hesabın var mı? giriş yap

  • mühendis adayı bir hanım kızımızdan geliyor: "mühendislik kantinine oturup kız keser oldum. allah'ım sonumu hayır et!"

  • her hatırladığımda tüylerimi diken diken eder. tam olarak 583 kişi hayatını kaybetmiştir. 11 eylül olaylarındaki uçak kazalarında tam olarak kaç kişinin öldüğü bilinmemesine rağmen uçaklardaki yolcu sayısının 583 olması imkansızdır.

    kaza kanarya adalarında, santa cruz havaalanında gerçekleşti. santa cruz'da hava trafiği o gün allak bullak olmuştu. komşu ada olan gran canaria adasındaki las palmas havaalanında kanarya özgürlük hareketi adlı terör örgütü bomba patlatmış ve tüm uçaklar tek pistli, o küçük santa cruz havaalanına yönlendirilmişti.

    santa cruz'a o gün biri klm havayollarına, diğeri pan am'a ait iki adet boeing 747 jumbo jet inmişti. park alanları, taksi yolları uçaklarla doluydu ve bu uçakların hepsi asıl inmesi gereken havaalanı olan las palmas havaalanının açılmasını bekliyorlardı.

    aksilikler bir biri ardına geldi. santa cruz adasındaki volkan faliyet halindeydi. volkan bacasından çıkan sis havaalanında görüş mesefasini 500 metrenin altına düşürmüştü. öyle ki kule görevlileri pisti sisten göremiyorlardı. uçaklar yolcularını bekleme salonlarına indiremiyorlardı çünkü yeterince merdiven arabası yoktu. ve kulenin üç adet radyo frekansından sadece biri çalışıyordu.

    klm pilotu hollanda'da meşhur bir pilottu. klm'nin reklam filmlerinde oynardı. baş pilottu yani. o gün santa cruzda beklerken o boş vakitte yakıt doldurarak zaman kazanmak istedi ve yakıt tankını çağırıp depoları fulledi. pan am uçağı yol tıkalı olduğu için mecburen klm'nin yakıtı dolana kadar onun arkasında beklemek zorunda kaldı. o ara klm merdiven bulup yolcularını bekleme salonuna gönderdi.

    bir süre sonra beklenen haber geldi. las palmas havaalanı açılmıştı ve artık bu iki jumbo jette bir an önce las palmas'a gitmek isteyen sabırsız yolcularıyla yola çıkabilirdi. kule önce klm'ye pistin sonuna kadar gidip dönmesini ve pist başında hazırda beklemesini söyledi. klm yola çıktı, pistin sonuna kadar gitti, 180 derece dönüş yapıp park frenini çekti ve beklemeye başladı.

    kule o sırada pan am'a piste girip üçüncü yan yoldan kenara dönmesini istedi. pan am 3. yol olan c3 yoluna dönecek, klm kalkış yapacak ve sonra pan'am pist başına gidip kalkışını yapacaktı. fakat pan am 3. yola geldiğinde oradan dönemeyeceğini açıkladı. zira 145 derecelik dar bir dönüştü. pek 747 tipi bir uçağın dönebileceği cinsten değildi. kuleye durumu anlattı. kule pistten devam edip bu sefer 4. yola gitmesini söyledi. o ara sis o kadar artmıştı ki pistteki iki uçak birbirini göremüyordu. hatta kuledeki kişiler de pisti göremiyordu ve radar olmadığı için uçakların tam olarak nerede olduklarını bilmiyordu.

    klm pilotu sabırsızdı. çünkü bir kaç saate sisten dolayı uçuşların tümden iptal edileceğinden korkuyordu ve bir an önce las palmas'a gitmek istiyordu. klm yardımcı pilotu kuleyle konuştu, kule oldukları yerde beklemesini söyledi. sadece tek frekans olduğu için sesler çok cızırtılıydı ve karışıyordu. klm kaptan pilotu sinirlendi ve throtlea yüklendi. yardımcı pilot izin almadıklarını söylediyse de kaptan pilot dinlemedi. o ara pan am uçağı da sağa dönüş yapmak üzereydi. birbirlerine 500 metre mesafe kala her iki uçak diğerinin ışıklarını gördü. pan am'da pistten kaçmak için tam gaz verdi. kml 300 km hızla havalanıp pan am'ın üzerinden geçmek için burnunu dikti, kuyruğu yere vurdu ama havalandı. fakat pan am'ın üzerinden sıyrılamadı. tam ortadan pan am'ı biçti. klm'nin yakıtı full olduğu için patlamanın etkisiyle klm'nin bütün yolcu ve mürettebatı öldü. pan am'dan ise 78 kişi kendini dışarı atabildi. fakat dışarı çıkanların 9 tanesi de hala tam gaz çalışır durumda olan motorların içerisine kapılıp feci şekilde parçalandı.

    pan am 378 ölü 69 kurtulan. klm 235 ölü 0 kurtulan. ne zaman hatırlasam içim cız ediyor. bir hiç uğruna onca insanın ölmesi.

    "damn that son-of-a-bitch is coming straight at us!"
    http://www.youtube.com/watch?v=r84ea-xtiko

  • çok sevdiğim arkadaşımın evine kahvaltıya gittiğimde, kahvaltının susam sokağı tadında işlenmesi beni dumurdan dumura sürüklemiştir. arkadaşım henüz uyanan ev halkı için annesine:
    - anne baba nerde
    - baba uyuyo yavrum
    -hmm peki ya abi ? abla?
    - abi kalktı abla yüzünü yıkıyor yavrum

    bu konuşmaların şokunu atlatamadan arkadaşımın işitme engelliler için kahvaltı yapışını izlemeye başladım, kendisi sofradaki herşey konuşuyor yemeden önce yüksek sesle isimlerini sayıyordu:

    -hmmm ekmeğimizi alalııım, önce bir parça tereyağı ve biraz balllll.....hani benim zeytiniiiim, iişte burdaaa hoop bi parça zeytin......bugün hiç reçel yemedim, hmmm çilek reçeli, bayılırım...

    bütün bunları arkadaşım komiklik yapıyor herhalde diyedüşünerek seyrettim ama sofrada kimse gülmüyordu, ve bu aile gerçekti.

  • şimdi bi tane kız gelip "hafif kaslı erkekler iyi, çok kaslı olmasın :s :s" diye hafif kaslı bir vücut resmi atacak. attığı vücut 3 sene çok sıkı diyet uyku ve antremanla anca yapılabilecek olacak.

    kendi yorumum da şu önemli olan kas değil frame, postür.

  • büyük ikramiye hayali kurarken bile tasarruflu olmak.

    "sana çıksa naaparsın lan" sorusuna "araba alırım" derken aklından honda civic falan geçirmek. ulan salak mısın 45 milyon tl. çıkmış honda ney? gidip jaguar alsana, mercedes, bmw ne bileyim bentley falan alsana.

    "ev alırım" derken aklından işyerine ulaşımı kolay olan, dolmuşu otobüsü önünden geçen evleri düşünmek. var ya tam malsın oğlum. 45 milyon diyorum, hadi arabayı falan da s.ktiret, eğer hala çalışıp aynı işi yapacaksan her gün taksiye binsene oğlum, dolmuş nedir lan?

  • yunanistanın girit adasında 1908 yılında keşfedilen tarihi ise milattan önce 2000li yıllara dayanan kimilerinin matbaanın atası,kimilerinin alfabe,kimilerinin evlilik cüzdanı dediği üzerinde spiral şeklinde imgeler bulunan iki yüzlü kilden yapılma bir eser. yunanistanda heraklion arkeoloji müzesinde sergilenmektedir.
    tahminim,miken uygarlığının en parlak dönemi mö 1400'lü yıllarla mö 1100'lü yıllar arasındadır. bu dönemlere gelmeden, yunanistan 1800lerde tunç silahlı akalarca istila edildiği zaman,izole bir yerde kalmış bir yunan tüccarı, köklü kültüründen ve geniş bilgi yelpazesinden faydalanarak sümerlerden gördüğü duyduğu hiyeroglif yazısını içinde bulunduğu koşullara uygun bir şekilde denemeye veyahut iz bırakmaya çalışmıştır. tarihler,ve disk üzerindeki imgeleri düşündüğünüz zaman makul bir cevap gibi geliyor ancak tabii ki diğer tüm tahminler gibi bu da kesinlik belirtmiyor

  • almanya da 20 bin euroya sifir araba var. bizim ulkemizde degil 20 bin lirayi yine 20 bin euroya araba yok. adamlarin 20 bin euroya aldigi arabayi biz 350 bin liraya aliyoruz.

    böyle böyle milleti uyuttular. ama artik papaz yemiyor.