ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dostoyevski vs kafka
-
"sevgili okuyucular, şimdi siz dinlemek isteseniz de istemeseniz de ben size niçin bir böcek bile olamadığımı anlatmak istiyorum. tüm içtenliğim ve ciddiliğimle söyleyeyim, böcek olmayı bile şiddetle istedim."
yeraltından notlar* - fyodor mihailoviç dostoyevski
"bir sabah tedirgin düşlerden uyanan gregor samsa, devcileyin bir böceğe dönüşmüş buldu kendini."
dönüşüm* - franz kafka
kafaları aynı çalışan ama dilleri farklı dönen, benzer acıların içinde debelenen ama bu acıları farklı açılardan anlatan iki yazarın karşılaştırması. ikisi de toplumdan, insanlardan, düzenden ve bunların çarpıklıklarından şikayetçi ve genel bir değişikliğin/düzelmenin mümkün olmadığının farkında olduklarından bu şikeyetlerini kişisel isyanlarla dile getiriyorlar. biri tüm bu çarpıklıklardan kurtulmak için böceğe dönüşmeyi arzularken, diğeri bu dönüşümün nasıl bir çarpıklıkla sonuçlanabileceğini anlatmış.
pisa testine sadece fen liseleri girse 3. olurduk
-
yani bizim en iyi okullarımız olan fen liselerinin seviyesi bile japonya ve estonya'nın ortalama okullarının gerisinde kalıyor olarak da okunabilecek talihsiz açıklama.
evet, ben bir kötü niyetli alt metin avcısıyım.
seküler beyaz yakalı kızı erdoğan diye inletmek
güldür güldür'ün yaptığı algı operasyonu
-
tam da skecin anlatmak istediği konunun gerçekleşmesi durumudur.
babamı acile getirdik nefes alamıyor adam
-
acile getirilen babanın zamanında aceleye getirdiği çocuğunun paylaşımı.
ağza kürekle vurma hissi uyandıran kelimeler
mesai saatlerinde dışarıda dolaşan kalabalık
-
haftaiçi off olup caddede gezinirken gördüğüm midpoint'u kırıntı'yı filan tıklım tıklım dolduran havalı güruh! kimsiniz olm siz? mirasyedi misiniz nesiniz? diye haykirmak istemisligim vardır benim de, evet.
biri istanbul'a geliyorsa en az 10 yıl gençleşir
-
ahmet davutoğlu'na göre "bizde böyle bir inanç var"mış.
ben 35 senelik istanbulluyum böyle bir inançtan haberim yok.
yavşaklığın da gereği yok. kimse sabrımızı test etmesin.
ali koç'un zorluklarla geçen çocukluğu
-
(bkz: of anne gene mi pirzola)
ayasofya gelirinin 7 yıl daha isviçre'ye gitmesi
-
ayasofya gelirinin isviçre'de olması daha tuhaf geldi bana.
türkiye'de türkiye'ye ait bir şey var mı?
latte ile mochanın farkını bilmeyen ezik
-
hangisinin tadını sevdiğini biliyor, tatlarını ayırt edebiliyor ve farklı kahveler olarak isteyebiliyorsa çok da önemli bir bilgi eksikliği yaşamıyor olan eziktir. sonuçta kahve üreticiliğine soyunacak değil. bu arada meraklıları için link değil de doğrudan burada bilgi verelim.
aslında türk kahvesinin de içinde olduğu yüzlerce çeşit kahve var, ama türkiyede türk kahvesi dışında bilinen bu kahveler espresso bazlı amerikan tipi kahvelerdir. espresso nedir diyeceksiniz. espresso tad olarak bizdeki türk kahvesinin telvesizi gibi düşünebileceğiniz koyu ve acı bir kahve. basınçlı kaynar suyun ince kahve partiküllerinden geçirilmesiyle yapılıyor. şurada daha detaylı anlatmış arkadaş. esp
şimdi espresso'yu bir kere elde ettik mi, ettik. sırasıyla...
a) espresso'yu sek içebilirsiniz. sert olduğu için sek haliyle bardak bardak içemezsiniz, yarım su bardağı kadar, veya tekila bardağı gibi bir büyüklükte yeter de artar. bu miktara kabaca "shot" denir. buna direk espresso, ya da expresso diyorlar, (okunuş hep "espreso").
b) espresso'yu küçük bardakta sek hazırlarken üstüne süt köpüğü koyarsanız buna macchiato denir.
c) espresso'yu suyla seyreltip içebilirsiniz. yani o yarısı espresso dolu bardağın kalanını kaynar suyla doldurabilirsiniz. buna "americano" diyorlar.
d) espresso'yu sütle seyreltip içebilirsiniz. yarısı espresso dolu bardağın kalanını kaynar sütle doldurursunuz. buna "latte" denir, daha doğrusu latte süt demek, ama sütlü kahve, "cafe au lait", anlamında latte diyorlar.
e) espresso'yu latte gibi sütle seyreltip, üstüne bolca da süt köpüğü koyarsanız buna cappucino denir.
f) espresso'yu latte gibi sütle seyreltip içine de çeşni olarak biraz erimiş çikolata (veya ucuzcular kakao) katarsanız buna mocha deniyor. yani varsa ezik hisseden arkadaşlar için, mocha dediğinin çikolata soslu latte olur, aralarındaki fark çikolatadır.
g) çift espresso'yu sütle seyreltebilirsiniz. bol espresso'lu latte elde edersiniz yani, bu biraz sert olur. sabah uyanmak isteyenler için ideal olabilir. buna cortado deniyor. menülerde yazmaz genelde, özel olarak isterseniz bilirler.
kabaca hep aynı şey yani. espresso'yu, su veya sütle seyreltilmiş olarak ya da sek olarak hazırlıyorsunuz, ek olarak çikolata ya da süt köpüğü koyuyorsunuz. sonra bir adı oluyor.
not: bir sınıfçılık aracının daha köküne baltayı vurduk, mutluyuz, gururluyuz.
kavga etmekten korkan erkek
-
bir kere korkmadım onda da gözümü ambulansta açtım. yıllar önce trafikte biriyle tartışmıştım, artık kavga edecek kıvama geldik ben tam yumruğumu sıktım tiger uppercut yapacağım sırada elektrikler gitti ama sadece bende gitmiş. gözümü ambulansta açtım. sonra hastanede babama n'oldu dedim, ilk rauntta nakavt oldun dedi, herif tek yumrukla beni asfalta yapıştırmış. ben tabi umursamıyormuş gibi işi şakaya vurdum, ağzımı yamultup "adrian adrian" diye bağırdım hastanede.
ilkokul birinci sınıftan sonra ilk kavgam bu olacaktı ve ben kendimi çok hazır hissediyordum. ama beni tek yumrukla harikalar diyarına gönderen bir boks hocasıymış. bir insan boks yapabilir, hobi olarak yapar profesyonel olarak yapar hiç sorun değil ama boks hocası nedir arkadaş. türkiye'de kaç tane boks hocası var bunların kaçı trafikte seyir halinde? zaten herif boks hocası gibi de değildi. senin benim gibi biri işte. insanda şans olsa arabadan fadıl fıdıllıoğlu gibi biri inerdi. neyse şikayetçi olmadım, o da özür diledi zaten. konu kapandı ama kafamdaki şişlik baki.