hesabın var mı? giriş yap

  • hikaye bir adamın, oğlu ve iki arkadaşıyla birlikte yaptığı uzun motosiklet yolculuğundan oluşuyor. yolcular, metalik-plastik yalnızlıklarının hüküm sürdüğü, özdeki çirkinlikleri yapay bir stil cilasıyla kapatılmaya çalışıldığı, stilize nesneler, stilize insanlar ve ilişkilerle dolu bir hayatın yaşandığı amerikan kentlerinden, sapa dağ yollarından, uçsuz bucaksız düzlüklerden geçer, bir dağa tırmanır ve en sonunda okyanusa varırlar.
    adam yolculuk boyunca bir de iç yolculuk yaşamakta, başka doruklarda gezinmektedir. kendi deli geçmişine, aklın ötesinde yolculuk yapmaktadır. akılcılık dediği hayaletin peşinde antik greklerden modern bilim felsefesine kadar bütün batı düşüncesini kat eder. etrafındaki bütün çirkinliğin, sahteliğin sebebi olduğu söylenen teknolojiyi suçlamaz. sorun, teknoloji üreten insanlarla ürettikleri nesneler arasındaki ilişkidedir. bunun da temelinde gerçekliği, özne ve nesne diye uzlaşmaz karşı kutuplar koyutlayarak kavramaya çalışan akıl anlayışındaki genetik bir bozukluk yatar. bu anlayış, nitelik sorunuyla hesaplaşamaz. bir sanatçının yapıtını oluşturduğu, bir tamircinin bir motosikleti özenle tamir ettiği saf nitelik anlarında özne ve nesne özdeştir. bir yanda bir insan, bir yanda dünya/nesne yoktur. değer yoksa olgu da olamaz. iyi gerçekliğin bir biçimi değildir, kendisidir.
    pirsig’e göre dünyayı politik programlar oluşturarak düzeltemezsiniz, bunlar ancak temeldeki değerler sisteminin doğru olması durumunda işe yarar. dünyayı düzeltmenin yeri önce kendi yüreğimiz, kafamız ve ellerimiz ve onlardan çıkan iştir. bu yüzdende insanoğlunun yazgısını düzeltmekten değil, motosikletin nasıl onarılacağından bahseden bir kitaptır bu. çünkü gerçek motosiklet kendimiz denen motosiklettir.
    ayrıntı yayınlarından çıkan kitabın, arka kapak yazısından alıntı..

  • bahsettiği kadın da iran asıllı amerikalı ve almanya doğumlu.

    aynen kardeşim baya bi kürtmüş*

    peynirli poğaçadaki peynir bile bu abladan daha kürttür.

  • ingiliz satranç ustası nigel short'un cinsiyetçi söylemi.

    yalnız londra’daki casual satranç kulübünün işletmeciliğini yapan amanda ross, nigel'e iyi ayar vermiş:

    “kadınlar eski satranç şampiyonu judit polgar, klasik oyunlarda nigel short’u beş kez yenip, üç kez mağlup olmuştu. beş kez de berabere kalmışlardı. polgar o karşılaşmalara erkek beynini getirmiş olmalı. umarım o günlerde nigel otomobilini park etmeye çalışırken kaza yapmamıştır”

    haber linki

    debeci geldi: manyak mısınız la? gazete haberinden debe mi olur? cinsiyet ayrımcıları sizi.**

  • kardeşimin işsiz olduğu bir dönemde, yeğenimin sınıf annesi, öğretmene robot süpürge almak için yapmadığını bırakmamıştı velilere.
    milli eğitim artık sınıf annesi denilen saçmalığı kaldırsın.öğrenciler arasındaki eşitliği bozduğu gibi velilere de eziyet .
    hem kim oluyor da sınıfa girip çocuğa karışabiliyor ki ?
    aferin çocuk sana . büyüyünce parti kur oy versinler !

  • genetik mirası iyidir.
    spor yapmıştır.
    dengeli beslenmiştir.
    sigara ve alkol yok veya azdır.

    bunlar yetmez.

    evlenmemiştir.

    bu da yetmez.

    gamsızdır.

  • 1. aşık olunan kızın hırkasının üstüne hırka asılır.
    2. kızın kokusu, kızın hırkasına siner.
    3. erkeğin kokusu, erkeğin hırkasına siner.
    4. kızın hırkasının kokusu, üzerinde uzun süre asılı duran erkeğin hırkasına siner.
    5. erkeğin hırkasının kokusu, uzun süre altında asılı duran kızın hırkasına siner.
    6. erkek hırkasını giyince kızın kokusunu alır, başı döner.
    7. kız hırkasını giyince koku falan almaz, yoluna devam eder.

  • olayları geriden takip eden akp'li. birisi şuna israil ile akp'nin artık dost olduklarını hatırlatsın. reisin görürse çok kızar bu yazdıklarına, abla.