hesabın var mı? giriş yap

  • kâğıtla az çok haşır neşir olan herkes bilir kâğıt kesiğinin acısını. hatta bu yazıyı okuyorsanız ve daha önce parmağınızı kağıtla kestiyseniz, aklınıza hemen içten içe yaşadığınız o sızılı ağrı gelecektir. dermatologlar bunun tamamen insan anatomisiyle ilgili olduğunu söylüyor. kâğıt kesikleri, özellikle kâğıdın neden olduğu kesikler olarak adlandırılsa da, diğer aşındırıcı, ince malzemelerden de kaynaklanabilmektedir.

    dermatolog dr. hayley goldbach'a göre sorunun kaynağı sinir uçlarıdır. acıyı algılayan sinir uçlarının en çok bulunduğu yerlerden biri parmak uçlarıdır ve dokunmaya, acıya, hislere daha duyarlıdır. vücudun başka yerlerindeki herhangi bir kesik de can sıkıcı olmakla birlikte, acının şiddeti burada diğer bölgelerden daha yoğun olabiliyor.

    kâğıt kesiği cildinizde derin yara açmaz. mikroskobik bir kesik dermise nüfuz etmediğinden, tipik olarak fazla kanamaz ancak çok acı verir. bunun sebebi kâğıdın fazla gözenekli olmasından ve çok sayıda bakteri barındırmasıdır. kesiğin bakteri oluşturup, yarayı istila etme riski büyüktür. fakat bu durum kâğıt kesiğinin acı verme nedenini açıklayamaz. çünkü bakteri istilası hemen olmaz, ama acı anında hissedilir. her ne kadar kâğıt kenarları düzgün görünse de pürüzlüdür. kağıt derinizi kestiğinde, arkasında büyük bir yıkım yolu açarak geçer, düz bir çizgi olarak değil de deriyi yırtıp, parçalar, dağıtır. jilet ya da bıçak gibi düzgün bir kesik açmaz.

    yaranın üzeri antibiyotikli krem ve sargı bezi ile örtülmediği zaman açığa çıkan sinirler dış dünyaya açık olup enfeksiyona sebep olmakta ve can acıtmaya devam etmektedir.

    parmağınızı kâğıt ile kestiğimizde neler yapmalıyız. şimdi kısaca bunlardan bahsetmek istiyorum:

    1. ellerinizi hemen yıkayın. enfeksiyonu önlemek için bu çok önemlidir. çoğunlukla kanama kendi kendine durur. ayrıca kanama fazla ise bölgeye temiz bir bez veya bandajla hafif bası uygulayabilirsiniz.
    2.yarayı soğuk su ile temizledikten sonra kurutup antibiyotikli bir merhem sürün.
    3.kâğıt kesiği çok derinse, bir bandajla veya yara bandı ile kapatmak daha faydalıdır. bu, yaranın dışarıyla teması minimuma indirip, temiz kalmasını sağlayıp, mikrop kapmasını önleyecektir. sadece küçük bir kesiyse açık bırakabilirsiniz.

    kaynak 1:
    why paper cuts hurt so much?

    kaynak 2:
    what to know about paper cuts?

  • evet görüyorum ki algı operasyonu başarılı olmuş.

    söz konusu olan zam; memurun 3 senede ufak ufak alacağı zamdır.

    *memur en son temmuz'da yüzde 3 zam almıştır. o da bir ay içinde enflasyona yenik düşmüştür. (aslında memur son 20 senede hiç zam almamıştır hep enflasyona yenik düşüp enflasyon farkı almıştır.)

    ** adamlar işini biliyor.
    doktora 5 bin, diyorlar.
    öğretmene 2 bin, diyorlar.
    memura yüzde 35, diyorlar.

    vatandaş da bunların gerçek olduğuna inanıp bu meslek gruplarına karşı gereksiz kıskançlık ve düşmanlık besliyor.

  • 3 tarafi havuzlarla cevrili bir ulke olmadigimiz icin olabilir. ayrica 3 tarafi antrenorlerle cevrili bir ulke olmadigimiz icin de olabilir. ayrica avrupadaki gocmenlerimiz ulkenin 3 tarafi havuzlar ve antrenorlerle cevrili olmadigi icin gocmediginden olsa gerek, yuzucu olmuyor olabilir.

    mesaj uzerine aciklama editi: havuz dediysek melih gokcek fiskiyesinden bahsetmiyoruz, yuzme havuzu o, olimpik olanindan, hani dikdortgendir, kulvarlari vardir falan

  • eyvah necdet: bunca yıllık çaycısın asım. hiç tavşanları düşündün mü? çaya neden tavşan kanı derler sence?

    asım:...

    eyvah necdet: hişş! sana bişey sordum.

    asım: şey... kırmızı diye heralde.

    eyvah necdet: kırmızı ha! gülünsün

    [midyat ve seyfonun gülme efektleri]

    eyvah necdet: sen hiç kırmızı çay gördün mü asım?

    asım: görmedim ama...

    eyvah necdet: peki o halde neden çaya tavşan kanı derler? çayın renginden değil asım. kanın çokluğundan. o tavşan deyip geçitğin hayvandan o kadar çok kan akar ki şaşarsın. bu yüzden avcılar tavşan vurduklarında bi gün boyunca kanın içinde bekletirler. tavşanın eti başka türlü yenmez asım.

    asım: haliyle biz o kadarını bilemiyoruz tabi.

    eyvah necdet: yani burda anlatılmak istenen çayın rengi değil. bereketidir asım. içsene çayını.

  • bu gece de muthis olan efsane program. ızleyin, mutlu olun.

    --- spoiler ---

    ahmet cakar : bir cin atasozu vardir; kakayi ustune oturarak saklayabilirsin ama kokusunu saklayamazsiniz.

    sinan engin: kurutursun.

    --- spoiler ---

  • gündem malum. iş yerinde sıkıldığımda herkes gibi benim de imdadıma değişik grupların yayın organları yetişiyor bu ara. tabi ki de bunların arasında açık ara lider yine habervaktim.com.

    diğer gelişmelerde olduğu gibi erdoğan bayraktar'ın istifasını tüm gazeteler nasıl görmüş diye eğlenirken habervaktim'de karşıma bu manşet çıktı:

    chp'de bir istifa depremi daha!*

    antalya'nın merkez ilçelerinden kepez'de chp'nin belediye başkan aday adayı olan zeki başaran, eski ak partili erdal öner'in aday gösterilmesi üzerine partisinden istifa etti.

    sanırım gündemin hızına yetişemeyip delirip inzivaya çekileceğim artık. chp kepez belediye başkan aday adayı da istifa ettiyse ülke gerçekten karışmış olmalı. bakalım taraf'ta bu haberi görücek yürek var mı?

  • aslinda avukat muvekkil diyaloglari na girmistim bu entryyi, istek uzerine buraya da giriyorum.

    (daha muvekkil olmamis bir musteriyle gecen bir diyalogdur aslinda, aradim mamafih daha uygun bir baslik bulamadim.)
    avukat kardesimin basindan geciyor, gecen sene
    yer: rize
    mekan: kardesin ofisi

    m: avukat hanim, ben aileme dava acmak istiyorum
    k: konu nedir?
    m: evlatlik oldugumu ve bunu benden gizlediklerini dusunuyorum.
    k: bunu ailenizle paylastiniz mi?
    m: evet soyledim
    k: ne dediler?
    m: oglum gerizekali misin? 5 cocuktan sonra neden seni evlatlik alalim?

  • belki askerlik yerine sosyal hizmet seçeneğini getirebilecek karardır. tabi insanların sosyal hizmetten ne anladığı da önemli, çünkü "askerlik yapmayan şerefsizler iki katı süreyle lağım kazsınlar da görelim" mantığı ülkemize hiç birşey getirmeyecektir.

    şu soruyu sormak lazım:
    "bir doktorun, avukatın, mühendisin, sanatçının mesleğini yapması millete hizmet değildir de, ordu evinde subaylara garsonluk yapması mı millete hizmettir?"