yok.

    bunun üzerine 2 ay önce para iadesi yapacağız dediler onun da üzerine yattılar. ürünün şu an fiyatı aldığım zamanın 3.5 katı. verecekleri ücret çöp kadar kaldı, ürünüm de yok, ona rağmen hala ne ürünü ne parayı hiçbir şey vermiyorlar.

    10-11 ay diyorum evet. bu saatten sonra beni öldürün trendyol'dan elektronik almam, alanın aklından şüphe ederim, internet böyle olaylarla dolu.

    tekrar ediyorum, satıcı direkt trendyol.