hesabın var mı? giriş yap

  • - bak satış elemanı olmak öyle bir şeydir ki ; şu elimde görmüş olduğun kalemin bir armut olduğunu; insanları inandırabileceksin . yapabilirmisin ?
    - o elindeki armut zaten.

  • olm baya bildiğin türkiye yarrağı yiyecek ben onu anlıyorum. ufukta savaş var gençler sığınacak ülke bakın.
    süper tıvik.

  • benden bir 10 yıl erken davranmıştır. 35 yaşında yeniden girmeye niyetim var şahsen. emekli olmama 26 sene var. 26 sene boyunca sevmediğim işi yapamam, sizi bilmem ama zararın neresinden dönsem kardır diyorum ben. çünkü artık psikolojim iyice bozuldu. sürekli kendine yabancılaşma atakları yaşıyorum. tarif edeyim o hissi size: bir kaç saniye boyunca bedeninize dışarıdan bakmak gibi bir şey. bu sürede adınız, aynadaki görüntünüz, geçmişiniz, her şey yabancı geliyor, başka birine ait gibi. ben bunu her gün bir kaç defa yaşar oldum. çalışırken dağ, bayır, çayır flashback'leri görmeye başladım. bir şey yapmazsam ya delirecek ya da alkolik olacağım. o yüzden kimin ne düşündüğü veya düşüneceği zerre umurumda değil.

    edit: en beğenilenlere girmişim, gerçekten ilk kez bir entry'm en beğenilenlere girince bu kadar mutlu oldum. çok teşekkür ederim desteğiniz için.

    büdüt: eveeet üniversiteye iki yıllık açık öğretim olarak girdim. laborant ve veteriner sağlık bölümü. son senede anne olduğum için bir ders kaldı okul uzadı ama inşallah bitecek. şu an için huysuz bir kolik bebe ve 2 kedi annesi olarak tam zamanlı profesyonel annelik yapıyorum. günüm o huysuz bebeye yastık olmakla geçiyor. ama hayalim bitmedi. bu okul bitecek ben de veteriner olmak için işi büyüteceğim, varsın 50 yaşında bitsin.

  • o kadar ağladıktan sonra "yine de dönmem yea" diyerek ne kadar karakterli olduğunu gösteren arkadaşın tweet zinciri.

    ayrıca türkiye'de yaşadığı takdirde 2000 tl kira vereceğini düşünmektedir. lan neyse.

  • düşük oranlı maçlara yüksek miktarda para koyup kazanmak mümkün elbette ama bazen hiç ummadığınız maçlardan yatarsınız. geçenlerde azerbaycan avusturya maçına ms 1.5 gol üstüne 1000 tl bastım. oran 1.08, yani tutsa 80 tl alacağım. 80 tl için 1000 tl'yi riske attım. maç 1-0 bitti. maçı izlemiştim hatta. azerbaycan milli takımının 2. golü yememek için zamana oynamasını ve deli dana gibi boş boş sahada koşturmasını görünce bele veziyyetin içine soxam dedim.

    yani oran 1.10 bile olsa, birden fazla maçı kupona alıp yüksek miktarda para basmak çok riskli bir iş. her hafta, banko dediğimiz maçlardan birkaçı mutlaka sürprizli bitiyor.

    gelin ben size daha garanti bir yöntem önereyim... canlıda tek maç üzerinden korner oynayın. toplam korner sayısından bahsetmiyorum. maçtaki zamana göre, atıyorum 51-60 dakikalar arasında kim daha çok korner kullanır diye bir seçenek var ya ondan bahsediyorum.

    oynanan maçın korner istatistiğine ve skora bakarak oynuyorum ben bunu. diyelim ki dakika 55 olmuş ve maçtaki toplam korner sayısı 1-2 civarında. takımlar yorulmaya başlamış, pozisyonlar azalmış durumda. muhtemelen korner kullanma olasılığı da düşecektir. hemen 61-70 dakikalar arasındaki korner sayısına bahis alın. kim daha çok korner kullanır seçeneğine eşit deyin. 10 dakika içinde zaten korner olmaz genelde.

    daha dün west ham - everton maçında bu şekilde oynayarak 1000 tl bastım 1960 tl olarak geri aldım. 1.96 oran çok iyi bir orandı. zaten en kötü 1.60-1.70 oran veriyorlar.

    bu biçimde 50-100 tl basarak da oynayabilirsiniz. hem 10 dakika içinde kupon tutuyor hem de kazanma zevkini yaşıyorsunuz.

    umarım bu taktik, ben buraya yazdım diye cortlamaz. *

  • gelin itiraf edelim. okul bitti bir şekilde işe başladık. kimimiz kpss ile atandı aileden uzak şehirlere gittik kimimiz özel sektörün cazibesi ile uzak şehirlere, ülkelere çalışmaya gitti. ilk zamanlar her şey çok güzel. cepte para var, özgürlük var. bir kaç ay sonra yavaş yavaş sorumluluk binmeye başladı üstümüze. yemek yapmak, bulaşık yıkamak, ütü yapmak, ev temizliği vb. işler uzayıp gidiyor. bir sonu yok.

    o an işte hanginiz; "amk ben bunları yapmak için mi onca sene okudum!!!!" demedi? ben dedim. ama sonra evlendik barklandık. evin sorumluluğunu iki kişi paylaşmaya başladık. eşimizde çalışıyorsa çift maaş olduk. gelir seviyemiz ve yaşam standardımız yükseldi. ama aramızda bazı hayvanlar evin bütün sorumluluğunu kadına yükleme yolunu seçti. ana evi rahatlığını yaşamaya devam etti. halbuki o kadın onca sene öküzün birine hizmet etmek için mi okumuştu?

    bence boşanma davasındaki bazı laflar cımbızlanmış ve haber değeri taşıması için uğraşılmış. yoksa kimse "ben boğaziçi mezunuyum sarma sarmam" "ben odtü mezunuyum ütü yapmam" demez. sanmıyorum. bence "ben bunca sene bu öküze hizmet etmek için mi okudum" demiştir.