hesabın var mı? giriş yap

  • " sigarayı rüzgarda kibritle yakmak kadar zordu seni anlamak.. galiba çakmak lazımdı... ;)"

    -verdim şukusunu...

  • ilk turda herkese eşit dağıtılan parayla açık artırma usulü mülklerin satın alındığı, ikinci turda bu mülklerin kapalı ihale yoluyla daha büyük paralara çevrildiği, hızlı, öğrenmesi kolay çok keyifli bir oyun. filler gibi görünse de bağımlılık yapıp defalarca oynatabiliyor kendini. mekaniği batak oyununu andırıyor. genel olarak batak seven arkadaşlarımın hepsi bu oyunu da sevdiler. ben de çok seviyorum.

    (bkz: kutu oyunları)
    https://boardgamegeek.com/boardgame/172/sale

  • yaşım 16, o 15. hayatımı feda edebilecek kadar aşığım. tam anlamıyla. 1.5 yıl, usanmadan beklemişim, her güne aynı umutla, aynı acıyla, aynı sevinçle uyanmışım.
    bir nisan akşamı... moda'da bir apartmanın kuytusuna gündüzden geldik, aldığımız köpeköldüreni içtik ve saatlerce konuştuk. akşam oldu, soğuktan titriyoruz. çok öncesinde, bana karşı bir şey hissetmediğini söylediğinden o anki bakışlarını fark edemiyorum. çünkü ulaşılmaz bir yerde o gözümde. bana karşı bir şeyler hissetmesi mümkün değil, bir masal güzelliğinde.
    "ya beni öp, ya da ben gidiyorum," dediğinde afallıyorum, anlıyorum. bir süre gülümseyerek bakıyorum, sonra yaklaşıyorum. o anı anlatamam, mümkün değil. ancak ilk aşkıyla öpüşen biri anlayabilir.
    sonrası fiks; masal olmadığını anlıyorum, bitiyor. yıllar geçiyor, giderek hissizleştiğim korkusuyla büyüyorum. fakat o 17 nisan akşamını unutamıyorum, unutmak da istemiyorum. hayatımda belki de en masum olduğum o anı, gözlerindeki o pırıltıyı hatırladıkça ister istemez gülümsüyorum.

  • 2006 senesinde gerçekleşmiştir. anne televizyon karşısında zap yapmaktadır. aniden duraklar.

    a: enchanter, gel çabuk (ekranda sibel can)
    e: ne oldu? (ekrandaki sibel can leopr desenli elbisesinin içinde göbek atıyor. göbeği bağımsız hareket ediyor gibi)
    a: ekrana bak bakayım.
    e: ee?
    a: şimdi ben şu kadar yaşındayım, iki çocuk annesiyim, safra kesesi ameliyatı oldum, falan filan. son 30 yıldır aynı kilodayım.
    e: ee anne?
    a: söyle bakalım, hangimize daha çok benziyorsun?
    e: ?!?!?!
    a: boğazını tut biraz evladım. çok gençsin daha. aa...

    diyete girip 10 kilo verdim sonra evet. zalımsın hayat.

    debe editi: aiyy ilk defa debeye giriyorum. ne mesaj vereceğimi şaşırdım. hayat bayram olsun, dünya barışı, bir de mantı diliyorum. bol soslu.

  • öncelikle - ve +, sayıların sayı doğrusu üzerinde bulunduğu yönü belirtir. sayı doğrusunun tam orta noktası olan 0'ı baz alırsak + sayılar 0'ın sağında, - sayılar ise solunda yer alır. sayı doğrusu 2 boyutlu bir çizgiden ibaret olduğu için sağ ve sol haricinde başka bir yönü de yoktur. burada bahsettiğim sağ pozitif yönü, sol ise negatif yönü temsil etmekte.

    çarpma işlemi aslında toplama işleminin kısaltılmış şeklidir. 3 x 4 dediğimiz zaman bu 3+3+3+3 veya 4+4+4 dür. yani bir sayının kendisi ile kaç defa toplanacağını ifade eder çarpma işlemi.

    dönelim tekrar sayı doğrusuna. 3 x 4 işleminin sonucu bize sayı doğrusunda bulunduğumuz konumdan kaç birimlik mesafe alacağımızı söyler. sonucumuz + ise pozitif yöne doğru - ise negatif yöne doğru mesafe alırız.

    şimdi -3 x 4 işlemine gelelim.

    -3 yani negatif doğru 3 birim. bu işlemi 4 defa tekrarlar ise sola doğru 12 birim ilerlemişiz demektir. yani sonucumuz -12.

    -3 x -4 işlemine yani problemimizin ana kaynağına gelelim.

    - ve + lar yön belirtir demiştik. her iki sayımızda - olduğu için ilerleyeceğimiz yön şu şekilde olacaktır; negatifin negatif yönüne doğru. somutlaştıracak olursak eğer, yüzünüz batıya doğru olacak şekilde beklediğinizi düşünün. biri size diyor ki tam ters yönde 4 adım ilerle. sonuç ne olacak? doğuya doğru 4 adımlık bir mesafe almış olacaksınız.

    -3 x -4 işleminde de, 3 negatif yöne doğru bakıyor. 4 diyor ki arkadaş bende negatifim o yüzden ters yöne doğru ilerle. ve bu işlemi 4 defa tekrarladığımızda kendimizi pozitif yöne doğru 12 birimlik mesafe almış olarak buluyoruz. yani sonucumuz +12 olmuş oluyor.