hesabın var mı? giriş yap

  • bir kadın, söyleyecek çok şeyi olduğu halde susuyorsa, erkek artık tüm şansını kaybetmiştir".
    p.neruda

  • eski çalıştığım yerin genel merkezine eğitime gitmiştik. yanımdaki arkadaş tanıdık birini gördü, "dur x'e selam vereyim" dedi. onlar konuşurken ben uzakta kaldım. x'e baktım, boylu poslu, son derece hoş bir adam. ama bunlardan çok bakışları etkiledi beni. hayır bana hiç bakmadı orada, sadece başka biriyle havadan sudan iş konuşurken bile gözlerinden ne kadar iyi kalpli ve merhametli biri olduğu hissediliyordu sanki. "böyle biri bana asla bakmaz" diye düşündüm. o dönem özgüvenim sıfırın da altındaydı. eğitim bitti, geldiğimiz yere döndük, sonraki iki yılda hiç görmedim onu. aynı şirkette birbirimizi hiç tanımadan çalıştık. ben arada bok gibi bir ilişki yaşayıp ayrıldım ama o ilişkinin özgüvenime az da olsa faydası oldu. 2 yıl sonra bizim departman onun olduğu yere taşındı ve biz de nihayet tanışma şansı bulduk. şimdi ise evliyiz, hehe. ilk izlenimim doğruymuş, gerçekten dünyanın en iyi kalpli insanıyla evliyim ve çok mutluyum.

    edit: efenim o çok sevdiğim bakışları klonladım, aynından minik bir tane daha yaptım*.

    büdüt: son derece iyi kalpli iki keçim var efendim. beyim çok iyi ama keçilerle yarışır bir inadı var. neyse ki ben inatçı değilim ama çocuğu klonlarken inadını da klonlamışım. şimdi bir köprüde karşılaşmış inatçı iki keçi şarkısının canlı bir izleyicisi olarak hayatımı sürdürmekteyim. biriyle 13 öbürüyle 6 senedir birlikteyiz, halen çok sevmekteyim.

  • çocukluğumdan beri haykırmak istiyordum, kısmet bugüneymiş: (bkz: sezen aksu)
    zamanın ötesi garantilendi tabi ki.

    şaşınlık ve mutluluk editi: samimi bir şekilde zamanın ötesi + kıl kıl mesajlar beklerken tam tersi oldu, destek yağıyor valla. abartmak gerekirse, bir tabuyu daha yıktık sanki? demek ki bu ülkede de güzel şeyler olabiliyor. şu an ağlıyorum biliyor musunuz?

  • "epikürist" bakış açısının temelinde yatan ilkelerden biri olan "ölçülü olmak"la bağlantılı bir eylemdir.

    eğer insanın amacının bireysel mutluluk olduğunu ele alırsak, bunu ancak isteklerinin elde edilmesiyle gerçekleştirilebileceğini anlayabiliriz. ancak insanlar sürekli "haz"ları peşinde koşan varlıklardır. istekleri asla bitmez. oysa bu sınırsız istekler karşısında eldeki kaynak oldukça sınırlıdır. bu durumda mutluluğa ulaşmak da imkansızlaşır. eğer insan bu durumun farkına varır, hazlarını kontrol eder, ölçülü davranır ve beklentilerini azaltıp yaşamını ona göre düzenlerse mutluluğu elde edebilir.

    teoride açık olmasına rağmen , pratikte bireylerin beklentilerini azaltmaktan çok artırma eğiliminde olduğu görülmektedir.

  • normal durumdur. türkler de birbirinden nefret ediyor. ben herkese şüpheyle bakıyorum mesela, bu adamları seçip başımıza musallat eden siz misiniz diye.
    benim vergilerimi, çocuğumun geleceğini sen mi yiyorsun ulan diye düşünüyorum.