hesabın var mı? giriş yap

  • ben : erkek
    eşim: kadın

    ilk evlendiğimizde mecbur paraları birleştiriyorduk.. çünkü her orta direk türk genci gibi evlenirken çektiğimiz kredilerin borçları vardı. o zamanlarda gelirlerimiz birbirine yakın rakamlardı. eşim maaşı yattığında maaşının büyük bir bölümünü bana verir, ben kendiminkiyle birleştirir borçları öder, evin diğer giderlerini falan hallederdim.

    şimdi evleneli 6 yıllık bir süreç geçti. ben iki kez terfi aldım. eşimin maaşıyla benim maaşım arasında belirgin fark oluşmaya başladı. artık ondan hiç para almıyorum. hâlâ evin bütün ödemelerini ben yapıyorum. araç giderleri, kredi kartları sağlık sigortaları vs. hepsini ben ödüyorum. eşim ise kazandığı parayı ne yapıyor bilmiyorum. tek bildiğim eve hergün kargo geliyor. sanırım eşim trendyol'a çalışıyor.

  • "benim öküz işe gitti az önce, çabuk gel, özledim"

    hayır öküz kim, ne işi, bi de şimdi çıktım daha evden ne çabuk özledin ya, canım benim.

  • niye algı yaratıyorsunuz? adam büyük bir bölümünü tenzih ediyorum diyor. e dedikleri de doğru. tanımlamış olduğu sıfata uygun bir dolu dallama var burada. altına imza attığım sallamadır. ağzına sağlık cüneyt.

  • açılın kargocu geldi.

    olmayan çökmedir. biz ona sektörde şubeler patladı deriz. yani dağıtım kapasitesinin üzerinde çok sayıda kargo gelmesi sebebi ile teslimatların gecikmesi olayıdır.

    malumunuz covid-19 önlemleri nedeni ile belirli günler sokağa çıkma yasağı getirilmiş ve bu yasaktan kargo sektörü de muaf tutulmuştur. sağolsun halkımız evde kaldığı günleri internetten alışveriş yaparak değerlendirmiş ve şubelerin kargo sayıları iki katı üç katı gibi rakamlara ulaşmıştır.

    bir aracın kendi muhitinde bir gün içerisinde maksimum teslimat yapabilme ve aynı zamanda müşteriden kargo alımı yapabilme sayısı ortalama olarak bellidir. buna bir de yasal çalışma saatlerini de eklediğimiz zaman devir sayılarının yüksek olması çok normal.

    covid-19 siz değerli müşterileri etkilediği kadar çalışan kargo elemanlarını da etkilemektedir. girip çıkmadıkları yer kalmayan dağıtım personelleri de alınan tüm tedbirlere karşı corona virüsten etkilenebilir ve dağıtım yaptığı mahallenin teslimatlarında gecikmeler yaşanabilir.

    ek önlemler tabiki alınmaktadır ancak takdir edersiniz ki corona virüs dünyadaki hiçbir sektör için öngörülemezdi. öngörülemeyen nedenler için hiç bir şirket de arkasında destek olmadan araç ve personel yatırımları yapamaz.

    tüm olumsuzluklara rağmen bu global çapta salgının ortasında ekmek parası için canla başla çalışan kargo personellerinin de en az sağlık çalışanları kadar alkışı hak ettiklerini düşünmekteyim.

    edit : özelden çok sayıda destek ve alkış geldi. varolun, çok teşekkür ediyorum ve hepsini tüm kargo çalışanlarına armağan ediyorum.

  • pardon da ne olacağıdı?

    siz kucaktan kucağa gezerken düzgün kızlar o düzgün erkeklere binip gittiler. siz de demirin tuncuna erkeğin piçine kaldınız canlarım. hahaaaayyt

  • okumamis ise degersizdir kafasindan ne zaman cikabilecegimizi cok merak ediyorum. bu usta normalde cok degerlidir ama bizim ülkemizde üniversite bile okumamis asgari ücrete calismasi kafasi gercekten cok komik.

    bu pide ustasi ülkemizde de yaklasik 30 35 civari aliyordur ve o nasil yazilimci gibi kod yazamiyorsa, yazilimcida kürege ve firina anca uzaktan bakabilir ve bu seviyeye bir kac ay icinde hicbir usta gelemez.

    almanya´da sihhi tesisatci su an mühendis kadar aranan bir meslektir ve maaslari neredeyse mühendislere yakindir.

    bence anlamsiz bir karsilastirmadir.

    not: pide ustasi v.s degilim. insaat mühendisiyim.

    edit: ben okuyanlar değersizdir gibi bir şey söylememişim ama bu konu da çok mesaj atan olmuş. ikincisi tesisatçılar mühendislerden çok kazanıyor da dememişim yazdıklarımı okumadan mesaj atmayın varsa fikriniz yazın okuyalım.

  • kimisi saflığın göstergesi olan yorumlardır.

    adam "dinamo kiev maçını nereden izliyorsunuz arkadaşlar? " diye soruyor,
    bir kişi cevap vermiş "erzurum yildizkent'te iddaa bayisinde izliyorum"

  • lan şuna inanana acil ve zorunlu olarak matematik dersi verilmesi gerekiyor. 4 milyar sayısının kaç olduğunu bilmiyorlar.

    biri gelir "biz 200 kişiyle saatte 1200 fidan diktik, neden olmasın?" der, öbürü gelir "bizim köye 10 bin tane ağaç dikildi, neden olmasın?" der.

    4 milyar lan 4 milyar. o dediğin 10 bin tane ağaç var ya, onun gibi 400.000 tane daha lazım. 400 bin tane köy var mı oğlum türkiye'de? baktım 18 bin tane köy varmış. 400 bin köyün hepsine de istisnasız 10 bin ağaç dikeceksin. ya da madem 18 bin köyün var, hepsine istisnasız 220.000 ağaç dikeceksin. kafan alıyor mu?
    ( ha bu arada, bence şikayet et belediyeyi. sizin köye olması gerekenin 22'de biri kadar ağaç dikmişler. git belediyeye, "her köye 220 bin ağaç dikmişsiniz, bizim köye niye sadece 10 bin tane?" diye sor bakalım ne diyecekler)

    ya da efendim neymiş 20 kişilik ekipler varmış. evladım 20 kişilik değil 20.000 kişilik ekip gerekiyor o 4 milyar ağacı 15 senede dikebilmek için. hem de başka hiçbir iş yapmayacak bu 20 bin kişi mesaide, sadece hiç durmadan ağaç dikecek. tüm türkiye'deki belediyelerde çalışan toplam işçi sayısı 148 bin bu arada. her 8 işçiden birisi non-stop ağaç dikiyor demek ki. vay bee.

    ayrıca bu lafın ilk edildiği zaman da gezi parkı zamanı, yani 4 sene önce, yani aslında 15 değil 11 seneden bahsediyoruz. 11 senede 4 milyar ağaç dikilmiş, 15 senede yine 4 milyar. sallamasyonun boyutunu ordan anla.

    ondan sonra niye akp iktidar oluyor. ya kim olacaktı çarpma bölmeyi bile bilmeyen bu seçmenle?

  • kendilerini bu ulvi amaca öyle kaptırmışlardır ki gözleri başka bir şey görmez..

    - neriman teyze hadi halay başladı
    + ben oynayamam, siz takılın
    - e hadi ama bütün gece oturdun orda öylece
    + görevimi bırakamam necmi ısrar etme
    - [gelin] ben tutarım biraz, git neriman abla eğlen biraz
    + konuşma be, işine bak sen!
    - ?!

  • müşteri gelir,
    m:merhaba
    o:merhaba buyrun hosgeldiniz
    m:selami akgün
    o:aleykümselâm
    m:!!!
    m: adımı söylüyorum.

    tüm şube -başlığa atfen söylüyorum- yarıldı. herkes masanın altında, ben de gülmek istiyorum ama yemiyor tabi adam kızgın bir boğa gibiydi
    hayır gelip adını neden söylüyorsun. adın madem bu kadar ofsayt söyleme kardeşim. sonra da sinirlenmenin ne alemi var..
    bu olayı test edebilirsiniz, birine selami akgün diye seslenin.