ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yeni doğan bebeğin yüzünü smiley ile kapatmak
-
facebook'a, hastanede serum takılı fotoğraflarını koyan tiplerin bir tık altı. evet abi açık ve net. bebeğin fotosu var. ama yüzü yok. hani oyuncak bebeğin fotosuna smiley koysan, biri de demez ki bu gerçek bebek değil. ya nazara inanma koy fotoyu, inanıyorsan da hiç koyma zahmet etme.
çocuğunu yuvaya bırakmaya çalışan baba
-
-neden ağlıyorsun şimdi?
-annem bıraksın beni
-saçmalıyorsun!
-böaaaa (ağlama şiddetinde artış)
-bak şimdi, inan seni tanıyamıyorum emrecan!
bu diyalog daha bu sabah bir çocuk ile onu yuvaya bırakmaya çalışan babası arasında geçmiştir. sanırsın baba 4 yaşındaki emrecan ile değil de şirketin satın alma müdürü ile konuşmaktadır. babaların sorunu bu işte, mantıklı konuştuklarında çocukların anlayacağını sanıyorlar. hemen "oysa ne güzel izah ettim, neden anlamamakta ısrar ediyorsun" türünden bir yaklaşım içine giriyorlar.
annelerin öğretmen, hemşire, vb. devlet memuru olduğu ve babadan daha erken bir saatte iş başı yapması gereken ailelerde çocuklar yuvaya baba tarafından bırakılıyor ve yuvaların önünde sabah saatlerinde resmen bir mantık silsilesi yaşanıyor. “bu hareketine anlam veremiyorum” diyen mi ararsın, “kendine bir bak yakışıyor mu bu hareketler hiç sana” diyen mi ararsın “bunu akşam detaylıca konuşacağız” diye gözdağı vermeye çalışan mı arasın “ağlamak sana hiçbir şey kazandırmayacak” diye tavır koyan mı ararsın.
oysa anne geliyor çocuğu bırakıyor çocuk ağlarsa, ayrılmak istemezse “ben hemen şuradayım, korkma rahat rahat oyununu oyna sen” deyip çocuğu rahatlatıyor kocaman bir öpücükle işine gidiyor. baba geliyor çocuğu bırakıyor çocuk ağlarsa, ayrılmak istemezse “çok değiştin sen beren!” diye bir tartışmanın içine giriyor. sanıyor ki bunu dersem çocuk kendisiyle yüzleşip hatalarını anlayacak ve benden özür dileyecek. babalar çok saf, çocuk dilinden zerrece anlamıyorlar.
ben de onlardan biriyim, daha bu sabah iki saat konuşarak ikna ettiğim çocuk yine yuvanın önünde benden ayrılmak istemedi, benim verdiğim cevap ise “bunu seninle daha önce konuşmuştuk” oldu. çocuk gözyaşlarını silip “haklısın baba, bir an kendimi kaybettim kusura bakma” dedi… yani dese tam olacaktı ama ben annemi isterim diye tutturdu. tam annesinin iş hayatında yaşadığı zorluklardan bahsedecektim ki öğretmeni imdadımıza yetişti ve gel bak bugün tiyatro yapıcaz diyerek sabiyi kurtardı.
oysa çalışma hayatında yaşadığımız zorluklar 4 yaşındaki evladımın çok ilgisini çekebilirdi!
yunanistan'a 850 bin türk turist gitmesi
-
çok mantıklı harekettir.burada türk turizmcisi tarafından dolandırılacağına parasının karşılığını alarak tatil yapmış kişilerdir.f/p olarak baktığınızda aynı paraya (euro kuruna rağmen) çok daha fazla hizmet almışlardır.
kürt oğlu kürdüm seni burada yaşatmam
-
akçay tarzı yerleri (ege ve akdeniz) kuşatan, yerel halka ve esnafa dünyayı dar eden emniyetin nedense dokunmadığı doğulu çeteler var böyle. defalarca sosyal medya da gündem olmuştu. bu 'şey' de onlardan biri muhtemelen.
tarihteki muazzam ayarlar
-
başbakan ile çiftçi arasında geçen konuşmada, başbakan'ın çiftçiye "anayasayı senden mi öğrenicem lan?" demesinin üzerine çiftçinin* "lan mı? canın sağolsun." demesi, kanaatimce son yıllarda yurdum dahilinde verilmiş en iyi cevaplardan biridir. sayın başbakan bu sözün üzerine sadece "evet" demiştir.
metrodan inenleri beklemeden binmeye çalışmak
-
uyanıklıktır. bunu yapan insan öylesine açıkgözlü ve zekidir ki inenleri bekleyenleri kaptığı boş yerden alaycı bakışlarla izler. ben de beklemem. salak mıyım? niye izdiham yaratmak dururken medeni davranayım? ne diye hepinizden üç saniye önce binip on dakika fazla oturma fırsatını tepeyim? metro yanaşırken sarı çizgiyi de geçerim. çünkü cin gibiyim. herkes akıl edemez.
dominik'te solucanların canlı canlı yediği kadın
evine giren hırsızı öldüren adamın tutuklanması
-
hırsızlara çok hürmet edilen bir ülkede yaşandığı içindir.
26 ocak 2021 erdil yaşaroğlu savunması
-
"uyardık, kaldırmadılar" demiş. yalan söylüyor. uyarmadılar. şikayetten sonra haberimiz olunca "kaldıralım, çekin şikayeti" dedik, çekmediler, para istediler. "vermezsen şöyle olur, böyle olur" diye tehdit ettiler.
bu konudan 2 ayrı dosyam var. sonuçlandığında yalanları çıkacak ortaya. o zaman hem bunları savunanlar hem de kendileri utanırlar umarım.
edit: kanıt sunabilir misin diyenler var.
erdil yaşaroğlu, ben ve bir çok kişiye her ne kadar kanıt sunmadan troll dese de,
kendisinden bu iddiasını destekleyen bir kanıt talep edilmezken nedense bizlerden istense de,
uyarılmadıklarını söyleyen insanların twitlerini flood altından silse de,
bir insana durduk yere yalancı denmez, haklısınız.
uyarı yapmadıklarının dosyadaki bilirkişi raporu ile ispatı
şurda biz bize yazışıyoruz sevgili ekşiciler. ne size, ne de erdil ve avanesine yalan borcum yok.
şehit haberleri varken hükümet eleştirisi yapmak
-
halkları hitler’e ve mussolini’ye aynı eleştirileri yapmamış olduğu ve toptan yıkıma maruz kaldığı için aynı hataya düşmek istemeyen şerefli yurttaşların eleştirileridir.
eleştiri akıldır, gerçektir. vatan ancak akıl ve gerçeği görerek, ifade ederek korunur.
en ilginç müzik enstrümanları
-
deneysel, alışılmadık ses ve görüntülere sahip ve her yerde kolayca rastlanılmayacak el yapımı çalgılar. güzel.
1. fairground organ
2.twin solid state musical tesla coils
3. callioforte
4.oomphalapompatronium
5. serpent
6. torre
7. bucket drum
8. the organistrum
9. zic zazou
10. slide snade drum
11. sound of garbage
12. walnut leaf- ceviz yaprağı.
13. theorbo
kaynak