hesabın var mı? giriş yap

  • - bize satış konusunda deneyimli elemanlar lazım.siz kendinizi satış konusunda nerede görüyorsunuz?
    + şöyle söyleyim, bakın şu an saat 15:00 ve arkadaşlarla saat 13:00 de taksimde buluşacaktım.onlar hala beni bekliyor, ben ise burdayım..

  • başlık sınıra takıldığı için yazamadım. tam başlık şöyle olacak " 75 bin liralık protez bacağıma devletin sadece 10 bin lira destek vermesi"

    edit: arkadaşlar ilginiz ve inceliğiniz için çok teşekkür ederim. iban isteyenler, destek vermek isteyenler… o kadar fazla ki. kabul etsek şu an yeni bir protez almıştık. ancak bu başlığı bağış için açmadık. iyi niyetinizden şüphemiz yok, defalarca teşekkür etsem az. önceliğimiz devletin karşılaması. çünkü bizim gibi yüzlerce engelli var. o yüzden yanlış anlaşılmasın, bağış kampanyası kesinlikle değil bu. amaç ses duyurmak. özellikle tekrar tekrar yazıyorum.

    iban paylaşıp bağış almak yanlış anlaşılabilecek bir durum ancak bir medikal aracılığı ile protez bacak desteğini kabul edebiliriz.

    bu başlığı öncelikle babam, daha sonra tüm engelliler için açtığımı belirtmek isterim.

    babam yıllar önce bir kaza geçirdi ve ayağı diz altından kesildi. sizleri sıkmamak için detaya girmeyeceğim. 15 senedir protez bacak kullanıyor. bilgisi olmayanlar için söyleyeyim, şu anda protez bacağın fiyatı 73 bin lira. devlet bu miktarın protezine göre 6-18 bin lira arası bir destek veriyor. 5 yıl öncesine kadar devlet %90'ını karşılıyordu ancak şimdi %20'sini karşılıyor.

    babam ve annem emekli. tahmin edersiniz ki bu rakamları karşılamak imkansız gibi bir şey. sadece babamın 10 aylık maaşını hiç harcamadan biriktirmesi gerekiyor.

    belediyeye ve valiliklere müracaat ettik fakat emekli olduğu için hiç bir şekilde destek görmedik. tamamen kaderine bırakılmış durumda.

    babam şu anda çalışmak durumunda olduğu için bu protezi sürekli kullanmak ve 5 yılda bir yenilemek zorunda. şu anda kullanmış olduğu protez deforme olduğu için takamıyor, takamadığı için çalışamıyor, çalışamadığı içinde eve hapsolmuş durumda.

    bu konuda bir gündem oluşturmak için yardımlarınızı ve hassasiyetinizi bekliyoruz. kimseden bir para istediğimiz yok. sadece devlet bu ihtiyacımızı karşılasın istiyoruz. eminim bizim gibi olan bir sürü engelli vardır ve hepimiz de birer engelli adayıyız.

    teşekkürler.

    edit: şunu söylemeyi unuttum. silikon normalde 6 ayda bir oksitlenmeden dolayı değişmesi gerekiyor. devlet karşılamıyor. bundan dolayı babam gidip medikalcisinden 2. el kullanılmış, biraz da olsa sağlam olan silikonları alıp kullanmaya çalışıyor.

    2. edit: destekler için çok teşekkür ederim.
    buradan bir bağış kampanyası yapabileceğimizi söyleyen arkadaşlar oldu. bu konu ile alakalı sanıyorum valilik izni falan gerekiyor. şimdilik böyle bir amacımız yok. tek istediğimiz devletin bunu karşılaması. duyarlı olan herkese çok teşekkür ederiz.

    3.edit: babamın çalışması ve emekli olması durumuyla alakalı yanlış bir anlaşılma olmuş olabilir. bazı duyarlı arkadaşlar mesaj atıp uyardı sağ olsunlar. babam emekli ve mevcut şartlarda çalışmak durumunda. sebebini anlatmaya gerek yok diye düşünüyorum. ancak şu an çalışmıyor. çünkü ayağı ona müsaade etmiyor.

    4. edit: vay be sözlük siz neymişsiniz... ne koca yürekler varmış aranızda. kocaman bir aileymişiz. gelen bağış desteklerini kabul etsem değil bir, beş tane bacak alırdık. ne desem az kalır size. cansınız. keşke tamam diyebilsem bu isteklerinize çok isterdim. ama işte... anlayın işte...

  • ilk tweeti atan aym değil, onun üyesi olan bir kişidir. kurumsal bir kimlik değildir.

    cevap tweeti atan içişleri bakanlığı maalesef tüy dikmiştir. devletin kurumu, sırf süleyman soylu kızıyor diye birini hedef alarak tweet atar mı?

    nerede devlet ciddiyeti? nerede kurumların saygı duyulası güvenilirliği?

    t: içişleri bakanlığı'nın tam bir lise ergeni gibi davranmasıdır.

  • geleneksel yöntemi biraz revize ederek ortaya güzel bir şey çıkarmanız mümkün çünkü kellepaça da zamana ayak uydurması gereken bir sakatat ürünü bana göre.

    - gerçek reçetelerde kelle paça çorbası küçükbaş hayvandan yapılıyor gibi varsayılır ama ben koku geldiği için büyükbaş hayvan tercih ediyorum. ister kuzu, ister koyun paçası olsun mutlaka ama mutlaka kaç kere sudan geçirirseniz geçirin o çorba kokar.

    - bununla birlikte sakatatı benim gibi belirli bir dozda bokunu çıkarmadan seviyorsanız da dana kellenin böyle kaşıyla gözüyle kaynatmak yerine kasabınıza bir miktar dana yanak siparişi vererek kelleyi bütün olarak kaynatmaktan kurtulabilirsiniz. geçtiğimiz dönem bunun orjinalini yaptığına inandığım bir ustanın reçetesini görünce epeyce irkildim. suyun içerisinde yüzen kelle bana göre değil. aynı tadı hatta daha iyisini yakalamak bu zahmete katlanmadan da mümkün.

    ne diyorduk? kelle paça seviyorsunuz ama kelle ve paçayla uğraşamam diyorsunuz ve hijyenik kaygılarımız da var. evde çok rahat bir şekilde yapacağınız ve lokantadakilere tur bindirecek reçeteyi size aktarayım. buradaki püf nokta kasaptan kelle yerine tedarik ettiğimiz ve kellenin bir parçası olan “dana yanak”. bunu tedarik ettiğinizde kellenin geri kalanına ihtiyacınız yok. boşa eziyet çekmenin alemi de yok.

    1- önce kasabımızdan dana paça ve sığır ilikli kemiklerinizi (bilek de olabilir) alıyoruz. bu kemikleri ve paçayı tam üç kere kaynatarak sudan geçiriyoruz. (kaynattığımız ilk iki suyu döküyor ve paça ve kemikleri tekrar suya yatırarak tekrar kaynatıyoruz. bu işlem çorbanın berrak ve lezzetli olması için çok önemli) üçüncü suyu ise yaklaşık olarak kısık ateşte 5-6 saat hafif hafif tıngırdatarak kaynatıyoruz. üçüncü suyumuzun son iki saatinde suya soğan ve sarımsak (rendeleyin, lönkk diye atmayın içine) ilave ediyor ve tıngırdatmaya devam ediyoruz.

    2- bu süre sonunda paçanın iyice dağıldığını göreceksiniz. kemiklerin içerisindeki iliği ve paçayı çıkararak suyumuzu süzüyoruz.

    3- ayrı bir yerde de kelle tadını verecek olan dana yanağı da üç kere aynı işlemden geçiriyoruz ama üçüncü suyumuzda çok fazla ( 1 saat yeterli) haşlamıyoruz. zaten hemen dağılacaktır. üçüncü haşladığımız sarımsaklı ve soğanlı çıkarıp hemen soğutuyor ve yanakları küp küp doğrayarak dolaba kaldırıyoruz.

    4- bir önceki süzdüğümüz suyu ( paça be ilik işte) ocağa alıyoruz ve bu suyun içerisine bir adet havuç, bir adet soğan ve sarımsak rendeleyerek hafifçe kaynatıyoruz. ardından su kaynar kaynamaz içerisine istediğiniz koyuluğa göre un, su, sirke, yumurta ve az yoğurt ilavesi ile yaptığımız karışımı ilave ediyoruz. bu arada mevcut karışıma liason; bu işleme de çorbayı bağlamak denir. bu karışımda yoğurt çok eklersek çorba ekşi olur. ( en çok yaptığınız hata bu zaten)

    5-son olarak çorbamıza ellerimizle lif lif ayırdığımız paça ve ilikleri ilave ediyoruz. tuzunu kontrol ederek ilavesini yapıyoruz. dana yanak diğer malzemelere göre daha hassas olduğu için en son ilave ediyoruz. eğer diğerleri ile birlikte ilave edersek yanağımız erir. (çorba içerisinde böyle tane tane olması gerekir).

    artık siz de kelle paçacısınız.

    düzeltme: yanak, ilikli kemik ve paça içeriklerini anlamayanlar için sadeleştirildi. çok iyi oldu, çok da güzel oldu.

  • konuyu ima eden o kadar çok başlık var ki pıtırcıklı, böcekli; meramını nereye arzetmesi gerektiğini bilemiyo insan. en doğrusu açık konuşmak. (bkz: dobra)
    uygun tanım, böylesini görmedimdir.

    belli ki, bu arkadaşlar leziz bir ilişki yaşıyorlar, hatta mevzuyu evlilikle de taçlandırmışlar. (bkz: allah mesut etsin) ne güzel. keşke, bir şansları olsa da her sabah nikah memurunu kah evlerine çağırıp, kah emirgan'daki çay bahçesine davet edip aşklarını bir daha bir daha ve hatta bir daha tescil etseler. zira dışarıya yansıttıkları görüntü böyle bir ihtiyaçları olduğu doğrultusunda.

    yine bana bok yemek düşüyor gibi gözükmekle beraber, her sabah bir sürü kişinin önünde (bkz: yetmiş milyon bizi izliyor) birbirine tekrar tekrar aşk ilanında bulunan bu çift; her gün yenisi eklenen entry'lerle ilişkilerinin benim gibi dallamaların dahi ağzına sakız olmasını, sözlüğün tülin ve caner'i olmayı kabul etmiş görünüyorlar. zira bu public ortama yazılan her şey, hakları michael jackson'un olmakla beraber, fiilen artık publictir. public olan da çekilir uzatılır. ikibuçukken üç yapılır.

    insan sevdiğini göstermek ister, bunu ona bana herkese anlatmak, coşkun ruh halini patlatmak ister. ben de yapmışımdır bunu, merak eden arasın bulsun sözlükte. lakin sen bunu her sabah sadece sintaksı değişen aynı manadaki cümlelerle yaparsan derler ki "hacı baba batı yakasında değişen bir şey yok belli ki, her sabah her sabah sen bize neyi anlatıyon allaşkına?"

    kısacası, çoğunluğun algı ve normlarının dışında yürüyen bu ilişkiyi, bile isteye her allahın günü gündeme getirirsen, zaten kerameti kendinden menkul ahalinin gözüne sokarsan; o çoğunluğun içinden bununla dalga geçen de çıkar, anlamayan da çıkar, ha bir ihtimal örnek alan da olur. olmamalı ama o da olur be anam.

    bu da çuvaldız,
    sevmek suç muuu?
    kader buu mu?
    sensizrabbimcanımalsınkaderimdesenvarsın

  • bir gecede cahil kalan arap ve rus artıkları varsa, küçükken ezsinler iyice. sonra başa bela oluyorlar.