hesabın var mı? giriş yap

  • ufak tefek şeyler ve bir de arabamı satarken tanıştım birkaçı ile. önceleri sinirleniyordum, kızıyordum, mesajla tartışmalara giriyordum. sonra baktım ki insan gibi laftan anlamıyorlar. yeni bir yöntem buldum.
    teklif ne olursa olsun, mesela 1500 tl demişim, teklif "800 tl veririm" gibi ise, "biraz düşüneyim, mantıklı gibi" diye cevap mesaj atıyorum. sonra hayatıma devam ediyorum, adam arada ne oldu vs gibi yeni mesajlar atınca da "hala karar veremedim" gibi kısa ama ümit veren mesajlar atıyorum. en son da hak ettiği fiyattan satılınca son mesajı atıp acayip keyif alıyorum.

  • açıkçası karma pek de umrumda değil. ben istediğimi yazamayacaksam ne işim var burada. isteyen eksilesin bana ne aq.

  • adım adım anlatacağım insanlardır.

    1. bir ürünü feci şekilde takıntı yaparlar. bunu aldıktan sonra siteye bir daha uğramazlar. siteye bir daha uğramaları ancak saplantıya dönüştürüşebilecek yeni bir ürün bulabildikleri zaman olur.

    2. saplantı haline gelen üründe indirim olup olmayacağını öğrenebilmek için gerekirse doğubank' taki ithalatçıyı ararlar. araştırmacı ruhları bir dedektifinki kadar gelişmiştir. (ithalatçı veya distribütörü arayanlar genelde sitenin ağır abileri falandır)

    3. siteye ürün ile alakalı bir başlık açılır ki mardin' den edirne' ye tüm fiyat ve promosyonlar öğrenilebilsin.

    4. 8999 liralık televizyonu ne yapıp edip bir yıl sonra dahi olsa 3999 liraya alırlar. takip ve hedef odaklı kilitlenme özellikleri çok gelişmiştir.

    5. 5000 lira karlı çıkarak 3999 liraya aldıkları tv nin fotograflarını siteden paylaşırlar. ücret ve magaza bilgisi de bunlara dahildir. şayet gerekli olduğuna inanırlarsa ürünü aldıkları personelin adını, saç rengini, boyunu hatta cep telefonu numarasını bile sizinle paylaşırlar. paylaşımcı ruhları çok gelişmiştir. not: haset etmezler.

    6. alışveriş bilgisini sitede paylaştıktan sonra diğer kullanıcılardan gelen yorumları ve övgüleri beklerler. bu konuda çok hassastırlar. zira bu paylaşım siteye verilen bir veda busesi gibidir. iş bitmiştir ve en az iki yıl uğranmayacaktır. bu aşamada 5000 liralık kardan dolayı yüzleri çok güleç olur.

    7. bu esnada başka bir kullanıcıdan beklemedikleri bir yorum alırlar. zira aynı ürünü aynı fiyata satan başka bir elektronik mağazası 3999 tl lik alışveriş yapan herkese ayrıca bir de 39.99 liralık flash bellek hediye ediyordur. bu aşamada dünyaları yıkılır. televizyona içten içe söverler. lanetler okurlar.

    --- spoiler ---

    hayat ve zaman artık onlar için durmuştur.

    --- spoiler ---

    8. aldıkları ürünü 39 liralık promosyonu kaçırdıkları için iade etmeye karar verirler. zira satıcı onları adeta kazıklamıştır. (39 liralık hediye verilmez mi hiç?) satın aldıkları ürünün kutusunu açmamaya karar verirler. mızıkçılıkları adeta ormanda on kaplan gücündedir ve almakta takıntılı oldukları kadar iade etmekte de takıntılıdırlar.

    9. artık ne o televizyondan ne de hayattan bir zevk alamıyorlardır. ürünü iade edebilmenin yollarını öğrenmek için forumda tekrar bir başlık açarlar.

    forum donanım ölücüleri için alışveriş süreci ve hayat böyle sürer gider.

    edit: madde numaraları

  • bu devirde ne uygulanabilir ne de mantıklı olan bir yasaktır (her yasak gibi) bilenler bilir milli eğitim bakanlığının bir tavrı var, bu tavır şu : biz kuralı koyalım okul uygulasın şeklinde. örnek vermek gerekirse mesela şu yasağı (düzenleme diyelim) getirdin. telefonlar toplanacak vs falan deniyor. okulda buna uygun fiziki şartlar var mı? sen milli eğitim olarak bunları sağlayabiliyor musun? güvenliğini nasıl sağlayacaksın? hadi ilkokulları geçtim liselere bakalım. 15-18 yaş arası bir grup insana telefonlarınızı evde bırak mı diyeceksin? kilitli dolabın var mı? sağladın mı? bunun için para aktardın mı? hayır. yapılmadı ve yapılmayacak. düzenlemeyi koydu geçti uygulamayı okula bıraktı.

    tıpkı ısınma, temizlik ve güvenlik konuları gibi. okullara ne yeterli miktarda kömür gönderiliyor ne de temizlik için eleman sağlanıyor. ancak tüm veliler okulların ısınmasını ve temiz olmasını güvenli olmasını istiyor. ee para ? ee hizmetli? bunlar yok. olmayınca il/ilçe milli eğitime şikayet ediliyor. milli eğitim de ya müdür fırçalıyor ya ceza veriyor. ama para ? hizmetli? asla onları vermiyor. kışın 20 ton kömür yakacak okula 5 ton kömür veriyor ve siz halledin hocam deniyor. para toplasa veli kızıyor şikayet ediyor ceza. yakmasa okul soğuk veya pis? veli şikayet ediyor ceza.

    belki biraz konu saptı ama türkiyede milli eğitim hep budur. eskiden bir grup idealist öğretmen kendini paralıyordu. şimdi o sayı azalınca eğitim çökmek üzere. eğitimi ticarete çevirmek isteyen hükümet politikaları bunu zaten destekliyor.

    işte öyle. uygulanamaz yasaktır.

  • sdp il binasında yakalanmıştır. kendisini hem polise sdp flamasıyla molotof atıp hem de doğruca il binasına gittiği için kutluyorum. kahraman polisimizi hiç uğraştırmamıştır.

  • emrah serbes: ya meclise gittim, gizli gizli sigara içiyorlar. lan olum liseli misiniz? koskoca milletvekilisin, dokunulmazlığın var, kuru sulu karıştır iç.
    mehmet erdem:...
    nilgün belgün:....

    balçiçek ilter:.... peki gri mi buldun meclisin duvarlarını?

  • recep tayyip erdoğan'a selam çakmıştır.

    --- spoiler ---

    kuzeye(rize) git legolas. orada halk arasında uzunadam(strider) diye tanınan biri var ve onu bul. ileride büyük bir lider olabilir.
    --- spoiler ---

  • şairlerin en romantik hayallerinden biri bu. hep kuşlar kadar özgür olmak isterler. bu aynı zamanda şairlerin gerçek dünyadan ne kadar kopuk olduğunun da kanıtı. kuşlar daha özgür falan değil çünkü.

    öncelikle bu kuşların çoğu bir sürünün parçası. sürünün başı nereye gidiyorsa oraya gidiyorlar. "ben sürüyü bırakıyorum beyler" diyeni yok. her sene aynı yoldan aynı yere göç eder, her kış eski yerlerine geri dönerler. insanlar gibi ekmek için vapuru kaçırmamaya çalışırlar.

    hepsinin hayali aynı: uygun bir eş bulup çocuk ve yuva sahibi olmak.

    ifade özgürlüğü desen onda da "çipetpetpet - tii şak şak şak vociya" dışında bir şey bilmezler. aynı kalıpları tekrarlarlar. parklarda yatıp kalkarlar.

    bizim şairlerimiz de bu vasat sefil yaşama özenir. niye? zannederler ki bir çift kanadın olunca özgür oluyorsun. olmuyorsun. tam tersine açık hedef oluyorsun. futbol maçına sevinen taraftar ıskalasa, avcı ıskalamıyor. o ıskalasa havai fişekler ıskalamıyor. açık hedef gibi geziyorsun havada.

    özgür olmadığın gibi sosyal güvencen de yok. en iyi yemek sultanahmet parkında olunca oradan bir adım ileri gidesin gelmez. ya sonraki öğünü kaçırırsan?

    ben söyleyeyim, şairin derdi özgür olmak falan değil. adam şöyle arada bir havada süzülmek, güzel manzara görmek istiyor. rahat batmış anlayacağın. onda bile soğuk algınlığı geçireceğini, üşüteceğini öngöremiyor. kuşla konuşabilse anlaşabilse kuş ikna eder onu aslında. "yok abi iş değil gerçekten. yakaladığın simit çırptığın kanada değmiyor" der. ama bu iletişimsizlik ve şairlerin gözlediklerini mutlak gerçek zannetme sıkıntılarından dolayı bu metafor ısıtılıp ısıtılıp önümüze gelecek, kaçış yok.

    "ne istiyorsun düzgün anlat" desen onu da sanatına yakıştıramaz. illa kafa karıştıracak mınakodumun şairi.

    (bkz: şiir/@ssg)

  • yıllardır rezalet olan formaların 2017-2018 versiyonu. amatör bir tasarımcıya yaptırsanız şundan bin kat iyi bir tasarım sunar bize. bu ne lan? dalga mı geçiyorsunuz? her sene aynı terane. adam gibi bir parçalı forma yapın da alalım artık. bir de her yeni çıkan formadan sonra tanıtımına bir ton gereksiz bilgi yazılmıyor mu çıldırıyorum. yok neymiş efendim nike dri-fıt teknolojisi varmış. bana ne ya? ben stadyuma giderken giyiyorum arkadaşım, teknolojisine başlatma. 150-200 liraya forma satıyorsun, altı üstü naylon. bari düzgün bir tasarım sunun da giyerken zevk alalım. dursun gidene kadar 5 liralık ürün almam resmen keriz yerine konuyoruz.

  • üst edit: operatörlerin bu konuda harekete geçtiği bilgisi geldi. kullanıma kapalı hatlar açılmış, kullanım paketleri yüklenmiş herkesin emeğine sağlık, teşekkürler.

    edit2: seviye belli adlı yazarımızın mesajını aynen kopyalıyorum: merhaba,
    yaklaşık 10 yıllık turkcell çalışanıyım (fan değilim), depremin olduktan çok kısa sürede kapatlı hatlar açıldı ve borçtan dolayı kapamalar askıya alındı. eğer sorun yaşayan varsa 532 yi arayıp bir sorgulasın başka bir aksilik olabilir. genel bir durum var ise tespit edilip çözüleceğine eminim.
    bu arada sadece bu afet değil hepsinde de benzer önlemler alınmıştı.
    hepimize geçmiş olsun :(

    fatura borçları yüzünden aramalara kapatılan hatlar kullanıma açılmalı, ön ödemeli hatlar bakiyesi olmasa da kullanıma aktif hale getirilmeli acilen. bu sebeplerle yardım alamayan vatandaşlarımız olabilir.

  • ''eğer ki o diploma olsaydı; akp liler profil resmi yapar, havuz medyası çarşaf çarşaf yayınlar, yetmez diploma-i şerif diye ziyarete açarlardı''

  • tam boykot edeyim diyecekken zaten hiçbir şarkısını dinlemediğimi, hiçbir filmini izlemediğimi farkettiğim sanatçı. kimdi lan bu?