hesabın var mı? giriş yap

  • arkadan bir erkek kişi sesi gelir,telefonla konusmaktadır
    -olum ben ankaradayım evet aptal aptal dolasıyorum sokaklarda.yok ya nerde hatun falan ayarlıycam dönerim bu aksam zaten bakmıyo bu ankara hatunları adamın yüzüne.
    o sırada istemsiz olarak sesin geldigi yere bakılır,aynı anda otobüsü kacırma ihtimali akla gelir ve hızlanılr.
    telefonla konusan erkek kişi
    -aha bak hatta önümdeki kacmaya basladı bile yok olum bu sehirde insanlar ciftlesmiyo galiba

  • uyandırdığı nefret duygularının artması üzerine açıklama ve çağrı yapma gereği hissettim.
    yaz boyunca istanbul - gümüşyaka civarında scolari'yi görürseniz saldırmayın, o adam scolari değil, tıpatıp aynısı olan benim babamdır. kendisine mahalle maçlarında scolari deriz. artık demeyeceğiz zira teknik taktik bilgisi bu dingilden on kat iyidir.
    teşekkürler.

  • 4 yaşından daha büyük değilim. diş hekimi annem, ben küçük olduğum için evimizin bir bölümünü muayenehane olarak kullanıyor. bir gün yaşlı bir dede geliyor. elma şekeri yanaklarından yaşlar akıyor, belli ki çok ağrısı var. annem hemen gerekenleri yapıyor, ağrısını dindiriyor. ama dedenin gözleri kurumak bir yana, barajlar dolduruyor. çocuk aklımla çözemiyorum n'oluyor, acaba o da diğer hastalar, çocuklar gibi korkudan mı ağlıyor. peki neden gözleri-yaşları yerde, anneme dualar mırıldanıyor? sonradan öğreniyorum tedavi bedelini ödemeye gücünün yetmediğini. ve hatırlıyorum, yine gözleri yerde, bana, sattığı elma şekerlerinden verdiğini. ve unutmuyorum, ertesi sabah, ertesi hafta, ve onun da ertesi haftalar, kahvaltıda o dedenin köyünden gelen kar beyaz yumurtalar yediğimizi.

    aradan bir sene kadar geçiyor. televizyon izliyoruz. dışarısı kar fırtına. kardan adam yapmak için havanın az biraz durulmasını beklerken biz, kapı çalınıyor. kapı açma heveslisi ben, uça koşa kapıyı açıyor şaşkınlıkla bakıyorum. "aa o dede", yanaklarından tanıyorum. ellerinde yine elma şekerleri, bembeyaz köy yumurtaları. ama bir şey daha var bu sefer; bir çok insanın ödeyemeyeceği, kimisinin de ödeyebileceği halde, dişlerini yaptırdıktan hemen sonra kayıplara karıştığı için ödeyemediği o parayı, ak dede, pembe yanak dede, elma şeker satan, köyünden gelen yumurtalardan torunlarına üç-beş arttıran dede, gece gündüz demeden çalışıp, belki biraz daha ağarıp, biraz daha kızarıp biriktirmiş, parayı anneme uzatıyor. gözleri hala annemin gözleriyle buluşamıyor. ağlayacak gibi oluyorum, boğazımda yumruk var, beceremiyorum. anneme bakıyorum, gözlerinde renkler, resimler, kelimeler; ha düştüler, ha düşecekler. "ama ben o parayı sana helal ettiğimi defalarca söylememiş miydim ah amcacım" diyen annem değil, annemin sesi bu değil.

    hala elma şekeri yerken bir tuhaf olurum.

  • sıkmabaş ile ağır askeri efor eğitimlerini, kampta yaşama,doğa şartlarıyla mücadele etme vs nasıl tamamladı acaba? saçının telinin görünmesi bile yasak olan erkeklerle beraber nasıl kan ter içinde savaşacak? resmen arapçı siyasal islam showudur. 2000 yıllık mete hanın ordusu ne hallere düştü

  • ülkemizde çok sayıda sempatizanı bulunan futbol kulübü. geçmişinde ise ilginç bir tesadüf saklı...

    brian clough, 6 ocak 1975'te kulübün menejerliğine getirilir. bu dönemde forest ingiltere ikinci kademesindeki ligde, küme düşme hattına yakın bir sıralamadadır. ligde oynadıkları 42 maçın sadece 12sini kazandıkları sezonun ardından, sonraki sezonda 1976da galibiyet sayısını 17ye, sıralamasındaki yerini 8inciliğe yükseltir. 1976-77 sezonunda 42 maçta aldıkları 21 galibiyetle birinci lige yükselirler.

    1977-78 sezonunda beklenmedik bir dönem yaşanır. forest, birinci lige yükseldiği yıl 42 maçta 25 galibiyetle, açık ara farkla birinci lig şampiyonu olur. aynı sezon finalde liverpool fc'yi geçerek ingiltere lig kupasını kazanırlar ve double yaparlar.

    1978-79 sezonunda avrupa kupasını, lig kupasını alırlar. sezonun finalini ise fc barcelona'yu avrupa süper kupasında iki maçlı eleme sonunda geçerek triple yaparlar.

    1979-80 sezonunda da bir kez daha avrupa kupasını kazanırlar. 89 ve 90'da iki kez üst üste lig kupasını kazanırlar. premier league’in kurulmasıyla birlikte, 91 ve 92'de üst üste iki yıl 8inci olurlar.

    1992-93 sezonunda liverpool galibiyetliyle başladıkları sezona, sonraki 10 maç üst üste kazanamazlar. sezon ortasında dalganan performansları, sezonun son 14 maçına sadece 2 galibiyet almaları sebebiyle lig sonuncusu olarak küme düşerler. sezonun son maçı ipswich town'a karşıdır. brian clough'ın oğlu nigel clough premier league'e veda maçında son golü atar.

    baba brian'ın dipten alıp, zirveye taşıdığı kulüp, kümeye forest forması giyen oğlunun golüyle veda etmiştir...

  • olm kafamda tayyip öyle başbakan ki, başlığı okuyunca "sümeyye okuyo mu ya halâ allah allah" diye düşündüm. hayır okusa da bir şey değişmez, bilal kendi başına harvard'ı listelerde dibe vurdurdu, sümeyye öss barajını zor aşmıştı zahir de ne bileyim ya.

    edit:haahahah olaya bak ya haberi okumayacaktım ama okudum ve müdürün dediği şeye bak:"bu konuda size bir şey söylemeyeceğim, çünkü bilgileriniz kesinlikle yanlış." e söyleyip düzeltseydiniz ya, bu ne böyle "herksn derdi bn olmşm dmk ki zamnında iyi kymuşum .s.s" tribi.