hesabın var mı? giriş yap

  • yeni bir yıl ve geleneksel olarak paylaştığım istatistiklerin 2023 versiyonu ile karşınızdayım. bu veriler emniyet genel müdürlüğü tarafından yayınlanmaktadır. tüik'in haziran ayında yayınladığı istatistiklerden farklı olarak sadece kaza yerinde ölen sürücü bilgilerini içermektedir. tarafların anlaşarak tutanak tuttuğu kazalar da dahil değildir.

    2023 yılında, ölümlü-yaralanmalı kaza sayıları 2022 yılına göre artış gösterirken, trafik cezası sayıları, alkollü araç kullanımı, 5 kez hız sınırı aşımı ya da 100 ceza puanı aşımı sayıları düşüş göstermiş.

    ölümlü-yaralanmalı kazaların 9.021 tanesine bisiklet dahil olmuş-. bu sayı 2022 yılında 8.746, 2021 yılında ise 8.887 olarak kayıtlara geçmiştir.

    ölümlü kaza sayısı: 2.424 (1.919*)
    yaralanmalı kaza sayısı: 232.568 (195.011*)
    maddi hasarlı kaza sayısı: 320.676 (288.118*)
    toplam kaza sayısı: 555.668 (485.048*)

    ölen kişi sayısı: 2.984 (2.282*)
    yaralı sayısı: 354.323 (291.151*)

    ölümlü-yaralanmalı trafik kazalarının oluş şekline göre türleri:

    karşılıklı çarpışma: 13.403
    arkadan çarpma: 25.918
    yandan çarpma: 77.992
    yan yana çarpışma: 3.995
    duran araca çarpma: 3.363
    zincirleme çarpışma: 1.245
    çoklu çarpışma: 1.436
    engel/cisim ile çarpışma: 10.828
    yayaya çarpma: 37.521
    hayvana çarpma: 1.043
    devrilme/savrulma/takla: 28.106
    yoldan çıkma: 26.062
    araçtan insan düşmesi: 1.907
    araçtan cisim düşmesi: 86
    park etmiş araca çarpma: 2.087

    ölümlü-yaralanmalı trafik kazalarında kusur durumu:
    sürücü: 249.776
    yaya: 25.340
    araç: 3.148
    yol: 940
    yolcu: 1.754

    trafik cezası sayıları:
    yayalara uygulanan: 3.307 (4.714*)
    yolculara uygulanan: 20.280 (23.768*)
    sürücülere uygulanan: 2.989.300 (3.908.687*)
    araç plakasına uygulanan: 18.221.709 (19.175.738*)
    toplam: 21.234.596 (23.112.907*)

    alkollü olarak araç kullanan kişi sayısı: 197.768 (213.662*)
    100 ceza puanını dolduran kişi sayısı: 3.487 (7.848*)
    5 kez hız limitini aşan kişi sayısı: 307 (692*)

    *parantez içleri 2022 yılı verileridir.

    istatistiklerin tamamı

    (bkz: türkiye'nin 2021 yılı trafik kazası istatistikleri)
    (bkz: türkiye'nin 2022 yılı trafik kazası istatistikleri)

  • katıksız bir güvenlik zaafiyetidir.
    bankaların bu iş bilmez it merkezleri nasıl bu güvenlik zaafiyetine sebebiyet verir anlamak mümkün değil.

    4 ayrı bankada hesabım var, hepsi ayrı dönemlerde benden şifre değiştirmemi istiyor.
    hangi bankada hangi şifrem var, hatırlamak mümkün değil. çoğu zaman hatırlayamadığım için şifrem kilitleniyor ve "son 10 şifrenizden farklı olmalı" gibi saçmalıklar yüzünden, yine asla hatırlayamayacağım bir şifre koyup. onu da unutuyorum.

    şuan ne oluyor?
    gidip her bankadaki şifrelerimi bir deftere yazmanın eşiğindeyim. defter kaybolsa, veya şifreleri kaydettiğim telefon çalınsa direkt her bokum ortada.

    insanın iyi bildiği, güvenli şifresini 6 ayda bir değiştirterek, insanların şifrelerini başkalarının erişebilecekleri yerlerde saklamalarına sebep oluyorlar.

    bu beyinsizliğin, insanların hacklenmesine sebep olduğunu ne zaman anlamayı düşünüyorlar?

    bir insanın şifresini doğum tarihi yapması bile, 6 ayda bir değiştirilen şifre nedeniyle şifrelerini bir kağıda yazmak zorunda kalmasından daha güvenlidir.

  • dakikalarca süren turnike sırası, turnikeye yaklaştıkça içeriden gelen tezahurat seslerinin de etkisiyle iyice artan heyecan; turnikeyi geçtikten hemen sonra sıkışıklıktan kurtulmanın verdiği güvenle, beraber gelinen babayı arkada bırakıp hızlıca çıkılan merdivenler; son basamaklarda artık yerinden çıkmak üzere olan bir kalbin güm güm sesleri ve işte o asla unutulamayacak manzara...

    dört koca ışık kaynağının gün ışığını aratmayacak derecede aydınlattığı yemyeşil çimler; o zamanki çocuk hal ile devasa gelen, uçsuz bucaksız insan topluluğunun içini doldurduğu tribünler; 5-10 metre öteden gelen dum dum dıdı dum vuruşlarıyla taraftarı ateşleyen davul sesleri, kolkola girmiş bir tribün insanın müthiş bir senkronla zıplamalarıyla oluşan olağanüstü manzara ve tüm bunlardan hangisine bakacağını şaşırmış, gözleri parıl parıl bir çocuk. birisi mutluluğun resmini mi istemişti?

  • geçen yine metrobüs bekliyorum hiç boş gelmiyor. neyse bir tane geldi tek kişilik bir boşluk vardı lego gibi girdim oraya. tetriste çubuğu bekler gibi beni bekliyormuş meğer. neyse gidiyoruz çok şükür binebildim falan diyorum.

    metrobüsle durak arasındaki sınırı benim, yanımdaki dayının, en uçtaki şişman abla ve diğer kapının yanındaki zayıf bir abinin ayakları çiziyor. akıncı beyi gibi en uçtayız. 300 spartalı gibi elimizde mızraklar adam girmesi imkansız. sonraki durakta kapılar açıldı. inen yok. duraktakiler kedinin ciğer bakışı gibi büyük bir beklentiyle bir bize bir ayaklarımıza bakıyor. girecek ufacık bir boşluk bir aralık arıyor.

    sonra kalabalığın içinden bıyıklı bir dayı geldi. şöyle bir baktı. 4'ümüz adama bakıyoruz. benim gözüm zayıf abide. içimde dayanın aslanlarım dayanın diyorum. sonra duraktaki bıyıklı dayı tahmin ettiğim gibi zayıf abinin oraya sıçradı. ama orada boşluk yok. girmesi imkansız. sıçradı geri düştü. sonra bir daha atladı. bu sefer tutundu. zayıf abi bildiğin jilet gibi kapıya yabıştı. o yabıştıkça biz zip gibi rarlanıyoruz. ama durmuyor bıyıklı dayı. adam sığ havuzda yüzmeye çalışır gibi körüğe kadar imkansız bir şekilde ilerledi. zayıf abi artık kapıyla bütünleştiği için büyük bir gedik oluştu kapıda. sonra umutla bekleyen insanlar walkind dead'deki zombiler gibi hurraa kapıya yüklendiler, açılan o delikten abartmıyorum bi 8 9 kişi girmiştir.

    bu sırada ben oluşan tsunamilerle kendimi nefes nefese tekerlek üstü koltukların orada buldum. gözlerim bizim ekibi aradı ama hepimiz metrobüsün farklı noktalarına savrulmuştuk artık. zayıf abi ise metrobüs şehidi olarak kutsal şehadet şerbetini içmişti. seni unutmayacağım zayıf abi.

  • bence çevirinin en güzel kısmını

    “mirror mirror on the wall, who’s the fairest of them all?” u (ayna, duvardaki ayna, kim en “beyaz”?)

    “ayna ayna söyle bana, benden güzel var mı bu dünyada?”

    diye çevirerek yapmıştır.

    aşırı ırkçı ögeler barındıran bu masal ülkemizde standart bir peri masalı olarak yer alıyor ve küçücük çocukların beynine en azından bir de güzel olmak için illa beyaz tenli olmaları gerektiği saçma kompleksini kazımıyor.

    yine karbeyaz yerine pamuk prenses diye çevirmek de odak noktayı eski avrupanın beyazlık eşittir asalet sevdasından uzak tutmuş.

    bu çeviriyi yapan adam ya da kadını tekrar tebrik ediyorum. çevirinin gurusudur bana göre kendisi.

  • ulaşılabilen en eski müzik eserinden beri, dünya üzerinde bestelenmiş tüm eserlerin hissettirdiği duyguları toplasak, üzerine bir de o olası kıyamete kadar yapılabilecekleri eklesek ve kendisiyle karşılaştırsak, yine de, ama yine de, tanrısallığından, kutsallığından ve maneviyatından ödün vermeyecek bir parçadır bu.

    akşamın dinginliğinde yapılan bir otobüs yolculuğunda, otobüsün camına yasladığınız suratınıza, ışık demetlerini vura vura öyle bir zedeler ki ruhunuzu, yarattığı ruh halinden çıkabilmek için en yakın ilahi yapıyı arar gözleriniz. arar ama, o notalar, o tınılar öyle bir haz verir ki bünyeye, katilinize aşık olursunuz resmen. öyle ezer bilincinizi. öyle öksüz bırakır.

  • ulan basligi acan ahlaksiz adam, dinlememissin bile. adam gitmis ormancilarla konusmus daglarin icine girmeyin belli yerler belirleyin buralari sogutun demis. adamda gitmis cebinden parasiyla bot erzak malzeme almis onunla ugrasiyor. kufr edecegim dava edip para kazanmaya calisacaksin ahlaksiz.

  • insanları aptal yerine koymanın, kandırmanın yeni yolu. epey de popüler.

    eminim sizler de farkediyorsunuzdur bu gözü açık firmaları. her sektörde görmek mümkün ama ben bir kaç örnek vereyim.

    - 300'den 250 grama düşürülen ekmek.

    - 5'ten 4 buçuk kilograma düşürülen sıvı yağ.

    - önceden 200'ken şimdilerde 150 mililitre su eklenmesi gereken hazır içecek türevleri.*

    - paketin dibine bir avuç koyulan kuruyemiş türevleri.*

    - gramajı düşe düşe fındık boyutuna getirilmiş hazır kekler.*

    - 250'den 200 mililitreye düşürülen cam şişe içecekleri.*

    - gramajı azaltılmış kişisel bakım ürünleri.*

    bir çırpıda aklıma gelenler bunlar. insanların dikkatsizliğinden faydalanıp hiç zam yapmamış gibi görünmek, sinsi hesaplar peşinde koşmak ne kadar etik bilemem ama o markalardan uzak duruyorum. gidip pahalı da olsa diğer markayı satın alıyorum. adam olsun da varsın zam yapsın.

    edit: birkaç ekleme daha yapmak istiyorum.

    - büyüğünün fiyatıyla satışa sunulan bir alt boy yumurtalar.

    - cips, bisküvi, çikolata türevleri.

    - 750'den 650 mililitreye kadar düşürülen şampuanlar.

    - makarna, dondurulmuş gıda türevleri.

    - adeti azaltılmış temizlik ürünleri.*

    - dondurmalar.

    evet ben de biliyorum bunlardan sağlıksız olanları, üzerinde gramajının yazdığını, bunun bir pazarlama stratejisi olduğunu. ama bu ürünlerin çoğu çocuklara hitap ediyor, kandırsınlar mı yani daha muhakeme yeteneği bile gelişmemiş yavrunu? sen ekmek yemiyorsun diye yiyenleri aldatsınlar mı? paketi bile değiştirmeyip daha da mı azaltsınlar ürünleri. akıl fikir diliyorum böyle düşünenlere.