hesabın var mı? giriş yap

  • doguya giden ogretmenin hayat kesidi bu. buyuk ihtimal evden ayrilirken anasindan babasindan aldi o esyanin paralarini ya da lojmanda ondan once kalan kisi birakmistir. dag basinda, insanlarin haritada arayip bulmakta zorlanacagi bir noktadasin. hicbir sosyal hayatin yok. koyde sinif ogretmeniysen arkadasin dahi yok. bir basinasin. kimi zaman aklina kacirilma, operasyon, orgut gibi seyler gelince yahut esin dostun gorev yaptigin yerden bahsederken allah kurtarsin deyince okulun hemen onundeki ay yildizli al bayrak aklina gelir. vatan sag olsun dersin. yasanabilir, uygar, terorsuz bir turkiye cumhuriyet'i icin her zorluga gogus gerersin. suyun gider gunlerce gelmez, kisin elektrik bir var bir yok, yanan sobanin ustundeki güğüm eslik eder sana.

    ama birileri oturduklari luks evlerde, plaza hayatlarinda, metropol kosturmacasinda senin aldigin maasin haram oldugunu ve hak etmedigini soyler.

    mekanin cennet olsun meslektasim.

  • münevver karabulut'un cinayeti hakkında bilgiler

    düşündüm de ben bu başlığı favorilere ekleyeyim; aklıma geldikçe yazayım.
    malum söz uçuyor, yazı kalsın...
    münevver öldü, hafızamız ve insanlığımız kalsın...

    susmayın, unutmayın. ne olur...

    bu cinayete bu kadar kafayı takmış olma sebebim, adaletsizlik. parayla tıkanabilen hukuki yollar.

    annemi babamı başbakanın ehliyetsiz oğlu ezerse bir gün? hani olmaz da belediye araçları izleri yok ederse? kabus gibi..

    hayatta türkiye'de olacak şey değil de işte, geliveriyor insanın aklına.

    fakirler katil oluyor, zenginler daha zengin.

  • bu biraz hüzün, biraz gariplik, biraz şaşkınlık ve çokça da eskişehir soğuğu hikayesidir.
    çoğu öğrencinin yaptığı gibi faturalar (elektrik, doğalgaz, telefon) mümkün olduğu kadar ihmal edilir. elektriğin ya da doğalgazın kesileceğine dair bir ihbarname gelene kadar ödenmez faturalar. bu ihbarname geldiğinde aceleyle para denkleştirilir ve son dakikada ödenen faturalarla deyim yerindeyse son dakika golleriyle yaşam devam ettirilir.
    yine son ana bırakılmış faturalar fakat bu sefer öğrenciler biraz daha umursamazdır. çünkü faturalar ödenmeden ara tatil için memleketlere gidilmiştir. evden ilk dönen vennus olmuştur. ve eve geldiğinde gördüğü manzara ürkütücüdür: doğalgaz borcundan dolayı mühürlenmiştir (olayın ürkütücülüğüne dair şüphesi olanlar bir kış gecesi eskişehir soğuğunda biraz dolaşmayı deneyebiliriler). "yarın para bulur öderim" düşüncesiyle bir gece idare edebileceğini düşünen vennus evde başka hiçbir ısıtıcı olmadığı için bulabildiği tüm battaniyeleri üstüne sararak uyumaya çalışır ve bir yandan da "donar mıyım lan acaba?" diye kendine sormaktadır. o gece gerçekten de vennus'un hayatındaki en soğuk gece olmuştur.
    ertesi gün doğalgaz borcu ödenir, akşama kadar doğalgazın açılacağı öğrenilir. vennus akşam olana dek eve gitmez çünkü okulun boş ve sıcak laboratuvarları vennus için gerçekten iyi bir alternatiftir. akşam eve döndüğünde gördüğü manzara bir gün önceki manzara kadar dehşet vericidir: doğalgaz henüz açılmamıştır. vennus çaresiz biçimde, o soğuk gecelerden bir tanesine daha merhaba demek üzeredir. kafaya geçirilen kapşonlar, üzerine örttüğü battaniyeler lokal bir ısınma sağlamaktadır ama kafa battaniyelerden dışarı çıkarıldığında inanılmaz bir soğuk yüze tokat gibi çarpmaktadır. "dün donmadım ya bugün de donmam herhalde" diyip uyur.
    ertesi gün, doğalgazın ufak bir aksilikten dolayı açılmadığını öğrenir ve doğalgazın artık kesin açılacağına dair güvence almıştır yetkililerden. vennus doğalgazın açılacağından emin bir şekilde akşama kadar gezer dolaşır ve vakit geç olduğunda eve gelir. doğalgaz vanasındaki mühürün kaldırıldığını görür, sıcak bir ev artık vennus beklemektedir (bekle sen). dairenin kapısı açılır. el, lamba düğmelerinden birine uzanır ve o an elektrik çarpmışa döner: elektrikler borcundan dolayı kesilmiştir. o an belki gerçekten elektrik çarpsa çok daha mutlu olacaktır vennus, çünkü ısınması için kombiye, kombinin de elektriğe ihtiyacı vardır. yapacak bi şey yoktur, borcun ödenmesi, elektriklerin tekrar açılması gerekir. o soğuk gecelerden en az bir tanesi daha onu beklemektedir. "keşke bir kutup ayısı, bir penguen olsaydım, başlarım üniversitesine" der ve uykuya dalar. ertesi gün onun için sıcak bi gün olmak zorundadır, çünkü elektrik faturası da ödenmiş, elektrikler tekrar açılmıştır. vennus kombiyi açar fakat ateşleme yapmamaktadır. kullanma klavuzundan kombiye biraz su basıp, su basıncını artırması gerektiğini okur. kombiye giden su borusunun vanasını çevirir fakat hiçbir hareket, gelişme, huzur verici bir su akış sesi yoktur. o an akıllı su sayacının üstündeki şu yazıyı hatırlar: "kredi az"

  • büyük üstad hakkında ilginç bilgiler

    - gitar soloları muazzamdır ve albümlerinde özellikle doksanlı yıllarda çıkan albümlerinde sound değişikliğine giderek klasik gitarla bestelerini yapmıştır...gittin o gidiş, kanayan gül, içim yanar ve dönebilsem bilinen en muazzam örnekleridir...kendisi james hetfield'a taş çıkartmasa da kendi çapında elektro gitar'ı saz kıvamında çaldığı da olmuştur:) işte o canlı performanstan ufak bir kesit...

    https://www.youtube.com/watch?v=-2tm9_yddp4

    - huzurum kalmadı bestesi 1977'de tutmasına rağmen şarkıyı seneler evvel yapmıştır. 72 yılında falan olması lazım...demekki demlenmesi gerekiyordu ortaya çıkması için.

    - adana'da sayısız yardım kuruluşlarına bağışı vardır ve hiçbirinin ortaya çıkmasını istememiştir. çukurova tv'de ya ortaklığı ya da bizzat tek başına kendi hissesi vardır.

    - ülkede muadillerine nazaran yani orhan, müslüm, ibo'dan farklı olarak türkü kasedi çıkarmamıştır. salt arabeskin yansımasıdır.

    -gülhane konseri rekoru daha kırılamamıştır...200 bin kişiydi sanırım guiness rekorlar kitabındadır hala.

    - 250'yi aşkın bestesi vardır ve ortaklaşa yaptıkları bestelerde kendisinin adını kullanmaz beste ortağının adını verir mesam'a.

    - marmaris'te koy satın alabilecek kadar da bu işten para kazanmıştır...hakkıdır.

    -klasik ve elektro gitar haricinde piyano ve bağlama çalmayı da bilir...işin mutfağında bulunur ancak bu müzikal bilgisini pek lanse etmez...

    - 250'ye aşkın bestesi olan bu insan sapına kadar alaylıdır...okuma-yazmayı hamaldan öğrenmiştir:)

    -müslüm gürses'in bizzat hastane masraflarını karışılamak istemiştir.

    ailemden kalan yegane unsurdur ferdi tayfur...14 yaşında ağlamazsam uyuyamam dinlenen bir evde aşık olmadan aşk acısı çektiren, fadimenin düğünü ile kente göçün saçma sapan sonuçlarından mizahi bir dille ve kilple bahseden bu yüce gönüllü insana allah uzun ömürler versin.

    gelen mesajlar sonrası edit: debe'ye ikinci siradan girmesi çok şaşırtıcı oldu ve tonla mesaj geldi geri donemediklerim kusura bakmasınlar...bunlar sadece buzdaginin görünen kısmı part 2 en kısa zamanda gelecektir.

  • işte bu nedenledir ki eğitilmemiş, bağnaz ve din ticaretinin gelişkin olduğu toplumlarda en tehlikeli yönetim biçimi de demokrasidir.