hesabın var mı? giriş yap

  • beraberlik. çok net şu oyunun baş ağrısı maçların berabere bitme olasılığı ve buna çabalayan takımlar. beraberliği opsiyon olmaktan çıkarın ondan sonra oyunun nerelere gittiğini konuşalım. dünya kupaları falan bu yüzden güzel, tek maçlı eleme turunda yok öyle beraberlik falan.
    bir de deplasman golü olayı var o da çok saçma. ben 1-0'ın rövanşında 5-4 yenmişim yok abi sen 4 gol yedin elen. yazık verilen emeğe yazık be!

  • bu kızlar sonra öldürülüp bir köşeye atılınca da duyar kasılıyor. piçin ne olduğu zaten aylardır orada burada belli, ona rağmen buna yaklaşan kadınlara diyecek bir şey yok.

    seçimlerini doğru yapmayan kadınlar çok umrumda değil.

  • baba doğru olanı yapmış, dedem anneme demiş ki gelinlikle çıktın kefenle girersin bu eve, zavallı annecim başı sıkıştığında gidecek bir baba kapısı bulamamış.
    aslan gibi babadır ve dedem adam değildir.

  • hemen hemen her şarkısı mükemmel adamın, nereden başlasam bilemedim.

    "bu gece bu kent benden tenha, çekemem." (bkz: unut beni)

    "bana öğütler versen, dinlemesem." (bkz: sevgili öyküler)

    "maskeler yalnız şarkılarda düşüyor.... yalnızlıkların ardında hep kuşkular yatıyor." (bkz: paranoya)

    "bir adam bul kendine, sana aynalar tutmasın. o kadar güzel yüzün, içine bakmasın." (bkz: yüzün)

    "yaşamak bir mesai gibi. maaşı az, patronu çok bir iş." (bkz: iyi uykular)

    "dokunulmayalı çok olmuş ki kalbim kuş yuvası olmuş" (bkz: beni unutma)

    "hayattan güzel misin ki kalanımı istiyorsun benden." (bkz: ah o his)

  • parantez içinde komedyen yazmasa, insanların komedyen olduğunu anlamayacağı bir isim. acaba bunun için ekşi sözlük'e ne kadar para verdi? parayla bu işler çözülüyorsa parasını verelim mizahı bıraksın. yapmış olduğu işleri beğenen birilerinin olması, bu ülkeden bir şey olmayacağının göstergesidir. kendisine güleceğime duvara baksam "sıvacılar sıva yapar, yeter artık ahmet çakar" cümlesi aklıma gelir daha çok gülerim.

  • mallıktır. konsere gidiyorsun, ortama katılıp dans edip eğlenmek yerine cep telefonuna kaydediyor. mezuniyete gidiyorsun, duygulanıp alkışlamak yerine cep telefonuna kaydediyor.
    doğumgününe gidiyorsun, sarılıp öpmek yerine 1000 tane fotoğeaf çekiliyor.
    ünlü bir yere gidiyorsun, ambiyansı hissetmek yerine fotoğraflı check-in yapılıyor.

    bütün bu ritüellerin amacı duyguları yaşamak. duygular kaydedilmez. bırak o an bir daha geri gelmesin ki kıymeti olsun. tekrar tekrar düzenlensin o aktivite.

    ama insanın içinde "ya kaçırırsam?" korkusu var. bırakın cesur olun anı yaşayın.

    not: bunu yazarken kaydettim, ilerde izlerim çok ünlü bir başlık olursa.