hesabın var mı? giriş yap

  • basit işleri bile düzgün yapamamanın sonucu olan hadise.

    öncelikle miss turkey organizasyonunu önemserim. sonuçta her medeni ülkede böyle yarışmalar vardır ve bu yarışmalar ülkelerin bir rengidir. bizim ülkemizde ise siyaset her işe karıştığı için bu yarışma bile "sözde muhafazakarlaşmadan" nasibini alarak ana akım medya tarafından gösterilmesi sakıncalı bir etkinliğe dönüşmüştür. bunun yanında yarışmanın aday seçimi, jüri üyesi seçimi gibi unsurlarda da kalitesizleştiği açıktır. yani yarışmanın organizasyon komitesi de miss turkey markasının değerini düşürecek yanlışlar yapmışlardır. bir kere bu gerçekleri bilelim.

    şimdi herkesin üzerinde uzlaştığı bir konu var ki adaylar genel itibarıyla hayal kırıklığı yaratmış olsalar da birinciliği daha çok hak eden kişiler vardı. evet çoğunluk tarafından güzelliği nedeniyle birinci olması beklenen başka bir aday heyecandan ya da sosyokültürel seviyesi düşük olduğu için iki lafı bir araya getirememiş ve bu sebeple kendisinin dereceye girmesi jüri tarafından uygun görülmemiş de olabilir. ancak bu durum tanınmış bir isme sahip ve o ismi taşıyan ünlü bir ismin akrabası olan birincinin kayırıldığına dair güçlü algıyı ortadan kaldırmaz. şimdi demek ki ilk hata burada. bir yarışma yapıyorsanız kimseyi kayırmayacaksınız.

    ikinci hata ise şu sosyal medya meselesindeki dikkatsizlik. 20 adayı belirlerken sosyal medyadaki paylaşımlarına bir bakmanız gerekirdi. çünkü toplumda sosyal medya üzerinden ciddi bir linç kültürü hakim. beni bu kızın attığı tweet hiç ilgilendirmeyebilir ancak siz birini toplum önüne taşıdığınızda o kişinin sosyal medya davranışları bir şekilde birileri tarafından gündeme getirilir. o nedenle bu kızları korumak adına olaya önceden müdahil olmalıydınız. demek ki ikinci hata da burada.

    peki sonuç ne oldu? birinci olan aday bir gecede hem torpille yarışmayı kazanmış damgası yedi hem de tweet'i ortaya çıkınca neredeyse vatan haini suçlamasına maruz kaldı. halbuki belki de bu aday ne torpil için ekstra bir talepte bulundu ne de zamanında ünlü değilken attığı bir tweet'in bu kadar sorun yaratacağını düşündü. şimdi bu aday bir şekilde gecenin mağduru oldu bence.

    peki ya organizasyon komitesi ve jüri? onlar ise dün gece adaylardan birini kayırma konumundalardı. bugün ise kayırdıkları kişinin tacını geri alarak (bu geri alma eylemi haklı da olabilir o meseleye girmiyorum) belki de bazı siyasilerden övgü toplayacaklar.

    işte bu domino taşı etkisiyle gelişen olaylar silsilesinde sebep ilk cümlede gizli aslında: işini düzgün yapmamak. oysa herkes iyi niyetli hareket etse, profesyonellikten ayrılmasa kimsenin canı yanmayacak. ancak eminim ki dün birinci olduğuna çok sevinen aday bile bugün lanet olsun şu yarışmaya girdiğim güne diyordur.

    velhasıl yaşananlar bu ülkede farklı mecralarda karşımıza çıkan iş bilmezliğin bir özetidir aslında. o nedenle bizim iş ahlakını mutlak surette öğrenmemiz ve içselleştirmemiz gerek. hırslarımızdan, art niyetlerimizden kurtulup yaptığımız şey her neyse onu düzgün yapmaya çalışmamız gerek. başarabilir miyiz? istersek evet. peki bunu istiyor muyuz? işte ondan hiç emin değilim.

  • az once bir program seyrettim. genc bir dalgic, soyle bir sey soyledi "ailemin en buyuk hayali dunyayi gezmekti, ben cocukken evimizi satip bir tekne aldilar ve ben denizi o zaman sevdim."

    dusundum sonra, biz asla boyle ailelere sahip olamayiz ve bir gun aile oldugumuzda biz de boyle aileler olamayiz. hayallerimiz "gelecegimizi garantiye almak" uzerine kurulu.

    hayallerimiz "evlenmek, ev almak, arabayi degistirmek, daha cok para kazanmak, pirlanta yuzukler almak, koltuklari degistirmek" ekseninde donup duruyor. ıcimizden gercekten hayal kurabilenleri de "akli bir karis havada" diye diye el birligiyle vazgecirebiliyoruz.

    hayattan aldigi keyif "hep daha fazlasi" uzerine kurulu olan insanlar olarak dogmuyoruz ama boyle yontuluyoruz, sekillendiriliyoruz ve ne yazik ki cocuklarimiz da boyle sekilleniyor.

    gercekten hayal kurmuyoruz, hayal kuramayan insan hayattan keyif alamaz. biz gelecegimizi garantiye almaya calisirken kendimizi unutuyoruz ve bence bize cok yazik oluyor.

  • hangi temiz alın?
    ben sizde temiz alın göremiyorum.
    sizin günahlarınızın yanında şampanya abı hayat kalır. söyletme şimdi günahlarınızı, hapse atıyorsunuz sonra.

  • genel bilinen bilgi kendisinin hiç düşürülmediğidir. oysa 1944 yılında radyatörüne aldığı isabet neticesinde rusya topraklarına zorunlu iniş yapmıştır. uçağın başına kontrole gelen ruslardan ise karın ağrısı numarası ile kurtulmuş, birliğine kadar yürüyerek geri dönmeyi başarmıştır.

  • anusu delip gecip bagirsaga kadar gicir gicir yikanmak istenilmiyorsa su tazyiginin ve boru ucu lokasyonunun iyi ayarlanmasi gereken musluk turu.

    (ayrica biri bana, oyle bir gun gelecek ki cumartesi gecesi evde yalniz oturup cekirdek citerek taharet muslugunun incelikleri hakkinda yazi yazacaksin deseydi inanmazdim)

  • caz tarihinin bir numaralı efsanesi. birşeyler kaydetmeye ufacık yaşında başlayan van gelder, blue note için 1953 yılında çalışmaya başladı. part time kayıt yapan isim, aslında optometrist olarak çalışmaktaydı. 1959 yılında tamamen kendini müziğe adadı. cazın bütün devleri ile beraber çalışmış ismin tekel olduğu da söylenir. sallallahu aleyhuvesselleme selam olsun, kısaltması rvg pek mühimdir; blue note'un özel rvg edisyonlarını görürseniz, elinizi asla korkak alıştırmayın, kapın.