hesabın var mı? giriş yap

  • özellikle eski şehir merkezinde çok çok güzel binalar var. sonradan büyüyen bölgelere doğru gittikçe hemen ardı kesiliyor ama gerçekten merkezdeki bir çok bakanlık, komutanlık, şu-bu binası ve hatta etraftaki apartmanların çoğu, insanın istanbul'daki mimari kirliliği bir anda fark etmesine sebep oluveriyor.
    bir gün kaldım, bütün gün arabanın penceresinden binalara baktım, memnun kaldım.

  • çok ilginç bir maç. niye diye soracak olursanız şöyle ki:

    konyaspor geçen hafta gençlerbirliği'nden 5 yedi, ondan önceki hafta da galatasaray'dan 5 yedi.

    gençlerbirliği ile galatasaray bu hafta karşılaştı. 1-1 bitti.
    haftaya beşiktaş-galatasaray ve ondan hemen sonraki hafta da gençlerbirliği-beşiktaş maçları var. kısaca öyle işte. hep bunlar birbiri ile oynuyor gibi.

    entrylerimin sonlarını getiremiyorum :(

  • insanlarımızın 11 mart 2011 japonya depremi sonrasında tekrar hatırladığı ancak tam olarak araştırmadan, okumadan üzerinde yorum yaptığı bir dalga tipi.

    genel olarak tsunamiler sismik hareketler(depremler), heyelanlar, volkanik faaliyetler ve tektonik plakaların hareketi sonucu su kütlesinin yer değiştirmesi gibi nedenlerle oluşan dalgalar olarak açıklayabiliriz. derin sularda, okyanuslarda tsunamilerin oluşumunu gözlemlemek çok zor bir iştir. "oha koca koca dalgaları nasıl göremiyorlar?" dediğinizi varsayarak oluşum aşamasındaki büyüklüklerinden bahsedeyim biraz da. bir tsunaminin dalga boyu 1000 metreye ulaşmaktadır ve tahmin edebileceğiniz üzere bu büyüklükteki bir dalgayı en derin denizlerde bile gözlemlemek zordur çünkü sığ su dalgası gibi hareket eder. peki neden bu dalgalar karaya gelirken okyanustan, açık sulardan seyir halindeki gemileri, tankerleri getirmiyor? bunun cevabı bir önceki cümleye yapılacak ufak bir eklemeyle yapılabilir. dalga yüksekliği en derin denizlerde bile sadece 1 m'yi bulmaktadır. 1000 metrelik dalga boyunun yanında abzürt bir sayı olsa da bugüne kadar yapılan araştırmalar bunu göstermiştir. bu nedenle okyanuslardaki gemiler bu dalgaları fark etmeden seyirlerine devam ederler.

    tsunamilerin en korkutucu yanı saatte 800 km'ye varan hızıdır. kıyaslamak için sıradan bir rüzgar dalgası saatte 30-40 km hızla hareket ettiğini söylemekte fayda var. peki ne oluyor da bir anda kıyıya yaklaşan tsunami dalgası onlarca kat yüksekliğe erişiyor ve ekran karşısındaki bizleri hayretler içerisinde bırakıyor? bir önceki paragraftan hatırlanacak olursa tsunami dalgalarının sahip olduğu devasa ölçülerdeki dalga boyundan bahsetmiştim. kıyıya yaklaştıkça sığlaşma artacağından tsunaminin dalga çukuru (dalganın en alçak noktası) zemine yaklaşır, zeminin dikliğine göre çarpabilir. bunun üzerine bu dalganın hızı ve boyu azalır ancak yüksekliği kat kat artar. gerisini zaten hepimiz biliyoruz. önüne geleni yıkarak doğanın bir başka yıkıcı haline ve bir bakıma kendine ait olanı geri almasına şahit olmuş oluruz.

    beni şu satırları yazmaya iten şey, medyada jet hızında başlayan "deprem istanbul'u etkiler mi?" konusu* değildi. sadece istanbul'da tsunami olur/olmaz geyiklerine daha teknik açıdan bir cevap vermekti. eski kayıtlara bakıldığında istanbul'a gelen tsunami özelliği taşıyan dalgaların maksimum yüksekliğinin (yanlış hatırlamıyorsam) 2-3 metreyi bulduğu görülmektedir. ama bizim her konuya hakim halkımız (bu bir eleştiri değil, dünyanın çoğu toplumunda görülen bir mükemmellik*) 3 metrelik tsunami dalgasını sadece sumatra, japonya ya da herhangi bir felaket filmindeki büyüklüklere sahip olmadığı için dalgadan saymıyor.

    geoteknik yerine kıyı ve liman yapıları* uzmanlaşmaya çalıştığım bir alan olduğundan, hem lisans hem de master derslerinden hatırladığım kadarıyla aklıma gelenleri dökmeye çalıştım. gözümden kaçmış hatalar ya da yanlış bildiğim bilgiler olabilir. o yüzden herhangi bir yoruma ve düzeltmeye açığım.

    edit: kizlar 7 beni marmara denizi'nde oluşabilecek tsunamilerin maksimum 6 metre yüksekliğinde olabileceğini söyledi, bilgilendirdi. teşekkür ettim.

  • sonunda, faturasını kesen esnafı ayrı tutarak söylüyorum, vergiden kaçmak için türlü dansözlükler yapıp zarar gösteren esnaf gerekirse batacak ama o borcu ödeyecek.
    lafa gelince memura maaşını vergilerimizle ödüyoruz demeyi, ahkam kesmeyi biliyorlar.

  • "bir zeka, herhangi bir anda varolan tüm parçacıkları ve onlara etki eden tüm yasaları bilebilirse geçmiş ve gelecek bütün berraklığı ile gözleri önüne serilir.". - petek dinçöz.