hesabın var mı? giriş yap

  • kanlı irinli şu son türkiye gündeminde fotoğraflarına baktıkça istem dışı güldürüyor reis.

    reisin her an yeni sekme açıp 2.el doblo fiyatlarına bakabilirim bakışını hepinizin yakaladığını biliyorum.

  • görsel anlamda fazlasiyla tatmin edici.. ana karakterler bu filmde de konusmadigi icin sadece mimiklerine odaklandim ve gene bircok sey duydum. kim ki duk u en cok bu yüzden sevdim..

  • bu olay kadınlara default olarak geliyor sanırım. nasıl bir erkek olursanız olun bir kadın, karşısındaki erkeği çıldırtmayı çok iyi biliyor. siz çileden çıkıp böyle aşkın ızdırabını demeye başladığınız anda da yapıştırıyor cevabı işte gerçek yüzün. tamamen ince düşünen ve detaycı oluşunuzdan mütevellit bir şey söylersiniz ama onlar bunu evirir çevirir öyle çok başka yerlere getirirki allahta benim belamı versin dersiniz (bkz: ben bir turizm katiliyim allah benim belamı versin). kısacası ne söylerseniz söyleyin yada ne yaparsanız yapın karşınızda resmen çileden çıkarmaya programlanmış biri olduğunu unutmayın.

    kadın : canım çok beklettim mi?
    erkek : önemli değil aşkım, ben de gazetemi okudum.
    kadın : merak etmedin mi?
    erkek : neyi?
    kadın : tam bir saat geç kaldım ve sen beni merak etmedin öyle mi?
    erkek : aslında merak ettim, hem de çok.
    kadın : o yüzden mi oturup gazeteni okudun? ölüm ilanımı falan mı görmeyi umuyordun?
    erkek : ne yapsaydım, seni beklerken tırnaklarımı mı yiyecektim?
    kadın : tabii. bir telefon etmek aklına gelmedi değil mi? öldüm mü, kaldım mi, tinerciler mi saldırdı?
    erkek : tinerciler falan saldırmamış işte.
    kadın : pek bir kinayeli söyledin. keşke saldırsalarmış der gibi.
    erkek : şimdi benim anlamadığım, geç kalan sensin ama suçlu nasıl ben olabildim?
    kadın : şöyle ki; sen beni merak etmedin, arayıp sormadın. aynen böyle oldu.
    erkek : benim bildiğim geç kalacak olan arar, haber verir.
    kadın : ıyi ki de aramamışım. beyefendinin gazete keyfini bölecekmişim baksana.
    erkek : gazete okumasaydım ne saçmalayacaktın merak ettim şimdi.
    kadın : o zaman kesin arardım.
    erkek : yuh! iyice saçma sapan konuşmaya başladın sen.
    kadın : işinne gelmedi galiba.
    erkek : bak garson geliyor, ne içersin?
    kadın : canım bir şey istemiyor.
    erkek : çay?
    kadın : istemiyorum.
    erkek : ıhlamur?
    kadın : istemiyorum dedim ya.
    erkek : kök?
    kadın : ne kökü?
    erkek : zıkkımın kökü.

    edit: taze naftalin geldi uyardı. bu dialog yılmaz erdoğanın "haybeden gerçeküstü konuşmalar" kitabından bir alıntıdır.

  • ananas aldırdım esprisinin önünü kesmek içindir. cennet sonsuz huzurlu bir yer, tatsızlık çıkartmanın alemi yok.

  • henüz yurt dışında kahvaltı yapmak zorunda kalmamış veya yurt dışından gelen arkadaşlarına türkiye'de kahvaltı yaptırmamış insanın içi boş düşüncesidir. reçelinden peynirine, sucuğundan kaşarına, yumurta çeşitlerinden zeytin türevlerine kadar uçsuz bucaksız bir mutfağa sahiptir türk kahvaltısı.

    biz almanlar gibi bir dilim ekmeğin üstüne her şeyi boca etmeyiz. ingilizler gibi sabah sabah kuru fasülye yemeyiz. fransızlar gibi günün en güzel öğününü bir kahve bir kruvasanla geçiştirmeyiz. şişko amerikalılar gibi corn flakes'e abanmayız. afrikadan meksikadan bahsetmiyorum bile. dünya üzerinde türkler kadar kaliteli kahvaltı yapan & hazırlayan başka bir millet ben henüz görmedim, duymadım.

    son olarak... van kahvaltısı ulan!

    edit: imla

  • aşağıya bırakacağım linkten broşüre ulaşıp görebileceğiniz fiyatlar.

    link (sağa doğru kaydırın)

    şu sayfada diğer broşürlere de bakabilirsiniz

    bu da aldi fiyatları

    aldi

    evet avrupa perişan halde, bizi kıskanıyorlar, en ucuz türkiye...

    ve dikkatimi en çok çeken şey, son sayfadaki beko çamaşır makinesi. görsel
    219euro 3500 tl yapıyor. ama aynı makine türkiyede 6bin tl civarı.

    görsel küçük beko fırın 60 euro 900tl yapıyor. ama aynı fırın burada 1500 tl.

    lan kendi yaptığımız ihraç ettiğimiz makine yurt dışında nasıl yarı fiyatına oluyor beynim yandı.

    edit: moralinizi bozuyorum diye bana kızacağınıza bu linki akpli dayılarınıza gönderin onların morali bozulsun.

    edit2: ve yazmayı unuttuğum diğer mesele şu. bu gıdalar ciddi manada daha kaliteli. yani bizim türkiyeden aldığımız algida dondurma süt tozu ile yapılıyor. hatta ismi dondurma değil sütlü buz olarak geçiyor ama avrupadaki algida gerçek süt ve gerçek şeker ile yapılıyor. çikolatalar da aynı şekilde türkiye pazarına palm yağını ve glikoz şurubunu basan markalar avrupada pancar şekeri ve normal yağ kullanıyor. hemen hemen her üründe, türk pazarı için üretilen global markalar glikoz şurubu, palm yağı, süt tozu falan zararlı ucuz şeyleri kullanırken avrupada bu pis maddeleri raflara sokmuyorlar.

    yediğimiz kazık öyle böyle değil. çok pis kazık yiyoruz millet uyuyor. en yüksek fiyata en kalitesiz ürünleri kullanıyoruz.
    vergiler, dolar kuru, kalitesiz malzemeler hepsi bize giriyor.

    edit3: bir şey daha keşfettim. tatil fiyatları oha yani adamlar 350 euroya gelip 8gün alanyada kalabiliyor. görsel biz hemen dibimizdeki şu şehire gitmek istesek arabamız olsa bile zaten en az 2, 3bin tl benzin gidecek. antalyaya otobüsle gidip, otelde kalmak yerine sokakta kalsak, hergün simit falan yesek dönüşte de otostop çekip gelsek, ancak 350 birim paraya hallederiz alanya tatilini ama adamlar aynı paraya uçakla 3bin kilometre öteden gelip üstüne her şey dahil otelde 8gün kalabiliyor. bize deniz tatilini boşverin bayramda köye gidelim desek minimum 4bin tl falan gider. adamlar o paraya afrikada safariye veya uzak doğuya yada kanadaya falan gidebiliyor.

  • biri bu saçmalığa artık dur desin be. yemeği verin geçin. ne bu eziyet, şov merakı.
    geçen bir mekana girdik yemekten sonra tatlı yiyeceğiz. neyse tatlı geldi garson 20 dakikada anca servis edebildi baklavayı. almış çatalı bıçağı masaya, tabağa her yere vuruyor adam tempo tutmamızı, alkış yapmamızı bekliyor. çok içinde kaldıysa baterist olsaydın kardeşim, kadıköy’de liseli gruplarla sahneye çıkardın.
    kız arkadaşım da o ara telefonu çıkarmış videoya alıyor bu garsonu vaaay, süper ya, çokiiiiiyyy, ahahaha gibi tepkiler veriyor. (büyük şehirde ortam görmüş anadolu köylüsü gibi)
    yemin ediyorum o an hem yiyeceğim tatlıdan tiksindim, hem hayatımın aşkı dediğim kadından.

  • almanya'dan sonra hollanda'da mevzuya uyanmıştır. yok öyle ülkende tek bir muhalif gazeteciyi dışarda bırakma, avrupa'da ben özgürlük istiyorum de.