hesabın var mı? giriş yap

  • 1.1 milyar dolar ile hyundai bunu yapabilen robotlar üreten şirketin %80 hissesini satın almıştı. ankaradaki dinozorlu ankapark saçmalığına harcanan para ise 750 milyon dolar. söyleyeceklerim bu kadar.

    edit: bazı imla hataları ve para miktarları düzeltildi.

  • tarih sahnesinde bu denli estetik anlayışından uzak başka bir yönetim görev almışmıdır bilemiyorum.

    beton saksılar içerisinde (oraya buraya) serpiştirilmiş laleler ile göz abdesti almaya mahkum eden görüntüdür.

    taksim'i oldum olası hiç sevmedim fakat bu denli katledilmesine de tahammül edemiyorum.

  • kişisel fikrim dünyada dört büyük romancı vardır.

    james joyce.
    marcel proust.
    lev tolstoy.
    dostoyevski.

    bu da demek değil ki diğer romancılar bu yazarların gerisindedir ya da en iyileri bunlardır.aksine kişisel zevk girer burda devreye;kafka'yı ya da nabokov'u daha çok sevebilirsin daha iyi bulabilirsin.

    yukardaki yazarların büyüklüğü şurdan gelmektedir;bu yazarlar dünyaya açılan bir kapıyı aralarlar ve hem bilineni hem bilinmezi anlatırlar.bunun yanında dev yapıtlar vermişlerdir bu yapıtların her birinde zekice bir kurgu derin karakterler ve tüyler ürpertici bir ruhsallık vardır.aşkınsaldırlar.

    diğer yazarlar dünyaya açılan kapının gerisinde kalanları anlatırlar özgül zevke hitap ederler.misal dostoyevski hemen hemen herkesin en sevdiği yazarlardan biriyken faulkner veya nabokov öyle değildir.bu şekilde özgül zevke hitap eden yazarlar iki kutup oluştururlar ya okur tarafından nefret edilirler ya da takıntılı bir şekilde sevilirler.yaşar kemal'i okuyup da sevmeyecek türk yoktur ancak orhan pamuk özgül zevke hitap eder obsesif ama azınlıkta bir okur kitlesi vardır.

    her neyse.bu dört büyük yazar da elbette birbirinden çok farklı ama her biri edebiyatın incisi olduğundan elbette bir karşılaştırma yapılabilir.

    [tolstoy'un katı ahlak anlayışının ve titizliğinin kitaplarını ve kahramanlarını fazla idealize edilmiş hale getirdiğini düşünüyorum ki bu noktada diğer üç yazarın gerisinde kalıyor benim için.]

    tolstoy,joyce ve proust dev eserler vermişlerdir.ancak bu yazarların işi edebiyattır.hayatları boyunca çağunlukla sadece edebiyatla uğraşmışlardır,gelmiş geçmiş en büyük entelektüellerdir.verdikleri dev eserler zekalarının ve yaratıcılıklarının tabi bir de entelektüel birikimlerinin ürünleridir.

    ancak dostoyevski'de durum farklıdır.adam yıllarca sara nöbetleri geçirmiştir,kumarbazdır,hapse atılıp ölüm cezasına çarptırılmıştır,kaçak hayatı yaşamıştır.çoğu zaman da para kazanabilmek için kitaplarını aceleyle yazmıştır.eğer birisi böyle bir hayat geçirip suç ve ceza,budala,ecinniler,karamozov kardeşler,yer altından notlar,ölüler evinden anılar gibi kitaplar yazmışsa bu ne yaratıcılığın ne zekanın ne de entelektüel birikimin ürünü olabilir olsa olsa dehanın ürünüdür.

    edebiyatta dört büyük yazar vardır.üçü çok zeki ve yaratıcıdır.birisi dehadır.

    bu entryi de sevgili orhan pamuk'un bir cümlesiyle bitirmek isterim.

    "dostoyevski okumak ilk kez deniz görmek gibi bir şeydir."

  • bu sayfanın paylaşımlarını beğenen ve paylaştıklarına yorum yapan arkadaşlarım olduğundan uzun zamandır haberdarım bu olaydan. kızlar bi de paylaşılan evin fotoğraflarına yorum yapıp üzerinde tartışıyorlar. hatta geçen lüks sayılabilecek bir ev gördüklerinde kadının kocası ne iş yapıyor diye yorumlar vardı. yine böyle bir sayfada kızın biri 20 yaşındaymış kendisini isteyen adam 30 yaşında olduğunu anlatıp yardım istiyordu sizce ne yapmalıyım, evlenmeli miyim diye.

    toplumun çürümesi tam da böyle bir şey. öncelikle bu genç kızlar sanki hayatlarının en büyük amacının hemen evlenip güzel bir evde oturmakmış gibi olması umut kırıcı. eğitim, kendi ayaklarının üzerinde durmak gibi şeylerden habersizler. diğer bir konu ise özel yaşamlarını herkes ile paylaşarak hem fikir almak hem de güzel evleriyle nispet yapmaları var ki beni benden alıyor.

    ülkede o kadar hırsız, katil, vicdansız varken bu genç arkadaşlar mı göze batıyor diyenler olacaktır elbet. lakin neden daha 20 yaşına gelmemiş gençler ev kurmak çocuk yapmak için bu kadar çabalıyor anlam veremiyorum. gördüklerim içinde en azından üniversite bile akıllarında yok. ben kendi adıma üzülüyorum açıkçası.

  • ya biraz kafanız çalışsa şunu sorarsınız kendinize; sizi şampiyonluktan etmek isteseler pendik ve kasımpaşa maçlarında son dakika penaltıları verirler miydi? bunu bile düşünemiyorsunuz arkadaş.