hesabın var mı? giriş yap

  • tam hali "içinde içki olduğu anlaşılmasın diye verilen siyah poşet"tir.

    içki görünmesin diye siyah poşet verilir, siyah poşet görülünce de içinde içki olduğu anlaşılır. böyle de bi paradokstur.

    bu ikilemi on dakika kadar düşününce insanın kafasında, en az o poşet kadar kara bir delik açılabilir.

  • çok daha korkutucu olanı şu açıklamadır:

    "kasar köyü civarındaki ölçümlerin ardından görüştüğümüz köprübaşı ilçesi akp’li belediye başkanı zafer mergen, seçim sürecinde bu türden bir çalışmaya sıcak bakmadığını söyledi. mergen, ilçesinin adının böylesi bir çevre sorunu ve radyasyonla anılmasının ilçeye zarar vereceğini ileri sürdü."

    zafer mergen'in söylediklerinden anlıyorum ki radyasyonun bahsi, radyasyonun kendisinden daha fazla zarar veriyor. söz konusu yerel seçimse kanser teferruattır!

  • sikicem şimdi süpermen kıyafetini de sarığını da sakalını da. ya bu herif her defasında şutlanıp aynı fotoğraf farklı takma adlarla dönüyor. yetti

    ekleme: alnında aktroll yazıyor, neye cevap veriyorsunuz hâlâ? ben yazdıklarını okumadım bile. başlığın açılma şekli ve profil resmi yetmiyor mu?

  • yine gazetecilik mesleği üzerine bir yapım olan, 2016 yılında en iyi film ve en iyi orijinal senaryo oscar ödülünü alan the spotlight filminden daha iyi olan filmdir ve 90. oscar ödüllerinde en iyi film adayıdır. her iki filmde gerçek olaylara dayanmaktadır. yeri gelmişken söyleyeyim gerçek olaylara dayandırılan filmlerin en iyi orijinal senaryo dalında aday olmaları bana çok saçma geliyor. ayrıca bu tarz filmere hem abd'nin trump yönetiminde hem de bizdeki tayyip yönetiminde ihtiyaç vardır. 1-2 saatlik bir film belki bir şeyleri değiştirmez ama onu izleyenler birçok şeyi değiştirebilirler.

    filmden;
    "basının görevi halka hizmet etmektir, halkı yönetenlere değil."

  • yangınla baş başa bırakılan halkın, "hisarönü'ne kurtuldu demişsiniz dün" diye önce trt muhabirine hesap sorması ve ardından "yalan haber veriyorsunuz" söylemiyle dövmesi ve en sonunda "gidin buradan" diyerek kovması olayı.

    videoyu whatsapp'ta izlediğim ve twitter'da henüz bulamadığım için link veremiyorum. yüklemeye çalışacağım.

    https://streamable.com/641s1y

    ablanın son cümlesi: "burasına kadar geldi milletin, yeter artık yaaa!"

  • sevgilinizle bi arkadaşınızın evine ilk kez gidiyorsunuz ama sevgilinizin telefonu şifreli wi-fi'a otomatik bağlanıyor.geçmiş olsun.

  • tuhaf günlerden biri. dünyanın bir kısmını neşelendirirken bir kısmına travma yaşatan türden.

    dayımın eşi öldüğünde 35 yaşındaydı, ben de şu an 35 yaşındayım. agresif bir beyin tümörü yüzünden üçüncü ameliyata girmesi gerekiyordu, bir gece öncesinde bana "korkuyorum, ölürsem çocuklarıma ne olacak" demişti. "anneler günü, bayram, hep buruk olacaklar" demişti. ameliyatının işe yaramayacağını herkes biliyordu zaten de, bir umut diye çırpınış... ne cevap verdim hatırlamıyorum, kesin saçmalamışımdır. ölmek üzere olan birini avutabilecek kadar soğukkanlı değilim.

    bu konuşmadan birkaç ay sonra öldü. çocukları büyüyor, zaman akıyor. büyük çocuğu (kız) ortaokulda, ufak olan (erkek) ilkokul. kız çocuklarıyla erkek çocukları farklı yapıdadır derler, ondan mı bilmem ama erkek olan hayatına normal şekilde devam ediyor gibi görünürken kız olan annesini bir kez bile anmadı. hiç. ne fotoğrafına baktı, ne ismini andı. biz de bu yüzden hep o yanında yokken aradık anneannemi, anneler günü'nü kutlarken duymasın istedik. sosyal medyada paylaşmadık. kendi çapımızda önlem aldık işte, ne faydası olacaksa...

    yaşadıkları şehir tutucu. sanırım ramazan yüzünden arkadaşlarından ve çevreden gördüğü oruç tutma baskısına isyan etmiş. ilk defa dün gece annemle kardeşimi arayıp ağlamış. "allah'a inanmıyorum ben, olsaydı annemi bir kerecik rüyamda görürdüm. zaten bizi ufacıkken bıraktı, allah'tan nefret ediyorum" diye bağırmış. birkaç gün önce de ilk defa kendisini büyüten anneannemin anneler günü'nü erkenden kutlayıp hediye vermiş. yıllarca tek bir kez anneler günün kutlu olsun demedi, bu yıl içinde ne biriktirdiyse hepsini kusuyor. o kadar öfkeli ki, çocuk değil marvel filmlerinden çıkmış kötü karakterler gibi konuşuyor. allah'tan nefret ediyorum diyor sürekli. sanırım inanıp inanmadığını da sorguluyor kendince. annesinin ölümüne açıklama bulmaya çalışıyor. allah öldürdüyse neden öldürdü, neden annesini öldüren allah için oruç tutması gerekiyor türü sorular... aslında cevap da istemiyor, sadece öfkesini her konuştuğu insana söylemeye çalışıyor. anneler günü olmasa başka bir meseleyle bu kadar tetiklenir miydi kafasındakiler bilmiyorum.

    demem o ki, bir yetişkin olmama rağmen 5 yıldır babalar günü benim için bile kabus. sabah mide krampıyla uyanıp gün boyunca her reklamda ağlamaklı oluyorum. bir de bu reklamların haftalar önceden başladığını varsayarsak... bazı çocuklar için anneler günü, babalar günü kavramları travma.

    bazen dünyadaki bütün özel günlerin kaldırılmasının daha iyi olacağını düşünüyorum. haftalar öncesinden bannerlarla, videolarla babam yaşasaydı alabileceğim hediyeleri görmektense ölüm yıl dönümünde anmayı tercih ederdim. bugün annesini kaybedenler de böyle hissediyor. işçi bayramı veya öğretmenler günü gibi mesleki türde olanlar neyse de; bence anneler günü, babalar günü gibi kişisel bağları zorlayan günler olmasaydı eksikliğini çekmezdik.

  • mesele namaz kılmak değildir. mesele türk silahlı kuvvetleri'nin üniformasıyla namaz kılmaktır. laik bir devletin kurumundaysan hele bir de koskoca ordunun komutanıysan; şahsi değerlerini üniforman üzerindeyken bir kenara bırakacaksın. aksi takdirde kötü niyetli bir şovmen olursun.

    düzeltme: girdimi, ibadete karşı hoşgörüsüzlük içerdiği düşüncesiyle eleştirenler olmuş. aynı üniformayla ibadet için kiliseye veya sinagoga gidilseydi de aynı hoşgörü olurdu değil mi? müslümanın ibadeti savunulup da bir başkasınınki savunulmazsa; ortada bir zaaf vardır. laiklik de bu zaafı yok etmek için var zaten ama işte anlayabilene.

    2. düzeltme: osmanlı örnekleri verenler olmuş. bu örneği verenler ya idiot ya da hangi tarihte ve hangi devlette olduklarını unutmuş olmalı. anayasasında laiklik olan bir cumhuriyetteyiz, gelmiş şeriatla yönetilen islam devleti; osmanlı imparatorluğu'nu örnek gösteriyorsun.