hesabın var mı? giriş yap

  • barbara dururken bol bol serenay'ı gösteren reklem. bir nevi karışık kuruyemişe leblebiyi basmak, dayı torpili, fetöcülük gibi bir şey.

  • my so called life cizgisinde olan, karamsar ama umutsuz olmayan bir gozle lise ye, ama daha onemlisi lisede herkesin gormezden geldigi insanlara ve onlarin dunyalarina bakan, dreamworks tarafindan yapilmis, yegana guzel dizi. dizisin en carpici ozelligi: genelde cogu genclik dizisi gibi "lise de bir guzel, bir eglenceli ki, sorma, siniftaki tum kizlar model gibi erkeklerse ta$, bi de bunun uzerine hepsi de cok iyi kalpli, ne zaman yardima ihtiyacim olsa kosarak geliyorlar" gibi kli$elerle insanlari kandirip, goz boyamaya calismamasidir. cunku gercek dunya bole i$lememektedir, dolsiyla bu dizide o tarz bir kurguya yer verilmez. nitekim dizinin slogani olan : everything you remember from high school... that you choose to forget.( lise hakkinda hatirlayip ama unutmayi sectiginiz hersey), dizinin icindeki rahatsiz edici lise hayatinin gercekciligini cok guzel olarak ozetliyor.

    bu diziden su anla$ilir ki, gerek amerika olsun gerek turkiye, gerekse japonya; lise hayati tum dunyada aynidir. akilli olan insanlar "inek" damgasi yer ve asagalanir, guzel ama aptal kizlar' i herkes sever, zaten bunlar okulun en popileri olurlar, ice kapali, akilli ama model gibi gozukmeyen, makyajsiz kizla herkes dalga gecer, spor da basarili olan tembel erkekler her zaman kizlarin gozdesidir, ve bu cocuklar acimazsizca kendinden fiziksel olarak gucsuz olanlarla dalga gecer, asagilarlar, ve tabii ki tum bu olaylar olurken hocalarin ruhu bile duymaz.

    freaks and geeks 80 lerdeki lise hayatini anlatmaktadir ki bu da sunu gosterir son 20 yilda lise hayati hic degismemistir, degismeyecektir. halen insanlar sabahin bir korunde mutsuz bir sekilde liseye gidip, koridorlarinda hayalet gibi dolasirken, insanlarin sahip olduklari ozellikleri takdir edecekleri, a$alanmayacaklari, ezilmeyecekleri, kisacasi lise hayatinin bitecegi gunu iple cekmektedirler.

  • tayyip icin en buyuk basarisi 80'den beri apolitik turk gencligini politize etti deniliyor ama simdi yabanci bi arkadasin durum guncellemesini gordum adam 68'den beri apolotik avrupa gencligini bile degistirmis. slovak bir kizin yazdiklari;

    "go to hell tayip!!! that's the right place for you! even here in bodrum,where people don't give a shit about you,we have to look at your ugly face at every second billboard in the town.. and every first is some "happy face" who claims to vote for you. ı'm seriously getting sick.. milli'in adami. bullshit!!!"

    millinin adami kismini tam anlamadim ama degisik olmus tabi.

    edit: milletin adami demek istemis.

  • gecenin bombasını patlatmıştır. bir pozisyonun ilgisizliğini, ortamla uyuşmazlığını şu örnekle açıklamıştır.
    "beyler düşünün.. biz dördümüz bir dağ evindeyiz.. köyde.. etrafta köylüler var filan... kapı çalınıyor.. açıyoruz bi bakıyoruz sharon stone!.. aradan vakit geçiyor...bi daha kapı... zekeriya beyaz!.. ne alaka di mi. işte bu pozisyonda öyle"

    ersin kardeşimiz de boş durmamış bu lafın üzerine:
    "zekeriya hoca gelip sharon stone burda mı diye soruyor mesela?!".. demiştir.

    ama ahmet hoca durmak bilmez..

    .."hatta kazım abi sharon senden buz kıracağı ister.sen olayı idrak edemeyip -o yok,keser vereyim mi dersin."

  • tam olarak 37 dakikadır "penaltı tekrarlanmalıydı" diye ağlamaya devam etmektedir. bu alanda yeni bir rekor geliyor!

    edit:

    ahahahahaha diyalog şahane:

    --- spoiler ---

    güntekin: hatta enteresan bişey söylicem, melo'nun sarı kartı var ve çizgiden öne çıktığı için ikinci sarıdan atılmalıydı.

    rıdvan: fırıncılara söyle bari melo'ya ekmek de vermesinler.

    --- spoiler ---

    ahahahahahashdghagshjgdjhagdgjafsafdsdhasdgjhasdkjashdjsf:d

  • oğlum bu adam beşiktaş'a gelmeyecekse boşuna buraları coşturup durmayalım. üzülüyorum sonra.

    bir keresinde de adebayor'u almaya gidip eneramo'yu almışlardı. ürkmüyor değilim.

  • üst edit: burada suçlu reklam ajansı... yedikleri başka haltlarda var... oha ama medina turgul isimli bu pek etik organizasyon land rover in reklamını direk araklayarak volkswagen firmasında kullanmış... bı de üstüne ödül almış... ya hakikaten yuuuh diyorum...

    üst edit 2: anlaşılan o ki peak tamamen suçsuz... kendilerinin de reklamın araklama olduğunu bizim gibi öğrenmişler... medina turgul a dava açıyor... açsınlar zaten böyle emek hırsızı şark kurnazı fırıldakların sektörden def edilmeleri lazım... bakalım reklamcılar derneği bir aksiyon alacak mı ?

    durum aslında oldukça vahim...

    ancak daha da vahim ve üzerine konuşulması gereken bir durum var...

    senaryo 1: peak firmasının bu reklamın çalıntı olduğundan haberi var mı ? yok mu ?

    yani demem o ki... peak yöneticileri veya tanıtımdan sorumlu bireyler bu reklamı seçip aman kimse uyanmaz. siz bunu bize uyarlayın... eğer böyle ise bu kurumun durumu faciadır... eğer böyleyse peak şu anda faaliyet gösterdiği tüm sektörlerde araklama kültürünü alışkanlık haline getirmiş ve bu şekilde çalışmaktan sorun duymamaktadır. çalıştığı firmaların projelerini çalabilir, personellerinin projelerini çalabilir ve etik değerlerden fazlasıyla yoksun bir firmadır... işin trajikomik tarafı da reklamın konusunun bizim takım arkadaşlarına ihtiyacımız var olmasıdır... niye ihtiyacınız var ? daha iyi araklamak için mi ? ters mühendislikle kodları çalmak için mi ?

    senaryo 2: reklam ajansı çalıntı reklam kampanyasını bildiğin peak isimli firmaya iteledi...

    yazılan entrylere bakılacak olursa arkada kullanılan müzik dahi telif hakkı olmayan müzikmiş... audi reklamı ile izlediğimde müzikten klavye seslerine tamamen aynısı olan durum... siz devasa bir yük gemisini almış boğazın en güzel yalısına geçirmişsiniz... böyle bir rezaletin ne telafisi ne etik değerleri ne de iş ahlakı konuşulabilir... açıkçası peak bu rezalet ile ilgili mutlaka ama mutlaka hakkını aramalı ve bu reklamdan sorumlu hem kendi şirketinde hem karşı tarafında kim varsa dava açmalıdır... şunu diyen olabilir... ama bak ne güzel ses getirdi.. çalıntı çıkması bile ekstra gündem oldu...

    oldu ama... sen prime time denen saat diliminde neredeyse tüm kanallarda aynı anda reklam çıkıyorsun... bu açıkça söylüyorum korkunç bir maliyettir... peki bu kadar para harcayan şirket o reklam filminin yapılmasında masraftan kaçar mı ? kaçmaz... yani acı şekilde ayıplı mal üreterek bildiğiniz dolandırıcılık vakası olarak nitelendirilebilir... yani bu reklam şirketi çalıntı bir reklamı kullanarak reklam müziğini dahi değiştirmeden aynısını yapmış ve bildiğiniz dolandırıcılık suçu işleyerek reklamın konusu peak isimli şirketin itibarını zedelemiştir...

    eskilerin bir lafı vardır:

    ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde

    yani yaptığın iş ile gündeme gel... çalıntı çalışmaların da değil...

    her iki durumda da çıkar kokusu... eğer işin içinde hem peak hem reklam şirketinin ortak planı varsa bu olayın üstü kapatılır gider... bizde bu iki organizasyonun da etik değerlere ne kadar saygılı !!! şirketler olduğunu görürüz...

    ya da peak sitesinde bir basın açıklaması yapar, durumdan haberleri olmadığını ilgili reklam şirketinin kendilerinin itibarını zedelediği gerekçesi ile tazminat davası açacaklarını beyan ederler...

    son olarak hakikaten yuh yahu... birebir aynı reklam böyle büyük bir reklam kampanyasında kullanılır mı ? ya çok amatörsünüz ya da çok ahlaksız...

    ben nezaket olarak peak firmasına geçmiş olsun diyor ve bu işin içinde parmakları olmamalarını diliyorum...

    orjinal audi reklamı

    çalıntı peak reklamı

  • kendi ellerinle çektiğin bir kağnının yol tutuşunu ve hakimiyetini veremiyor kesinlikle. fabrikanın sana biçtiği vites oranlarıyla ömür mü geçer? şöyle ayağını çamura saplayıp araya şanzımandı motordu sokmadan tekerin devrini kendi kas gücünle ayarlamak varken. terlemeden araba kullanmak da neyin nesi? kollarında damar çıkana kadar asılmak, kendini gerçek erkek gibi hissetmek varken parmak uçlarıyla vites başını avuçlamak da ne? o arabayla 10km gittikten sonra aldığın hazzı, içine çektiğin temiz havayı hangi düz vites verebilir?