hesabın var mı? giriş yap

  • geride kalanlari ilgilendiren bir soru.

    varliklar dis cuzdanda ise, private key veya seed phrase (ornegin 12 kelime) kimdeyse varliklar onun olur. seed pharese'i ikiye veya dorde bolup en yakinlariniza verme yoluna gidebilirsiniz. ama dijital olarak degil kagit uzerinde olmali.

    varliklar borsada ise uzun bir surec sizi bekliyor demektir. oncelikle varlik sahibinin kimligini ve fotografini (kyc) yuklemis olmasi gerekiyor. eger hesap email'e kayitli ve anonim ise is daha karmasik hale gelir.

    binance icin konusursak:
    -sifre
    -mobil sms
    -authenticator kodu

    1- sadece email ve sifre: eger varlik sahibi bu kurulumu kullaniyorsa buyuk ihtimal hesabi ele gecirilmistir. ama diyelim cok iyi bir sifre kullandi. bu durumda email sifre sifirlama ile hesaba ulasilabilir. tabi bunun icin once email'e erisim olmasi lazim.

    email'in mirasciya gecirilmesi sureci aylar veya yillar surebilir. hele email sahibi kendini tanimlayacak hicbir bilgi vermemisse is zor.

    2- email + sifre + mobil sms: bu kombinasyonda email ile birlikte bir de varlik sahibinin telefon kartina (sim kart) erisim gerekiyor. email'e erisim olmadan telefon ile sifirlama mumkun olabilir ama cok fazla soru sorulacaktir.

    3- email + sifre + mobil sms + authenticator: bu kurulum ile varlik sahibinin telefon numarasina erisiminizin olmasi yetmiyor, bir de ustune varlik sahibinin akilli telefonuna erisiminiz olmasi lazim. yani eger varlik sahibi saglam bir pin + cihaz sifirlama koyduysa authenticator kilitli kalir.

    yukaridaki uc durum icin de cok cok uzun bir yol var. bu dijital varliklarin sahibi illaki bir sekilde bunlara fiat yani nakit odeme yapti. (eger hediye olarak aldiysa o is yatar). halihazirdaki borsadan geriye dogru giderek, dijital varliklarin satin alindigi noktada kyc'ye ulasilabilir. fakat bunun icin varliklarin hangi borsada oldugunu bilmek lazim.

    borsa disaridan kimseye bilgi vermeyecektir. olum ve miras belgesini yok sayacak (sahtesini uretmek kolay) ve sizden uzerinde kurulu oldugu ulkede kabul goren miras belgesi isteyecektir. ornegin borsa amerika'da is amerikan kanunlarina. singapur'da ise singapur kanunlarina uygun.

    borsada tutulan varliklari yakinlarinizi birakmanin en kolay yolu email sifrenizi ve telefon pıninizi yakin bir kisiye soylemeniz veya kagit uzerinde bir yerlere yedeklemeniz. boylece sizden sonra email ve telefona erisip hesaba ulasabilirler. ayrica kullandiginiz borsaya kyc gonderin, boylece en azindan hukuki olarak uzun bir surecin sonunda yakinlariniz varliklariniza ulasabilir.

    yap-ma-maniz gerekenler ise sunlar:
    - guvenlik onlemlerini iptal etmek
    - private key'i yazip birine vermek. (nakit olarak verin daha rahat)
    - seed phrase'i yazip birine vermek. (ayni)
    - private key veya seed phrase'i dijital ortamda tutmak. (sifrelenmis bile olsa tehlikeli)
    - donanimsal cuzdana guvenmek. (oldu ki cihaz bozuldu, seed phrase veya private key yoksa recovery imkansiz)

    cok uzattik, ozet gecelim.

    dis cuzdan: anahtar kelime kimdeyse para onun

    borsa: kyc gonderin, telefon pininizi ve email sifrenizi yakinlarinizin sifirlayabilecegi sekilde ayarlayin.

    ayrica guvenli bir yerlere nerede ne varliginiz oldugunu yazin, ve bunu surekli guncelleyin. borsada 10 btc var sakasi yapmayin, veya yakinlarinizla iyi gecinemiyorsaniz yapin, fellik fellik arasinlar.

  • büyük çalışma.

    yalnız şu cümle çok komik değil mi?
    --- spoiler ---
    trabzonsporlu birinin zamanının değerli olduğunu düşünüyorum.
    --- spoiler ---
    hem saatlerce, günlerce uğraş, böyle kol bir liste yap. hem de bizim zamanımız değerli" de. resmen işsizlik lan şu liste.
    ahaha.

    - hangi takımı tutuyorsunuz?
    + trabzonsporluyum.
    - o zaman sizin zamanınız değerlidir.

    ahhahahahha.

    edit: inşallah trabzonlu arkadaşlar bu entryi okumamıştır. çünkü zamanları değerli.

  • google --- hastaneler --- sonra vazgeçilir
    google -- kürtaj nerede yapılır ---- sonra tekrar vazgeçilir
    google -- düğün salonları.

  • son zamanlarda çok anarşistim.

    dün polis gbt ve üst kontrolü için beni çevirdi.

    kimliğimi istedi.
    çıkardım verdim.

    çantanı arayacağım dedi.
    buyrun lütfen diyip çantamı uzattım.

    çantamı karıştırırken,
    içinde bir şey buldu...
    flüt temizleme bezim.

    ne olduğunu anlamak için baya bir eline alıp kurcaladı.
    ve ben de dur yapma o bez iğrenç tükürük içinde demedim.

    bütün elleri kuru tükürük oldu ve hiç karışmadım.
    anarchy in söğütlüçeşme!

  • türkiye'de sinemaya gitme oranının 2019'un ilk yarısında %45,1 azalması durumu.

    http://www.beyazperde.com/…emekov1thaaqaz-6x_ef7i3g

    yeni sinema yasasıydı, yılmaz-cem-şahan üçlüsü dahil olmak üzere sinemacıların bu yasaya alkış tutmasıydı, kampanya ve promosyonların kaldırılmasıydı, mısırıydı kolasıydı derken, seyirci de bu karmaşadan ve sinemaya gelen bok gibi filmlerden, devamlı süper kahraman filmlerinin gösterime girmesinden rahatsız olacak ki, seyirci sayısı yarı yarıya düşmüş.

    valla su veren itfaiyenin hortumu meselesi geçerli bizim açımızdan! sinema seyirci içindir; seyirciyi düşünmeyen sinema salonları ve yapımcılar, firmalar düşünsün gerisini. kola mısır hesabına birbirinizi yiyip sonra gelin güvey oluyorsunuz, ama olan bizim bilet paralarımıza oluyor, üstüne bir de reklam bombardımanı! öööyle sikimsonik filmlerinize seyirci bulamazsınız işte!

  • gezi parkı ile ilgili son konuşmasını gözlerim gördü, kulaklarım işitti ama bir türlü inanamadım. yıllardır programıyla sabahladığım hınzır, aykırı, cesur, muhalif adam bu değilmiş heralde; ya ben çok yanlış anlamışım ya da kendisi haysiyet kavramını belli bir menfaat karşılığı askıya almış. düşünebildiğim en iyi ihtimal çocuğu ile tehdit edilmiş olması. para karşılığı satılma olasılığını düşünmek gençliğime ihanet olur.

    gelelim %0 ihtimal veriyor olsam da, gerçekten dediklerine yürekten inanıyor olabilmesine, veya kendini bunlara inandırmış olabilme ihtimaline..

    sevgili okan, "hava güzeldi", "tek sebep bu" demişsin.. 31 mayıs cuma akşamı ben arkadaşlarla teras partisindeydim, hava da güzeldi evet. çok eğleniyorduk, mangal + içki + kızlar anlarsın. hiçbir kuvvet beni oradan alamazdı o gece, keyfim yerindeydi; ta ki facebooka girene kadar... taksimde oturma eylemi yapan insanların kafasının gaz kapsülü ile patlatıldığını, tomalar ile havada takla attırıldığını, böcek muamelesi yapıldığını gördüm. gözlerim doldu, sinirden nefesim kesildi, yerimde duramaz oldum, fırladım. insanlar nasıl başka insanları bu kadar kolay yaralayabilirdi? orada göz göre göre demokrasi katliamı yapılırken, benim ve herkesin konuşma özgürlüğünü savunan insanların öldürülmesini nasıl evde oturarak izleyebilirdim? biramı yudumlamaya devam etsem çocuğuma ne diyecektim, nasıl yüzüne bakacaktım ileride? sen nasıl bakacaksın? ona da mı palavra sıkacaksın? eğlenmeye gidiyorlar demişsin, oraya her gidişimde başıma bişey gelirse diye aileme yazdığım notu çalışma masamın üstünde bıraktığımı biliyor musun?

    "ne sizden ne onlardanım, tarafısızım" demişsin.. burada taraf yok okan, yanlışa yanlış diyebilmek var. sen yanlışa yanlış diyemediğin için tarafsın.

    sen mi çok iyi oyuncuydun bu anarşist muhalif adamı oynarken, yoksa biz mi çocuktuk o zamanlar?

    edit: http://www.youtube.com/watch?v=nbuje8kto-i