hesabın var mı? giriş yap

  • lise yıllarım.. bir arkadaşın uzak bir semtteki evine ulaşmaya çalışıyorum.. arkadaş, evini dolmuş güzergahı üzerinden landmarklar vererek tarif etmiş bana.. "şu binayı görünce ayağa kalk, ışıklara gelince 'inicem' de.. aman kaçırma ışıkları!" filan diye.. stres içinde işaretlediği yerleri görmeye çalışıyorum, gördükçe de verdiği talimatlara uyarak ilerliyorum..

    derken o falanca binayı gördüm, ayağa kalktım.. ışıklara 25-30 metre kala "inecek var!" demeye niyetli bi şekilde kapıya ilerledim lakin muvaffak olamadım.. çünkü ön göğüste kocaman kırmızı harflerle yazılmış "bismillahirrahmanirrahim" yazısı nöronlarımın en düğüm olanlarını harekete geçiriverdi*"bismillahirrahmanirrahim" diye haykırıverdim.. dolmuş ta zınk diye durdu üstelik.. kapı açıldı, bütün yolculara huşu çöktü, indim!

  • 6 ekim 2014 günü kagemasa kozuki'nin pes 2015 çıkış tarihinin gecikeceği haberi üzerine sokağa çıkın çağrısı ile başlamış ve halen yurdun dört bir yanında sürmekte olan eylemlerdir.

    kitleden bir fotoğraf için; http://imgur.com/bbdmlso

    eylemler şu hashtag'ten takip edilebilir;

    #konamiicinsokaga

    yemin ederim ios 8'in release edildiği günkü gibi heyecan verdi eylemler bana. ülkenin böyle tepkiler koyması umut vaat ediyor. devrimci fikirler de bu ortamlarda filizlenip büyümeye devam ediyor. hiçbir şeyin bitmediğini görmek dahi yetiyor.

  • jason bourne sıkıntılı, karanlık bir karakterdir, sürekli kıçını kurtarmaya, kuyruğunu yakalamaya çalışır bunda da genelde başarılı omakla beraber birşeyler kaybeder. gerçek ajandır, kılıktan kılığa girer, ne olması gerkeiyorsa o olur. james bond ise, bakkala bile gitse " ekmeğiniz mister bond " denerek karşılanır ; " undercover" durumu yoktur, yüzyıllar önce deşifre edilmiştir. gerçek ajanlar dünyasında olsa, 2 günde kafasında 4 kurşunla thames nehrine atılır.

  • çok yakın bir arkadaşımın eşini kanserden kaybettik geçen kasım ayında.
    ölen arkadaşım rus vatandaşıydı ve evliliklerinin 5.yılında türk vatandaşlığını almak üzereydi, üç seneye yakın zamandır işlemler bir türlü tamamlanamıyordu.

    2018 sonunda kansere yakalandı, atlattı. ikinciye nüksetti.
    oturum izni vs diye uğraştı hep hastalığı devam ederken de.
    tabii polis 3 kere randevu verdi "gelip evde ziyaret edeceğiz" diye ama gelemedi.
    kızcağız hastalık ikinci kez nüksettiğinde durumu ağırlaşma emareleri gösterirken bile işin titizlikle yürümesi için randevuları evde bekledi.
    kemoterapisi devam ederken göç idaresinden çağırdılar, o kalabalığa, o ortama zorla soktular 5 dakikalık basit bir işlem için.
    o gün olmazsa olmaz diye bastırarak.
    gitti.
    işlem olsun diye.
    derken hastaneye yatırıldığında polis biz geldik evde yoksunuz dedi habersizce.
    kızı hasta yatağında üzdüler.
    ve durumu aniden ağırlaşıp 10 günde bizlere veda etti genç yaşında.
    vefatından sekiz ay sonra dün eve tebligat gelmiş.
    "tebrikler vatandaşlığa kabul edilmeye hak kazandınız, fotoğrafınızla gelin."

    burokrasinin yavaş işlemesi mi?
    genç bir bilim insanının hayatının baharında göçüp gitmesi mi?
    diye kaybolduğumuz bir anda eşinin kaybına alışmaya yeni başlayan biri için hayatın böylesine iç burkması ve o anlara şahit olmanız...

    her şey bazen o kadar anlamsızlaşıyor işte.

  • baskasi icin terk ettikten sonra donup dolasip kurkcu dukkanina donen ve yuzsuz yuzsuz bunu diyen adama "iyi bok yedin" ya da "sesli guldum lan" ya da "ee napiym yani yarraam" gibi cevaplar verecegimize "ben de seni" diyoruz ya, kafamiza ne kadar sicsak az.

  • az once mutfaga gittigimde tezgahta duran kesilmis kasarlari gorunce 10 dakika once yedigim tostun aslinda sade tost oldugunu bir simsek cakmasiyla anlamis olmam..olsun yagli sicak ekmek de guzel..

  • eski bir osmanlı paşası. kitaplarda pek yer bulmaz. tehlike anında topuklaması ile meşhurdur. çok güzel selam durduğu rivayet edilir.