hesabın var mı? giriş yap

  • didim'de o yazın popüler bir diskosu, tıklım tıklım. "all that'she wants is another baby" türünden eserler icra etmekte dj, içki su gibi akmakta.

    - aaa, bak şu herif şey değil mi ya..
    - izenadır beybi yeeeeee...
    - abi baksana lan, naim süleymanoğlu şu adam.
    - oll det şi vanz, huuuuuuu....
    - başlayayım senin dansına olum, baksana.. koskoca.. ehem, yani küçücük naim süleymanoğlu burnumuzun dibinde, ben bi meraba diyeyim. süper bişey.. geliyor musun?
    - şiz gat tımarrov, oğl det şi vaz....
    - iyi takıl sen, geliyom ben...

    (15 saniye sonrası)

    - haydaa gittim herife, naim abi dedim meraba. değilmiş naim. bi de korumayla geziyo düdük. naim değilsen ne koruması, alla alla. koruma da direk gibi. omzumu çürüttü it.
    - nereye kayboldun sen harbiden?
    - anlattım ya bi saat, şurdaki adam, naim süleymanoğlu'na acayip benz..
    - şu bücür mü, halil mutlu değil mi o. vay be, olm gidip meraba desek mi?
    - hass...

  • 3 ay tatil yapıyorlar, aldıkları maaşı haketmiyorlar diyen dallamaları da bu başlığa bekliyoruz.hangi iş grubu * bir insanın hayatına bu denli yön verebilir.

    not : hayatı bir öğretmeninin dokunuşları sayesinde yön değiştirmiş bir mühendis.

    debe edit : işini onuruyla yapan tüm öğretmenlerimin ellerinden öpüyorum.
    iyi ki varsınız ...

  • dunyanin en garip dilencilerini barindiran amerikan sehri. (amerikan sehri ulan, amerika birlesik devletleri sehri degil. amerikayla ilgili yazilmis her entry'de konuyla alakali gereksiz bir cemkirme surecine giren, gereksiz mevzularin yazarlarina selam ederim. neymis, amerika kitaymis da, amerikanin hangi ulkesiymis de. sanki arjantinden bahseden adam, guney amerika gibi diger cok genel bi tabir kullaniyomus gibi. amerika ya da amerikali kavrami, birlesik devletlerde yasayan amerikalilarin dahi kendileri icin kullandigi cok genel-gecer bi kavram degilmis gibi. neyse, oyle bi selam eeyim dedim)

    muthis bir nezaket, son derece sofistike bir dilenci populasyonu... nam-i diger homeless people. o kadar siradisi bi havalari var ki, bir dilenciyle dunyanin baska hic bir yerinde duyma ihtimalinizin olmadigi dilenen-dilenilen diyaloglarina sahit olursunuz. soyle ki:

    + selam genc adam.
    - merhaba.
    + ya kusura bakma rahatsiz ediyorum ama, bir ceyreklik var mi diye sorucaktim.
    - cok uzgunum, hic bozuk yok. baska bi zaman artik.
    + yok yok hic onemli degil, rahatsiz ettim. iyi gunler.
    - ya dur surdan bozdurim de gelim, hemen iki dakika.
    + hee meksikalinin yerinde mi? o suratsiz pezeveng tanimadigina artizlik yapar simdi. ver sen bana bi dolari, bende var bozuk. ne vericektin sen bana, haa ceyreklik. al moruk, 75 cent para uzeri.
    - hayyy yasa bee. sen hep burda misin? yarin bozuk bulundurim bari.
    + valla belli olmuyo ki, bi ara seven eleven'a takiliyoduk. bu hafta festival var ya burda, buralardayim herelde.
    - tamam hadi hayirli isler.

    niye? rekabet cok cunku. her kos basinda bir homeless. adamlar musteriyle diyalogu guzel tutuyo ki, ertesi gun adam o koseden cebinde bozuklukla gecerse "lan bu dunku kibar dilenci degil mi, dur su ceyrekligi veriym de sevindirim garibani" deyip bagista bulunsun. dilencilige has amator ruhu kaybetmeden yakalanmis muthis bir profesyonellik.

  • yeni bir model çıktığında eskisinin adeta çöp olması. tabii ki malını satacaksın da bu kadarı çok fazla.

    itunes. başlı başına kanser sebebi.

    yeni sürümler yüklendiğinde ölen pil ömrü.

    bir süre sonra büyük çoğunluğu bozulan orta tuş

    çok teknolojiden anlayan bi adam değilim ama özellikle son zamanlarda beni bile illet etmişti. androide geçiş yaptım birkaç gün önce. bakalım bu nasılmış.

  • mutfakta kuyu olmasına daha çok şaşırdığım haber. evi hayal edemedim, “kuyudan ütüsüne su doldururken yıldırım çarptı” olayını kafamda canlandıramadım. birde uçarak buzdolabına çarpmış.
    sharon stone’un ütü yapmasına mı şaşırayım, mutfakta ütüsüne kuyudan su doldurmasına mı şaşırayım, uçmasına mı şaşırayım bilemedim. sanırım haberdeki en normal şey yıldırım çarpması.

  • geçen sene 7-8 liraydı neden 20 oldu demiyor da adam 27den 20ye düşüşünü kutluyor. teşekkürler akape.

  • -alo yalçın
    +efendim, buyrun sayın basbakanım
    -yalçın sen parmaklıklar ardındayı izliyor musun su anda
    +yok efendim şimdi acıyorum
    - ya adam.. yalçın..ya siz ne yaptıgınızın farkında degilsiniz adam mendilsiz halay cekiyor
    +kestiriyorum efendim
    -boyle birsey yok, adam iki saattir..
    +kestiriyorum
    -işimiz var sizle vallahi
    +halletim efendim.

  • içeriden biri bile sızdırıp satmış olabilir.
    ben bu ülkenin insanlarından herşeyi bekliyorum.

    para için anasını avradını satacak milyonlar var bu ülkede aq.

  • her şey bir yana, şunu yazmadan geçmek istemedim:

    saha içinden izledim konseri; sanırım toplamda otuz bine yakın insan katıldı. genç bir kadın olarak ne girişteki sırada, ne içerdeyken herhangi bir anda, ne de dönüş yolunda bir an bile normal şartlarda artık gece taksim’e çıktığımda yaşadığım güvensizlik ve tedirginlik hissini yaşamadım. sadece kadın olmakla ilgili bile değil; insanların dip dibe müzik dinlediği o ortamda acaba cebimin kenarından cüzdanım, telefonum çalınır mı vs gibi şeyleri bile hiç düşünmediğimi fark ettim.

    yanımdaki insanlarla sohbet edebilmek kolaydı, millet birbirine yanından geçerken gülümsüyordu, sıra beklerken kimse kimseyi sıkıntıya sokmaya, ezmeye vs çalışmadı. öne geçmeye çalışan çakalları bir kenara bırakırsak (o kadar da olsun), epeydir hissetmediğim bir iyilik ve medeniyet dalgasının içindeydim.

    öyle güzel bir kalabalık, öyle ışıklı bir topluluktu.

    umarım haklısındır harun, umarım bu ülkenin yarını artık bizlerizdir. içimiz umut doldu, emeklerinize sağlık.

    debe editi: çok güzel insanlarsınız yahu, hayallerimiz umutlarımız ortak. şukulayan elleriniz dert görmesin. çok teşekkürler :)

  • +@muted

    bebek arabasıyla saatlerce gezip tozabilen ama bir kaç saniye sıra bekleyemeyenleri rahatsız eden rezalettir.