hesabın var mı? giriş yap

  • en son buzdolabımın arızasını giderdim.

    buzdolabım, dondurucu olmayan normal bölümündeki yani, en alttaki çekmecesinde bulunan tüm meyve sebzeleri buza çeviriyordu. sebebini bi türlü bulamadık.

    servisi aramadan önce youtube'dan bakayım dedim epey bi' izlenen bir video buldum.

    videodaki saçsız abi, dolabın en arkasını açın diyordu. motorun pervanesinin tozdan dönemez duruma gelmiş olabileceğini, bir de tahliye deliğinin tıkanmış olabileceğini söylüyordu.

    eşimle dolabı çektik fişi prizden çıkarıp arkasını açtım ve adamın dediği gibi 9 yıllık dolabımın pervanesi tozdan görünmez hale gelmişti. denemek için fişi taktık ve pervane dönmüyordu. sonra fişi tekrar çıkarıp elektrik süpürgesi ile iyice tozu çektim sonra da bezle güzelce sildim. motorun üzerine de soğuk suyla ıslatılmış bezle biraz baskı yapın falan diyordu bu yolla motoru da soğutup tahliye deliğine de baktık. orası da toz ve diğer şeylerle tıkanmıştı. çöp şiş ile ufak ufak baskı yapıp onu da açtım. çiçek gibi oldu.

    sonra fişi taktık ve bilin bakalım noldu?
    pervane ilk günkü gibi dönmeye başladı. ay arkadaş.

    dolabı 1-2 gün gözlemledik ve gerçekten de düzelmişti. resmen bir sürü masraftan kurtulduk. şu an bayağı iyi çalışıyor.

    teşekkürler youtube ve ilgili videodaki sinirli anlatım tarzı olan saçsız adam.

  • "kimse sınanmadığı günahın masumu değildir"

    debe: biryudumkitap.com e-posta kutunuza her sabah 5 dakikada okuyabileceğiniz, en iyi hikâye ve roman pasajlarını gönderir. abonelik için adınızı ve e-postanızı bırakmanız yeterli. her sabah saat 08:00'de e-postanızı kontrol edin. üstelik ücretsiz

  • entrylerde gördüğüm kadarıyla en büyük çelişki hesap konusunda ortaya çıkıyor. naçizane bir tavsiye de benden olsun:
    asıl mesele buluşmayı kimin ayarladığı. yemeğe çıkmayı siz teklif ettiyseniz ve ilk buluşmaysa lütfen hesabı ödeyin. pahalı yerlerde kasmaya gerek yok. özgün, küçük, pahalı olmayan ama lezzetli bir yer bulabilirsiniz eminim. hesabı kızın olmadığı bir anda ödemeniz daha hoş, fakat olur da kız tuvalete falan gitmediyse yapacak bir şey yok. bu noktada kızı da tartmış olursunuz böylece. kız hesabı ödemeyi teklif ediyorsa, birlikte ödeyelim* gibisinden bir şeyler söylediyse ya da tuvaletten dönünce "ya neden ödedin hesabı oldu mu şimdi" dediyse tamamdır!

    işte o noktada hamlenizi yapın ve "ne var canım sen de bana yemekten sonra kahve ısmarlarsın."veya "bir ara şu anlattığın yemekten/tatlıdan yaparsın bana." derseniz iş bitmiştir. hem kibarca hesabı ödemiş hem de ikinci buluşmanın ayağını (belki de onun evinde) yapmış oluyorsunuz.

    telefon mevzusu önemli. allah aşkına kızla buluşunca oynayıp durmayın şu telefonla, sessize alın gitsin.

    son olarak mümkünse soğan/sarımsak yemeyin. ilişkiniz rayına oturunca yaparsınız onu. yoksa kızda "demek ki bu gece öpüşme ihtimali yok." fikrini baştan uyandırırsınız. o ihtimal olsa bile kendi ellerinizle yok etmiş olursunuz.

    edit:imla

  • çok büyük bir iş anlaşması ettiğiniz kişi ile telde konuşurken hatta bekletiyorum diyerek telefonun tuşuna tam basamamak ve "bu godoşa ne dicez şimdi biz " demeniz(yerinyarılması ne?canlı gömün beni )

  • merhaba mirkelam bey. bundan 8 sene evvel, kadıköy'deki bir apartmanda sabaha karşı "tavla, tavla beni tavla, salla pulları zarları" şarkınızı son derece yüksek sesle dinleyen komşumun zilini çalmıştım. müzik yüzünden duymadı tabii, bir daha çaldım. elimi çekmedim zilden. sonunda müziği hiç kısmadan kapıyı bi kız açtı, içeriden dumanlar yüzüme yüzüme geliyordu. "buyurun?" dedi. "hanımefendi sabahın köründe bu nasıl bir ortam, lütfen müziği kısar mısınız?" demiştim. o da bana "mirkelam bizde kısamam ayıp olur" demişti. o anın şokuyla "ha pardon o zaman" dedim, hatta nedense özür falan diledim. ben şunu sormak istiyorum abi size: "o gün orada mıydınız?"
    teşekkürler.

  • kanlı irinli şu son türkiye gündeminde fotoğraflarına baktıkça istem dışı güldürüyor reis.

    reisin her an yeni sekme açıp 2.el doblo fiyatlarına bakabilirim bakışını hepinizin yakaladığını biliyorum.

  • "bu gece beş mayısı altı mayısa bağlayan gecedir. bu gece hızır'la ilyas'ın buluştukları an gökyüzünde bir çift yıldız tokuşur. yıldızın birisi yalp yalp ederek mağrıptan, öteki pervazlanıp dönerek maşrıktan gelir, tokuşurlar. tokuşur tokuşmaz da büyürler, çoğalırlar, yeryüzüne top top ışık olur sağılırlar.

    tam bu sırada da yeryüzünde ne varsa, o an için durur, ölür. damarlardaki kan durur. yeller esmez, sular akmaz, yaprak kıpırdamaz kuşların, böceklerin, kanatları kalkmaz. her şey, kirp diye kesilir. ses durur, uyku durur. çiçeklerin açması, otların büyümesi durur. tekmil canlılardaki, cansızlardaki devinme, yaşam durur, ölür. bir an için her şey ölür.

    işte bu anda bir insan gökteki yıldızların tokuştuğunu, tokuşup yeryüzüne sağıldığını görürse, işte bu an bir insan akan suyun kirp diye kesildiğini görürse, tam o an, ne isterse olur. isterse, isteği hiçbir vakit olamaz bir istek olsun, olur...

    eğer beş mayısı altı mayısa bağlayan gece hızır'la ilyas buluşmazlarsa, buluştukları an dünya ölmezse, bir daha çiçekler açmaz, bir daha doğanlar doğmaz, doğuranlar doğurmazlar. onlar buluştuklarında topraktaki her şey birden ölür, sonra, bir an sonra yeniden daha gür, daha canlı, yaşam yenilenir, fışkırır."
    yaşar kemal

  • ülkedeki birlik duygusu.

    2000 yılbaşı bir dini güne denk geliyordu diye hatırlıyorum. işgüzar bir muhabir camiden çıkanlara yılbaşıyla ilgili sorular soruyordu. konuşanların hepsi yeni yılı kutlamış ve eğlenen insanlar hakkında son derece hoşgörülü sözler sarfetmişti. ülke ayrışmamıştı.

    bir başarı kazanıldığında ülkenin her kesimi sevinirdi. 2002 dünya kupasında kürt gençlerinin türk bayraklarıyla sokaklara fırlayıp nasıl coşkulu kutlama yaptıklarını hatırlarım. bir felakette herkes üzülürdü. depremin doğusu batısı yoktu. ülke ayrışmamıştı.

    insanlar ayrışmamıştı.

  • adamlar 128 milyar dolari ic ettiler destek paketi diyor senin paketini "almasinlar" da gerisini bos ver.