hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • 2-3 yabancı arkadaş edinir ve facebook'ta twitter'da ingilizce iletiler anında başlar. bununla da kalmaz, geri kalan 2819329 türk arkadaşının türkçe iletilerine bile ingilizce karşılıklar vermeye başlar. amaç: yabancı arkadaşlarım var + sadece 1 haftada ingilizce öğrendim + ingilizce benim için bir sınıf atlama aracı.

    devamında ise kafalar ortaya yuvarlak biçiminde getirilmiş* erasmus pozu...

    ek olarak da, okudukları taşra üniversitesindeki yaşamlarına geri dönünce, "ayy polonya'yı / letonya'yı / bilmem nereyi çok özlüyorum. artık türkiye'de yaşamak boğuyo abi yaaa" nidaları... ve tabi ki feysbukunda, mezun olduğu taşra üniversitesi yerine akademizia polska bilmemne hrvstsyjayka falan. amaç: avrupa' da okudum ben.

    eyvah eyvah! nasıl da unutmuşum. bir de ota boka lol, awesome tabi ki!

    not: bu tanımı yalnızca kezbanlara değil, erasmus abazanı mal erkeklere de armağan ediyorum.

  • her fırsatta sandık, seçilmişler, milli irade diye haykıranların yine her fırsatta kendilerine bu seçme hakkını verenlere sayıp sövmesi kadar büyük bir mantık hatası barındırmaz.

  • uçakta zaten hostesler 700-800 km hızla koştukları için birisinin kafasına konması yeterlidir. boşa yorulmasın.

  • böyle saçma sapan başlıklar açıyorsunuz, bu kadar acımasızlık olmaz yaa, pes...

    etin ne olduğunu araştırdım internetten sizin yüzünüzden. lan böyle bir besin var da bizim niye haberimiz yok, ibneler.

    amk aristokratları!...

  • türkiyede şişe et veya kıyma geçirme usulüylen yapıldığından yine ülkemize has bir benzersizlik ile her büfede ayrı bi lezzet sunan bu güzel olay, almanyada bundesstaat tarafından uygulanan baskılar sonucu merkezileşmiştir. etler fabrikasyondur. öyle 10 kilo eti açık bi şekilde saatlerce pişirmenize izin vermez alaman hükümeti. merkez ifirmalar bu eti hazır şişlenmiş, bakteryel kültürlerle korunmuş ve bilimum plastik olaya sarılmış vaziyette dönercilere satar. onlar da haftada bir iki alır depolarına koyarlar bunları. döner ibttikçe içeriden çıkartır takarlar bu hazır nevaleyi. iğrenç olmasının ilk sebebi bu uygulamadır.

    ikinci sebebi ise, her esmer bıyıklı adamın kendini döner ustası sanması sonucunda döner kesmekten bihaber insanların döner ustası haline gelmiş olmalarıdır. bu bir yanılgı değil zorunluluktur aslına bakılırsa. 3 milyon civarı türkün yaşadığı bir memleket olan almanyada 5 bintrilyonmilyon tane dönerci vardır, o yüzden eli bıçak tutan her türkün döner ustası olarak görev yerine geçmesi gerekir. sonuç olarak bizim köfte mi, biftek mi diye durup düşüneceğimiz boyutta et parçalarını ekmeğin arasına koyar verirler size. doyurur evet, garip kokusundan tiksinmezseniz.

    aklıma şu anda gelen sebepler arasında sonuncusu ve belki de cinayetler kategorisinde jack the ripperın şaheserleriyle yarışacak kıvamda korkutucu olanı bu sandviçin içine akla gelecek her türlü salata malzemesinin koyulması vaziyetidir. bu başlı başlına bir vaziyettir gerçekten de, çünkü döner siparişini verirsiniz ve döner şişten yumruk kadar parçalar halinde ekmeğe konulduktan sonra, içine ne girsin -gurbetçiliğin şiddetine göre soru daha da abuklaşabilir- sorusuyla ve önünüzde duran salata barı kıvamında bir yer ve size bakan bi dönerciyle kalakalırsınız. lahanadan, küp küp doğranmış hıyarla karışık domatese, acılı ezme diye bildiğimiz mezeden, renklere göre isimlendirilmiş bulamaç soslara kadar herşey vardır bu barda. komplett dediğiniz anda bu katkı maddesi vaziyeti oluk oluk akar dönerin içinde ayrı bi yerleşim birimi oluştururlar. oturarak yediğinizi var sayarsak, siz döneri yerken onlar kitleler halinde döner ortamını terk ederek yeni mekanlarına geçerler. bir kısmını yemiş olabilirsiniz o sırada, ama bir insanın salata niyetine yiyeceği miktarın rahat iki yüz katı boyutta olan bu salatalar, yeni mekanlarında siz döneri bitirdikten sonra da ikamet etmeye devam ederler. onlar salata vaziyetidir ve ne dönerden, ne dönerciden, ne de tüketiciden bir çekinceleri yoktur. dönerin içine sıçmakla yetinmeyip, gereksiz kalabalık yaratır, olay sonunda da asgari kayıpla olaylarını sürdürürler.

    avrupanın başka bir ülkesinde bu kadar uzun vakit geçirmediğimden ve dönerci gördüğümde kaçarak koştuğumdan kelli, diğer ülkelerdeki durumu size anlatamayacağım. ama olayın bu yönüyle ilgili bir anımı anlatabilirim. istanbulda doğup büyümüş üniversite için almanyaya gelmiş bir türk olarak alman usulü dönerden ben ne kadar nefret ediyorsam, almanyanın yerlisi has ve mulis alman halkı da bu zehir zemberek olasıca olaydan o kadar keyif almakta. olay öyle yerleşik, öyle vaz geçilmez bir hal almış ki, biri avustralyada öteki ispanyada olmak üzere bir yıl almanya dışında yaşamış iki alman arkadaşımla ne özlediniz muhabbeti yaparken, ikisinin de ağız birliği yapmışçasına aynı anda döner demesi beni benden almıştır. ikisinin de özlem giderme amaçlı birer ikişer defa bölgedeki dönercilerin yolunu tuttukları ve ispanya örneğinde dönerin içinde sadece domates ve pattes kızartması olması ve avustralyadaki dönerin ise çok garip kokmasından dolayı hiç memnun kalmayıp almanyadaki döneri özledikleri ise konuşma sırasında beni şaşırtan diğer detaylardır. iki ders çıkarttım bu olay neticesinde; biri bizim vatandaşımızın dünyanın her yerine giderek ortamn gereksinimi nedir anında çözdüğü ve akabinde bunu dönere uyguladığıdır. ikincisini unuttum.

    alman usulü döner güzel bir şey değildir. hatalıdır.

    (bkz: ausnahmen bestaetigen die regel)

  • 2000 yılında başlayıp 2001 yılında son bulan gizemli ve faili meçhul cinayetlerdir.. toplam 8 farklı insana ait bulunan kesik bacaklar, istanbul'un muhtelif semtlerindeki çöp kutularında poşete konulmuş, önceden tuzlu suda bekletilmiş ve kanı akıtılmış bacaklarmış.

    bulunan bacakların tamamı genç ve bakımlı kadınlara ait olup, özenle kesilmişken sadece bir bacak erkek bacağıymış ve o da gelişigüzel kesilmiş.

    işin garip yanı cesetlerin geri kalanı asla bulunamamış.

    konuyu detaylı biçimde anlatan mini belgesel