hesabın var mı? giriş yap

  • 3,5 yaşındaki güzel kızımız annesiyle birlikte uyumak için yataga yatmıştır ve dua etmektedirler.
    anne:allahım bize saglık ver
    çocuk:allahım bize saglık ver
    a-allahım bize mutluluk ver
    c-allahım bize mutluluk ver
    a-hadi şimdi sen kendi kendine dua et bakalım
    c-allahım bize cikolata veeeer nolurr
    (kopulur)

  • hızlı ve öfkeli 5/fast five adli film ve filmde oynayan vin diesel uzerine cevirdikleri muhabbet:

    cenk: bugun hizli ve ofkeli 5/rio soygunu adli filmden biraz bahsetmek istiyorum.
    erdem: cenk bey hizli ve ofkeli'nin sonuncusu ta$ ve sopalarla cekilecek demi$tiniz. dogru mu?
    cenk: dogrudur, bunu ba$ka $eyler icin de soylemi$tim.
    erdem: peki diesel dostumuz oynuyor mu filmde?
    cenk: dizel dostumuz var biraz hesapli olsun diye kendisini oynatmi$lar.
    erdem: hic bu filme uygun biri degil. dizelden o kadar surat hayatta cikmaz.
    cenk: ama devamli yari$iyorlar ya butun film boyunca. kim bilir kac depo gitmi$tir.
    erdem: dizel olduguna gore o ofkeli olan. hizli olan oburu. benzinli.
    cenk: benzinli olan hizli. bu da "beni geciyor devamli geciyor, ben yoku$ bile cikamiyorum." diye sinirleniyor. 5. filmin butun hikayesi bu.

    beynimi tokatlayan ikili. diyalogu dinledigimden beri pambik gibiyim amk.

  • - pardon hanımefendi bebeğinizi düşürdünüz.

    + bu benim değil kendisini ilk defa şimdi görüyorum.

    - ama sizden düştü.

    + öyle mi? dur bi bakiym (karnını kontrol eder). aaaa evet benim galiba. çok teşekkür ederim çok naziksiniz.

    - rica ederim.

  • bunu yapabilen erkeğe babanız sizi verse de siz varmayın. olay düşündüğünüz kadar naif olmayabilir.

  • elestirilecek noktayi kaciriyoruz yine her zamanki gibi. onun maasi fazla degil, sizinki az.

  • şut feyki attıktan sonra yerden hiç kalkmayıp golü izlemeye başlayan defans oyuncusunun suratına bakın mesutun ayıbını görürsünüz.

    adam oracıkta pozisyonu değil futbolu bırakmış sanki

  • işçiye defalarca "kemer tak kardeşim" denip, defalarca eğitim verildiğine eminim. hiçbir iş güvenliği uzmanı salak değil. mutlaka işçinin imzaladığı eğitim tutanağı da vardır. tersaneler işçi ölümü için en riskli bölgeler. allah rahmet eylesin.

    edit: ben demiştim demeyi sevmem ama, ben demiştim. link

  • sıfır gluten, sıfır lektin, kuruyemiş yok, süt ürünü yok, abur cubur yok, sıfır meyve.

    lektin nedir diye baktım, fasülye, barbunya, nohut, mercimek, domates, patlıcan, yer fıstığı, buğday, tahıllarkn tümü lektin içeriyormuş.

    la olm bunları bile yemeyecekseniz niye geldiniz bu dünyaya amk. avuç avuç toprak yiyin bari.

  • az once gelen email. nijerya'da cekilen bir piyangodan kazanmisim. hemen arzu ettikleri gibi tum kisisel bilgilerimi, banka hesap ve kredi karti numaralarimi gonderdim. umarim parayi yatirmalari fazla uzun surmez. cok mutluyum.

  • poşetten para alma durumunu ben de pazarlama hatası olarak görüyorum. ancak pazarlama hatası olarak görenler bir çözüm önerisinde bulunmamış. bazı kişiler de poşetten para alınarak poşet israfının engellenebilir olabileceğini savunmuş.
    benim önerim : her bir ürün için ürüne belli miktarda poşet parasını eklersin. kasada da bunu hesaplarsın. örneğin bir ürünün satılması istenen tutarı 9,75 tl ise 0,25 tl poşet parası eklersin ve 10 liradan satarsın. satınalma kararına etkileyecek bir tutar değil sonuçta. kasada da müşteri örneğin bu üründen 4 adet aldıysa, poşet almazsanız 1 tl iadeniz oluşacaktır dersin. müşteri kendi karar verir o 1 lirayı alıp almamaya. poşet kullanması gerekiyorsa bunu reddeder ve poşeti kullanır. 1 lirayı almak istiyorsa da alır ve poşeti israf etmemiş olur. müşteri taciz edilmemiş olur, ekstra indirim algısı da yaratılabilir.

  • karakter sınırlaması nedeniyle olması gereken başlık: "hiçbir chat programının msn messenger kadar tat vermemesi"

    evet bunu kabul edelim. eskiden msn messenger'da daha güzel chat yapardık. daha bir zevkliydi. ifâdeleri, üst kısmına yazılan iletiler, yazı karakterleri, daha bir interaktif oluşu ne bileyim ya daha güzeldi msn messenger.

    hele de beklediğin kişinin online oluşunu gösteren o pencerenin alttan çıkması bile kalbini küt küt attırırdı insanın. (bkz: msn'de onun online oluşunun beklendiği günler)

    şimdi yer gök mesajlaşma programı. evet whatsapp'da güzel fena değil ama msn başkaydı msn.

    edit: icq'yu biliyorum elbette. yeri dolmaz. burada bahsettiğim o çetleşme kolaylığı ve msn'e ait güzelliklerdi. kabul edin ki icq mesajlaşma için hantal kaçıyordu bir de konsept olarak başkalarını bulma, arkadaş edinme gibi özellikleri vardı. msn'in birilerini arama fonksiyonu yoktu.

    edit: ve tabii ne dinliyor özelliğini de unutmayalım. sevgiliden mi ayrıldın? koy sezen'i görsün karşıda. "bunalımlı şarkılar dinliyor bak kötü olmuş çocuk" desin.

    yine msn'e kendi kendime keşfettiğim bir yol vardı. araçlar/kişiler penceresine girdiğinde kişinin üzerinde sağ klik yapardın. eğer "sil" özelliği aktifse kişi seni silmiş anlamına geliyordu.

    msn yıkılınca sanki bir cumhuriyet devrilmiş gibi bir sürü etnik mesajlaşma programları çıktı. birinden çık ötekine gir, kişilik bölünmesi yaşa, yetişeme. ne gıcık bir durumdu şu an.