ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sakız
-
- “dubble bubble” dünyadaki ilk balonlu sakızdır. “fleer company” isimli şirketin kurucusu “frank fleer” 1906 yılında “blibber blubber” adını verdiği bir sakız üretmeye çalıştı. ancak ortaya çok yapışkan ve çiğnemeye çok da uygun olmayan bir ürün ortaya çıktı. fleer’da muhasebeci olarak çalışan “walter diemer” boş zamanlarında farklı tariflerle denemeler yapmayı severdi. walter diemer bir gün normal sakız kadar yapışkan olmayan, çiğnemeye uygun ve esneyebilen yapısıyla baloncuklar yapmaya müsait bir formül buldu. ancak ne yazık ki walter diemer bu tarifi kaybetti ve aynı tarifi bulmak için tekrar denemeler yapmaya devam etti. yaklaşık 4 ay sonra kaybettiği tarifi tekrar buldu ve 1928 yılında balonlu sakız ortaya çıktı. ümit verici gözüken bu karışımdan ortaya çıkan sakızı test etmek için yerel bir şekerleme dükkanına 100 adet pazarlardılar. daha ilk günden bütün sakızlar tükendi. daha sonra şirket, sakızı “dubble bubble” olarak pazarlamaya başladı ve satışlar ilk yılda 1,5 milyon doları aştı. birçok kişi sakızın ismini “double” olarak yanlış yazmaktadır. doğrusu: “dubble”. walter diemer, bu yeni sakızı ortaya çıkarırken pembe gıda boyası ellerinde mevcut olan tek renkti. bu yüzden ilk balonlu sakızın rengi de pembeydi. günümüzde de en yaygın balonlu sakız rengi pembedir. ayrıca walter diemer emekli olduktan sonra, bu balonlu sakız tarifini tesadüfen bulduklarını da itiraf etmiştir.
- sakızdan büyük baloncuklar çıkarmanın sırlarından biri, sakızı yavaş üfleyerek şişirmektir.
- dünya çapında her yıl yaklaşık olarak 100.000 ton sakız çiğnenmektedir.
- california’da, yoldan geçenlerin duvara yapıştırdığı sakızlarla kaplı “bubblegum alley” isminde bir sokak var.
- yutulan sakız vücudunuz tarafından sindirilemez ve parçalanamaz. ancak sakızın 7 yıl midenizde kalması gibi bir durum da söz konusu değildir.
- sakız çiğnemenin, stresi azalttığı ve üzerinde çalıştığınız işe daha iyi odaklanmanıza yardımcı olduğu söylenir.
- guinness rekorlar kitabına göre şimdiye kadar sakız şişirilerek yapılmış en büyük balon.
- antik yunanlar bir reçineden yapılmış sakızı çiğneyerek stresten kurtulduklarına inanıyorlardı.
- bir matematikçi, bir zamanlar amerikalıların her gün sakız çiğnemek için harcadıkları enerjinin 10 milyon kişilik bir şehri aydınlatmak için yeterli olduğunu hesapladı.
- saçınıza yapışan sakızın, fıstık ezmesiyle ovalanarak çıkarılabileceği söylenir.
- kuzey amerika’da çocuklar, sakız için her yıl yaklaşık yarım milyar dolar harcıyor.
- bilim insanları isveç’te 9000 yıllık bir sakız buldular.
- insanlar, dünyada sakız çiğneyen tek canlılardır.
- sakız, başlangıçta elle yapılarak üretilmişti. günümüzde ise neredeyse bütün sakızlar makinelerle üretilmektedir.
- birçok diş hekimi, hastalarına şekersiz sakız çiğnemelerini öneriyor.
- sakız çiğnemenin kulakta oluşan basıncı hafifletmeye yardımcı olduğu da söylenir.
kaynakça
https://www.cbc.ca/…even-fun-facts-about-bubble-gum
https://www.uselessdaily.com/…bout-bubble-gum-list/
https://chewsygum.com/…fun-facts-about-chewing-gum/
https://www.slideshare.net/…facts-about-chewing-gum
http://www.chewinggumfacts.com/
https://www.gumball.com/…s/history-of-dubble-bubble
dört kelimeyle iş görüşmeni mahvet
-
(bkz: let's continue in english)
ilave: ekşi sözlük burs fonuna destek olabilirsiniz (bkz: #63087876)
14 ağustos 2015 erdoğan'ın başına keklik konması
-
(bkz: amina koyacaklar o kekligin simdi)...
dolmuşta ineceğim deme şekilleri
başbakanın yumruk attığını nasıl düşünebilirsiniz
kişiye özel coca-cola ambalajları
-
10 yaşındaki kızımın "baba ben semra'nın tadını pek beğenmedim" demesine yol açmış kampanya..
(bkz: semra'nın tadı)
(bkz: oww yeah bebeyim)
evlendikten sonra eşten sıkılmaya başlamak
-
https://www.youtube.com/watch?v=9-rfyctozum
teyze bu konuda son nokta.
edit : (#58609968)
edit2 : eski link hakkın rahmetine kavuşmuş
daniel defoe
-
defoe dissenter adı verilen protestan mezhebi üyesiydi. dissenter üyeleri devletin resmi kilisesinin öğretilerine karşı duruşları ile dikkat çekerlerdi ve bir gün defoe gereğinden fazla dikkat çekmeyi başardı, ironiden anlamayan nesle aşina değildi defoe da siz sözlük yazarları gibi.
anglikan kilisesine - ki kendisi devletin resmi kilisesi olur - karşı çıkan herkesin derhal öldürülmesi gerekliliğini ciddiyetli bir dille sebepleri sonuçları ile açıklayan bir yazı kaleme alır. ironiyi anlamayan dissenter üyeleri defoe'ya tepki gösterir daha sonra ise ironiyi anlayan anglikan kilisesi daha üst bir perdeden tepki gösterir defoe'ya. muhtemelen defoe bir sözlük yazarı olsa nickaltı en dolu yazar olurdu.
defoe bu yazı ardından yakalandıktan sonra diğer dissenterlara ibret olsun diye, pillory cezasına çarptırılır.
şöyle bir sahne düşünün. 17. yüzyılda sıradan bir gün kalabalık pazar yerinin ortasına toplanmış, başı ve elleri sabitlenmesi için ahşap bir düzeneğe hapsedilen kişi topluma teşhir ediliyor. ellerindeki çürük meyveleri kimi zaman taşları fırlatıyor kalabalık adamın üzerine arada düzeneğe bağlı adamın ellerini geçirdiği ahşaba güller bırakanlar da görülüyor, suçu herkes kabullenmiyor ve cezaya karşı kendi duruşunu sergiliyor.
işte bu düzeneğin adı pillory'dir.
ellerin ve kafanın sabitleme sebebi, suçlunun yüzünü saklamasının engellenmesidir, cezanın temel amacı teşhirdir. düzeneğin hemen yanında asılı bir bildiri olur, suçlunun neden ceza aldığına dair.
17. yüzyıldan günümüze insanların ceza verme şekillerinin ve ceza karşısında tepkilerinin pek değişmediğini görüyoruz ekşi sözlükte gezinirken. dijital dünyanın pillory'si sözlük başlıklarıdır. pazar yerinde toplanan kalabalığı; öfkeyi, alayı, hüznü ve mutluluğu görürsünüz kişiler için açılan başlıkları altında. sözlükte cevap hakkı olmayan pek çok insan nickaltında yargılanır hemen her gün bir pillory kurulur ekşi sözlükte. bir müzisyen, bir doktor, bir çöpçü ya da bir politikacı olmanız fark etmez, bir sabah ansızın kendinizi bu dijital cezaya mahkum edilmiş bulabilirsiniz akışta gezerken.
çürük meyveler, taşlar, güller ve geçen yüzlerce yıl. dijital dünyanın ortaçağını yaşıyoruz. tarih dijital olarak yeniden yazılıyor, ilerliyoruz, gelişiyoruz henüz sanal dünyada çok yeniyiz.
tarih tekerrür ediyor_
neyse efendin defoe diyorduk; ironiyi geç de olsa anlayan dissenterlar defoe'nun bağladığı tahtayı güllerle süsledi. dislike ve like'lara boğulan defoe'nun hayatı bu noktadan sonra değişmeye başladı. kırkını geçtiğinde hapisten çıktı ve ticaret arasında bulduğu boşluklarda hiciv dolu eserlerini yazmaya başladı tüm dünya ise onu robinson crusoe ile tanıdı.
robinson crusoe ile ilgili başka bir başlıkta uzunca bir yazı yazmayı düşündüğüm için burada o konuya girme gibi bir düşüncem yok. böyledir işte efendim defoe'nun ilginç yazın hayatının sarsıcı başlangıcı. bir gül de ben bırakıyorum bağlı olduğu tahtaya ve bunu bir nickaltı olarak yazıyorum daniel defoe'ya.
"eserleri ile dikkatimi çeken çok sevdiğim bir yazardır, takipteyim efendim."
ümitcan uygun'un abisinin açıklamaları
-
#helpturkey yazan insana, devlete hakaret etti diye soruşturma açan yöneticilerin ne yapacağını merakla beklediğim açıklamalardır.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
sevgilinizle bi arkadaşınızın evine ilk kez gidiyorsunuz ama sevgilinizin telefonu şifreli wi-fi'a otomatik bağlanıyor.geçmiş olsun.
polislerin gürbey ileri'ye yaptığı muamele
-
hukuka uygun muameledir.
polis küfretmiyor, direnci kırmanın üzerinde şiddet uygulamıyor, görüntü alınmasını engellemiyor. polisin yaptığı hareketlerde bir hata yok.
zaten 40 yaşlarına yakın iki tane polis görülüyor videoda, eski tarz polislerden adamlar. yeni ak-it polislerinden değiller.
10 ekim 2020 ankara kalecik tren kazası
-
yüzlerce mühendis yüzlerce teknik personel yüzlerce amirin olduğu bir kurumun karışmış olduğu milyarlarca liralık kaza. yine bir tatil günü yine tcdd kazası. yapmıyorsanız özelleştirin kardeşim. devletin kesesinden ekmek elden su gölden lojmaniniza kadar devletten sömürüyorsunuz ama iki treni idame ettiremiyorsunuz. yazıklar olsun size!
lan zaten çankırı'ya giden tren sayısı belli. sinyalizasyonu geç lan bari whatsapp grubu kurun birbirinizden haberiniz olsun.
edit: ayrıca ankara'da tcdd'nin işlettiği başkentray 19:45'de seferleri bitirmeye başladı. ankara'da ego otobüslerinin yetersiz olduğu ve salgın hastalık varken toplu taşımayı rahatlatmak yerine kısmışlardır. ben artık art niyet aramaya başladım. başkentrayın da ellerinden alınması lazım bu tembellerin. ama iş kendilerine gelince eryamanda şeker fabrikasının en merkezi lokasyondaki yeni yaptıkları lojmanları jet hızıyla bitirmişler. önünün yollarını da karayollarına yaptırıyorlar. burası karayollarının görev sahası olmamasına rağmen karayolları müthiş hizmet ediyor kardeşlerine.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
türk kadınları gitsin, yerine italyan erkekleri gelsin ona bile razıyım. en azından muhabbet ederiz.