ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
17 kasım 2020 alaattin çakıcı tweet'i
-
şu yaşadığımız memlekete bak.bayağı bildiğin mafya babası ana muhalefet partisi liderine hakaret edip alenen tehdit ediyor.
giriş cümlesinde sayın diye başlayıp aşağıda dürzü demesi de ayrı ironi.
911'i arayınca 112 acil servisin çıkması
-
yakında lanet olası federalleri arayınca da 155 falan çıkar heralde.
milli marş yuhalamak
-
an itibariyle isviçre marşı okunurken bakü’de sığır taraftarlarımızca yapılandır.
kaynak
aptallık, geri zekalılık, hayvanlıktır. bir milletin kutsalına saygısızlık yapmak bize yakışır mı?
bazen utanıyorum, cidden utanıyorum.
bu nefretten beslenen cahil sürüsü ülkenin kanser hücreleridir.
edit: aha 2-0 gerideyiz ve yemin ederim üzülmüyorum.
debe editi:
3 ayda ingilizce öğrenmek
kısa sürede rusça öğrenmek
konut reklamlarındaki klişeler
rte'nin kuracağı edebiyat akımı
-
(bkz: servet-i uzun)
ekonomik kriz görmemiş ekşicinin kriz var demesi
-
önemli bir veridir.
bakın, 50 yaşında bir dayınızım. çizgili t-shirt, bol paça gri kumaş pantul ve tokyolar ile dolaşıyorum. kafamda da dyo marka bez şapka var. göğüs cebime de kimlik ve cigara koydum. polis bile kimlik sormuyor. o kadar yaşımla uyumluyum. en büyük zevkim de inşaat seyretmek, sokak röportajlarına dadanıp "akp'li dayı simülasyonu" yapmak ve ağzına kadar dolup taşan kafeleri, iki elim arkamda seyrederek dolaşmak...
50 yaşına kadar pek çok kriz gördüm.
70'leri, o tüp kuyruklarını hatırlıyorum.
1980 darbesini gördü bu gözler.
1994 yılı idi sanırım. yeni mezun olmuştuk. ekonomik kriz patladı. bom! diye. pek çok kişi işsiz kaldı, dolar fırladı, raflardaki malların fiyatı ikiye katladı...
2001 yılındaki anayasa fırlatma krizini de yaşadım. ingiltere'den yeni dönmüştüm. bir de baktım ki, memleket karışmış...
eneeee!! la noliy! dedik.
ama, hiçbirinde insanlar bu kadar rezil şartlarda yaşamadılar.
her krizde fatura emekçilere kesildi ve işsiz kalanlar oldu,
ama ne evsizlik ne de açlık tehlikesi ile karşı karşıya kaldık.
yetersiz beslenme konusu tartışılıyordu ama kıtlık yoktu memlekette.
şimdi ise...
kriz var. öyle bir kriz ki, elektrik, doğal gaz, benzin vs. devamlı zamlanırken, büyük marketler stokçuluk yapmaya başladılar.
bırakın ev araba almayı, ev kiralayamaz, kiraladığımız evde duramaz olduk.
türkiye'nin hiçbir döneminde insanlar bu kadar rezil ve çaresiz bırakılmadılar.
ve birileri halen çıkmış, "teğet geçti. bu kriz nedir ki?" diyor. lan her şeyimizi kaybediyoruz, birader! sen neyin hesabındasın? aloooo! hayırdır!?
ahu yağtu'ya aylık 186 bin tl nafaka kararı
-
acun bir bu iki, sorsan çok zekiler...
fatih terim
-
8 sene once yapacagını yaptı. bala gote mucizevi sekilde kupaya katılınca guzel gazlamalar ile biz bitti demeden bitmezlerle bisey mi bekleniyordu acaba.
kendisi en cok maas alan turnuvadaki 3. antrenor. lowden del bosqueden fazla kazanıyor. akıl var mantık var. bu adam ne basardı ki boyle paralar kazanabiliyor. 40 tane ulkeden 24 takımın katılabilecegi sampiyonaya katılmak mı basarıdır yani. joachim low almanyaya dunya kupası kazandırdıgı halde daha dusuk maas alırken, vicente del bosque hem dunya hem avrupa kupalarını kaldırdıgı halde daha az alırken ben terimin bu aldıgı parayı hazmedemiyorum.
her seyin otesinde vatan millet sakarya edebiyatı yaparak savasa gidermiscesine milli gururdur sereftir akan sular durur gibisinden laflarla cebe 3,5 milyon euro indirmek guzel olmalı. turkiyenin ekonomisi belli, ortalama maaslar gelir belli. senin kalibren arnavutluk kadar, romanyanın yarısı polonyanın ucte biri seviyesinde. onların hocası 100bin 200bin 300bin euro alırken sen nasıl oluyorda 3,5 milyon euro alabiliyorsun. isvecin hocası bile 200bin alıyor lan. zaten 60 kusur yasına gelmissin paranın dibine vurdun vuracagın kadar, bu yastan sonra milli gorev icin bunu nasıl utanmadan alabiliyorsun gercekten merak ediyorum. helal olsun.
http://www.kicktv.com/euro-2016-coach-salaries/
pneumonoultramicroscopicsilicovolcanoconiosis
-
ingilizce olan pneumonoultramicroscopicsilicovolcanoconiosis "çoğunlukla yanardağlarda bulunan çok ince silis tozunun solunmasıyla oluşan hastalık" anlamına gelen ve aslında everett m. smith tarafından yalnızca en uzun ingilizce sözcük olması için yaratılan ve çoğulu da (pneumonoultramicroscopicsilicovolcanoconioses) aynı derecede uzun olan bir sözcük
pneumono = akciğerlerle ilgili (latince, yunanca'dan)
ultra = ötesi (latince, "ultraviyole"deki gibi (morötesi))
microscopic = oldukça küçük (latince/eski ingilizce, yunanca'dan mikron, küçük, ve skopos, görünüş)
silico = silis (latince)
volcano = yanardağ (latince)
coni = toz ile ilgili (yunanca: konis, toz)
osis = hastalık / durum (yunanca)
bu şekilde bölüp okunabilir.
kaynak : wikipedia
milli yas varken kafelerin dolup taşması
-
yahu gitsin insanlar istediği yere. ne diye karantinaya alsınlar kendilerini. zaten psikolojiler iyice bozulmaya başladı. yargılamayın artık kimseyi.