hesabın var mı? giriş yap

  • zamanında televizyonda görmüştüm; bir turiste tecavüz etmek isterken yakalana eleman, neden böyle birşey yaptın sorusuna:
    - kız güldü beğendi zannettim abey.
    demişti. sanıyorum yere bakarak yürümesi nasıl bir toplumda yaşadığının ayna görüntüsü olabilir.

  • camurun insan bedeni haline geldigine inanan ama buna inanmayanlar var, ustelik evrim insanin maymundan geldigini soyler saniyorlar israrla.

  • dort yil once bir web sitesinde takma isim ya da gercek isim kullanilmasinin kimlik tespiti acisindan teknik olarak herhangi bir fark barindirmadigindan, bir $eylerin ardina saklanmak isteyen insanlarin isterlerse takma isim yerine isimlerin kullanildigi sitelerde de saklayabileceginden, kimlik tespiti surecinin nick, takma isim, mahlas, gercek isim, tc kimlik no gibi bilgilerden bagimsiz oldugundan bahsetmi$tik.

    bu sayimizda, bunun etik olarak da bir yanli$lik barindirmadigindan, bilakis ce$itli ko$ullarda fikir beyan ozgurlugunu kuvvetlendirici etkiye sahip olmasindan bahsedecegiz.

    takma isim, ek$i sozluk'e sagli sollu geciren pek cok yazarin da bahsettigi uzere bir "maske"dir. yanli$ olarak algilanan bu maskenin her zaman gercek kimligi ortmek amacli kullanildigidir. halbuki maskeler sadece arkasindaki bireyi saklamak degil ayni zamanda yeni bireyler ve yeni karakterler yaratabilmek icin de vardir. bir he man maskesi takarak he man olabilecegimiz gibi ba$ka maskeler takarak, gercek hayatin bize saglamadigi bir luks olan "ba$ka biri olma" imkanina eri$iriz.

    bunun neresi iyi? yani bir insanin oynadigi bu hayal oyunu, yarattigi sahte imaj neden onemli olsun? cunku, ek$i sozluk gibi sadece fikirlerin kayna$tigi platformlarda maskemiz aslinda o platformdaki gercek kimligimizdir. zira fikirlerin onlari sunan insanin gercek kimligiyle hicbir alakasi yoktur. bir fikrin dogrulugu ve yanli$ligi sahibinin kim olduguyla degil fikrin kendisine bakarak belirlenir. bu acidan maskeler bize fikirleri aslinda dogruluklarina katkisi olmayan ciki$ noktalarina bakmadan degerlendirebilme imkani verir. ayni zamanda da dogu$tan negatif sosyal puanlara sahip ya da kimligi yuzunden hor gorulen insanlarin da fikirlerini golgeleyen gercek kimlik ortusunden cikmalarina olanak tanir.

    bu ozellikle turkiye'de cok onemli bir konu. sadece yamuk gozumuzu ka$imizi saklayabilmemiz icin degil, dile getirdikleri icin ya da sirf belli bir etnik kokene ait diye oldurulen insanlar diyarinda fikirlerimizi vurulmadan oldurulmeden payla$abilmemiz icin de gerekli. "hamitcim $u arkada$ bir $eyler yazmi$ onunla bir ilgilenin" uzerine i$inden kovulan, projesi iptal edilen, parasini alamayan magdurlar yaratmamak adina, fikirleri ya$atabilmek adina da gerekli.

    peki magduriyet? takma isminin ardina saklanarak saydirma?

    boyle bir $ey yoktur. internet uzerinden maddi ve manevi magduriyet yasalarla korunma altindadir. sizi magdur eden bir yazi hangi kimlikle yazilmi$ olursa olsun (gercek/sahte) yapilan ara$tirmada gercek sahibi kolayca tespit edilebilir. cevap hakki da son cikan yasayla netle$tirilmi$tir. cevap hakki doguran her yaziya yanit verme hakkiniz vardir.

    haliyle bir platformu ele$tirmek icin "takma isim kullaniyorlar" argumaninin gunumuzde hicbir elle tutulur tarafi yoktur. ne teknik ne de ahlaki bir gecerliligi vardir. bugun hala bu argumanla ele$tirmeye kalkan adamin olsa olsa bu konulara pek akli ermiyordur.

  • bunu başka bir yere yazmıştım, buraya da göndermek istedim.

    beyaz yakayı çok net bir şekilde ikiye ayırmak lazım. genelde operasyonel işlerde çalışan, işi özel bir kabiliyet gerektirmeyen, dolayısıyla da kolay replace edilebilecek insanlar birinci grupta. bu gruptaki birinin zaten ay sonunu getirmek dışında yapabileceği pek bir şey yok artık, hele ki günümüz türkiye şartlarında alım gücü bu kadar düşmüşken, yaşam bu orta sınıf için git gide daha çok güçleşiyor. özellikle de geçmişte alışkın olduğu lükslerinden de uzaklaşmak zorunda kalınca çok ciddi bir sıkışmışlık bunalımına giriyor insanlar haklı olarak. ınstagram etkisi, mal mal insanların acayip zengin olması, kadınların beklentilerinin yükselmesi etc bunlar hep psikolojisini bozuyor herkesin. bu noktada olan arkadaşlara ikinci gruba pivot etmelerini önermekten başka çaremiz yok, o da yaş, istek ve çalışkanlıkla alakalı bir şey.

    ikinci grupta nispeten daha niche alanlarda çalışan, globalde geçerliliği olan (globalde de para eden) spesifik kabiliyetlere sahip olan, yaptığı işin aynısını yurtdışındaki x bi ülkeye gidip de bugün yapabilecek, çalıştıkları şirketlerde ya profit-center'larının kalbinde, ya da cost-center olsa bile operasyonun kritik noktalarında çalışan insanlar var. bu arkadaşlar birinci grubun yaşadığı daralmadan etkilenmedikleri gibi, genelde döviz kazandıkları için mevcut pozisyonlarını daha da sağlamlaştırdılar, üstelik beyin göçü sebebiyle bu adamlar daha da kıymete bindi.

    aramızda da ikinci gruba ait insanlar var, benim de bir sürü tanıdığım arkadaşım var bu alanda. ikinci gruba aitsen zaten world is my playground modunda yaşamaya devam ediyorsun ve dünyanın her yerinde para edecek bir yetenek setine sahip olmuşsun demek. şu anda uluslararası bir şirkette 90 bin dolar nete imza atsan (ki senior bir çalışan için avrupa standartlarında aman aman bi para değil), aylık yaklaşık 45 bin lira yapıyor. aylık 45 bin lira demek, eğer çar çur etmez de düzgün yatırım yaparsan aşağı yukarı 2 senede bu ülkede kalan hayatını garanti altına aldın demek. bu tarz işler var, amma velakin atıyorum türkiye'de 3 kişilik bi kadro var o alanda çalışan. o 3 kişinin ya yurtdışına gitmesini, ya emekli olmasını, ya da ölmesini falan bekliyorsun. ama var.

    kariyer planlamasındaki en büyük problemimiz, insanların "iş alanı geniş" alanlara odaklanması. misal inşaat mühendisi olmak istiyor adam çünkü çok inşaat yapılıyor. genele gidiyoruz hep memur kafasıyla. kpss'de ne kadar çok alana başvurabilirsen o kadar iyi diye bakılıyor (ki yıl 2020 olacak, bir torpil olmadan kpss'ye bel bağlamaya ben inanılmaz bir pollyannacılık olarak bakıyorum) lakin dünya, genel işlerin ya otomatikleştirildiği ya da değersizleştiği, spesifik işlerin ise standarda göre çok daha fazla kazandırdığı bir noktaya geldi. herkes yapabiliyorsa zaten bir para etmiyor o iş, inşaat o yüzden patladı. o yüzden spesifikleşmek lazım. inşaat diyorsan atıyorum gökdelen inşası üzerine bir şey yap. yılda 1 gökdelen inşa edilsin ama o projede de seni çağırsınlar, gibi. (inşaat bilmediğim bir alan olduğu için saçma bir örnek vermiş olabilirim)

    buna örnek vermek gerekirse de: misal bir sürü sap danışmanı var piyasada, ama türkiye'de hiç "sap security professional" görmedim. linkedin'de aratınca dünya çapında sadece 116 kişi çıkıyor, muhtemelen kafayı ve parayı kırmış 116 tane manyak. her yıl yapılan yüzlerce milyon dolarlık sap işinin içerisinde, güvenlik için 3 milyon dolarlık iş dönse, sizce türkiye'de bir bu danışmanlara ne kadar para vermeleri gerekir? binlerce sap danışmanı içerisinde farklılaşmak için böyle bir argüman fena olmaz mıydı?

    https://www.linkedin.com/…results/people/?keywords="sap security professional"&origin=faceted_search

    https://training.sap.com/…tem-security-architect-g/