hesabın var mı? giriş yap

  • deney ve gözlemlere dayalı bilimsel bir cevap vermek gerekirse; bilmiyoruz.
    eldeki bilgiler ışığında muhtemel bir tahminde bulunmak gerekirse; ne yuttuysa o.

    karadelik dediğimiz şey sanki karşısına çıkan her şeyi yuttuğu halde asla dolmayan bir delikmiş gibi anlatılıyor ya da insanlarda böyle bir algı var. karadelik bir gök cismidir, yıldızlar, gezegenler gibi... yıldızlardan farkı ise kütle çekiminin inanılmaz derecede büyük olmasıdır. ortada akıl almaz bir durum yok, sadece doğanın önümüze çektiği bir set var.

    dünya üzerindeki bir cismin dünyanın kütle çekiminden kurtulabilmesi için gereken bir hız vardır. bu hıza kurtulma ya da kaçış hızı denir. yani bilimde ne kadar ilerde olursak olalım eğer ki teknolojimiz bir uydu kütlesini kaçış hızına ulaştıracak itme gücünü oluşturamasaydı yörüngeye uydu gönderemezdik.

    gelelim gözlemleme olayına; bir olayı gözlemlemek, takip etmek için farklı yollar var. en temeli bakmak. ama eğer göremiyorsanız bakmanın anlamı yoktur. görmek için gerekli olan temel koşul ise görmek istenilen cisimden gözlemciye ışık gelmesidir.

    şimdi işin esas noktasına geliyorum; bir karadeliğin kütle çekim kuvveti o kadar büyüktür ki belli bir yakınlığa geldikten sonra kaçış hızı ışık hızından daha büyük olur. bu yakınlığa olay ufku denir. yani olay ufkuna ulaşan hiçbir foton geri dönemez. bu da olay ufkunun gerisini hiçbir şekilde göremeyiz demektir. bu yüzden bilimsel yönteme dayalı beyanat veren herkes bu konu hakkında "bilmiyoruz." demek zorundadır. aksini söyleyen gözlem yapabildiğini kanıtlamalıdır.

    peki sırf biz gözlemleyemediğimiz için fizik kuralları çalışmayı bırakır mı? sırf biz göremediğimiz için karadelik tarafından yutulan maddelerin yok olduğu ya da başka bir evrene geçtiği fikri, hem de bilimsel yönteme göre kesinlikle bilemeyeceğimiz bir durumda, biraz fazla hayalperestlik gibi durmuyor mu?
    karadeliklerin varlıklarının tartışmalı oldukları dönemde, bir karadeliğin bir sistemi tamamen yutabileceği ve dışarıyla kesinlikle bağlantısı olmadığı için yutulan sistemin entropisinin yok olacağı, evrendeki toplam entropinin azalacağı yani termodinamiğin ikinci yasası olan ds/dt>=0 formülünü çiğneyeceği gerekçesiyle bilim adamlarının bir bölümü karadeliklerin varlıklarını inkar ettiler. sonrasında bu yasanın çiğnenmediği bulundu; hawking radyasyonu. buradan yapacağım çıkarım şu; insanlığın şimdiye kadar topladığı bilgiler, varlığının farkında olduğu yasalar ile çalışılmaya devam edildiği takdirde, her konuda, küçük adımlarla da olsa ilerleme kaydedilir. yok karadeliğin içinden girip evrenin başka bir köşesinden fırlandığı düşünülürse boş muhabbetten öteye gidilmez.

  • gülmek zor şu günlerde.
    yarılmak ateş pahası.
    ağlanacak hale düştük,
    acı bir tebessüm hatırası;

    nasrettin hoca bir gün hava alsın diye eşeğini dama çıkarmış. bir süre sonra artık yeterli diyerek eşeği indirmeye çalışmış ama bir türlü indirememiş. en son pes edip "ne halin varsa gör" demiş ve aşağı inmiş. oynama alanı bulan eşek hoplamış, zıplamış ve en son damla birlikte aşağı düşerek ölmüş. âkibeti ibretle izleyen hoca bu olaydan şu dersi çıkarmış:

    "demek ki eşeğin mertebesini yükseltirsen hem bulunduğu yere zarar veriyor hem de kendine"

  • öncelikle geçmiş olsun, kendi deneyimlerim üzerinden aklıma gelen 2 olasılık var.

    en büyük olasılık: tartıştığın kişi yöneticinin torpille soktuğu tanıdığı, gidip özelden ağlamış ve olanlar olmuş.

    ikinci olasılık: tanıdığın için kontenjan ihtiyacı doğmuş, işe son giren olarak sana patlamış.

  • banka mail atmış "rafet el roman'la romantik bir gece geçirmek istermisin?” eskiden kredi kartı borcunu ödemeyince sadece icraya verirlerdi. iyice çirkinleştiler
    *

  • kazada 3 insan öldü biri çıkıp hala bu adama nazar değdi diyor. lan 3 kişi öldü 3. yani 3 aile yok oldu.

    nazarına da gireyim boydan.

    edit: çok kişi ağzına eline sağlık dedi. ben de onlara teşekkür ediyorum. yani birilerinin hayatını kaybettiği kazada sadece ünlü olan kişiye sana nazar diyeni görmek gerçekten deli etti beni o an. şimdi baktım o entry silinmiş ama konuda bunu demiş olan varsa yazdıklarım hala geçerli.

  • lacan hazretlerinin psikoseksüel gelişimi açıklarken kullandığı kavram. buna göre bebek, aynadaki yansımasını görünceye kadar dünya kendinin bir parçası mahiyetindedir. oysa bu yansımayı görünce paranoyak bir düşünceye kapılır ve ilk defa kendi benliği ve aynadaki fiziksel görüntü arasında ilişki kurarak kendi benliğini inşaya koyulur. oysa aynadaki görüntü gerçek değildir, ancak bir yansımadır, bu bağlamda inşa edilen benlik de bir illüzyondan ibarettir. öteki olarak kavramsallaştırılan dış dünya üzerinde egemen olmayan bireyin rüyalarında kendisini bir takım süper güçlere sahipmiş gibi görmesi bu farkındalığın belirtisidir lacana göre. zaten, insan hayatı bu mükemmelliyeti arama çabasıyla geçer ve dahi, sanat, şiir, edebiyat vb. uğraşlar da hep bu eksikliği giderme ve mükemmeli bulma çabasının birer ürünüdür.

  • muhtemelen türkiye'nin yer altı kaynaklarından biridir.
    40 milyon dolara ameriklılara satılacaktır.

    yakında mailler fw edilmeye başlanır.

  • bencokgec: lan iniyorlaaarrr en az 100 tane çevik var orda hişşşş beyleeer
    çarşılı: en az üç tane toma getirmemişlerse protesto ediyoruz kankalar bugün o kadar dedik iki tane sarmıyor diye.
    öbür çarşılı: anlayışsız bu herifler ya.