hesabın var mı? giriş yap

  • genlerinin steven tyler 'in genlerinden baskin cikmasi sayesinde, liv tyler 'in lotr serisinde gollum yerine arwen oynamasini saglamis kisi

  • gerçekten iyi niyetlerle sorulmuş bir soruysa soru sahibini kutlayıp elini sıkmak gerekir. yok amaç boş boğazlıksa bu soru, sahibini aptala çeviriverir. iyi niyetle sorulduğuna inandığımdan şöyle diyebilirim. bu sorunun cevabı olumsuzdur. çünkü bu topraklarda para yetişmez. yetiştirmezler. yetiştiremezsin. çünkü suyun yok. gübren yok. çiftçin yok. tohumun yok. hangi topraklarda yetiştiğini anlamış durumda olmalısın bu kadar entry’den sonra.
    bir de başka ülkelerde para değiştirmek istemişsin. tam bilmiyorum ama o da o kadar kolay değil. örneğin abd’ye nakit para sokmak 10000$ ile sınırlıdır. fazlasını önceden beyan etmen gereklidir. banka yoluyla sokacaksan zaten bu işi türkiye içinde yapmandan bir farkı kalmaz. ama sen illa para basacağım diyorsan tl değil de dolar bas ne bileyim euro bas. buna da kalpazanlık denir biliyorsun.

    the mystery of banking bu konuda işe yarayabilir. bazı çok bilmişler tarafından aptal yerine konulacağını bile bile bu soruyu sormak cesaret işi. sormadan da olmaz elbette. şöyle de bir dolar paradoksu var. ona da kafa yor.

    “olay, henüz döviz kurlarının uygulanmadığı yıllarda abd-kanada sınırındaki bir şehirde geçmektedir:

    abd ve kanada malum ki para birimi olarak 'dolar' kullanmaktadırlar. yalnız her iki ülke de kendi paralarının daha değerli olduğunu iddia etmektedirler.

    şöyle ki:

    kanadalılara göre: 1 abd doları= 90 kanada senti,
    amerikalılara göre ise: 1 kanada doları= 90 abd senti.

    bir amerikalı, cebindeki 1 dolarla dolaşmaya çıkar. bir ara karnı acıkır ve simit alır (amerikan simidi!). simidin fiyatı 10 senttir. cebindeki 1 doları verir. simitçi bozuk para ararken cebinin bir köşesinde 1 kanada doları bulur, onu verir (90 sente eşit ya!).

    derken sınırı yürüyerek geçer ve kanada da dolaşmaya başlar. kaleme ihtiyacı olduğunu hatırlar. girer bir kırtasiyeciye. kalemin fiyatı da 10 kanada sentidir. cebindeki 1 kanada dolarını verir. kırtasiyeci de para üstü olarak 1 abd doları verir. oradan da ayrılıp evine döner.

    sonra düşünmeye başlar:

    — yahu sabah evden çıkarken cebimde 1 abd dolarım vardı, şimdi de 1 abd dolarım var. peki, simitle kalemin parasını kim verdi?”

  • adam sanki turkiye'nin durumuna, politikacilarin yaptiklarina, ulkedeki fakirlige, hukuksuzluga sinirlenmis gibi yaziyorsunuz. gonullulerden biri topu cemberden geciremeyince kavga cikmistir, o da ona sinirlenmistir. ne baslik aciyorsunuz bir seymis olmus gibi?

  • mısırlılar'ın özellikle kutsal saydıkları scarab (bokböceği) heykellerinde kullandıkları değerli bir taş. en kıymetlileri, tarif edildiği üzere, içinde altın damarlar taşıyormuşçasına prit içerenlerdir ve irice yuvarlak bir yüzük formundaysa misal, yıldızlı bir gökkubbeyi elinizde taşıyormuşsunuz hissi verir. ayrıca yeşil, mavi, kırmızı, kahve pek çok taş olmasına rağmen, böyle bir lacivertliğe sahip başka bir taş yoktur. ayrıca, diğer kristal bazlı taşlardan farklı olarak (aquamarine, quartz, amethyste gibi) elinizde kristal ışıltısı vermez, daha mat, daha yuvarlak dokulu bir taştır.. tıpkı denizde cilalanmış deniztaşları gibi, elinizde serin, kaygan, hoş bir his bırakır.

    bir de, bu taşın adını ilk öğrenişim şöyledir ki, ortaokulda okuduğumuz, yanlış hatırlamıyorsam express publishing'e ait, yine yanılmıyorsam "blue scarab" adlı ince bir hikaye kitabı vardı 10 chapterlık. hani böyle, alıştırma kitabı filan da olan, reading and listening derslerinde okutulan cinsten... hah işte o kitapta, babası arkeolog olan ve bir kazıda ölen bir kızceğiz, garip bir dükkana giriyor, lapisten yapılma bir scarab alıyordu ve başka birkaç kişiyle birlikte öte dünyayla iletişim kurmaya başlıyorlardı... şimdi düşündüm de, o kitaplar da hep gerçeküstücü oluyormuş o yayınevinin, nitekim bir diğeri de ruhun evi terk etmediği hampton house hikayesiydi ki, hala üzülürüm o kitapları kaybettiğime...

  • "ulan bazen şeytan diyor, herşeyi bırak git, bakkal aç. benim şeytan da böyle vizyonsuz pezevengin teki işte.. bakkal ne oluumm.?"

  • bir kere de ekmek için endişelenin be, bi bitmedi mağdurluğunuz. size akp müstehak, açlıktan ölene kadar oy verin.