hesabın var mı? giriş yap

  • beyazid meydanındaki ıvır zıvırcıların orada bir saat tamircisinde şahit olmuştum :

    müşteri: -abi bu olmamış ki?
    tamirci : -nasıl olmamış o' lum şahane çalışıyor saat.
    müşteri: -e akrep yok?
    tamirci : -akrep ne lan?
    m: - abi yelkovan var akrep yok, dakika belli de saati nasıl anlıycaz?
    t: - e sen güneş tepedeyken saat acaba altı mı yoksa dokuz mu diye merak edecek kadar salaksan ben ne yapayım?" kaç geçiyo"lar önemli o' lum, saat 2 mi 4 mü bi şekilde anlıyor zaten insan.

  • adnan'ın riva'daki eve gittiğini öğrendikten sonra evi terkeden bihter'in yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış misali adnan'a sarfettiği şu sözler:

    "kokumu eve mi sıkmışlar? belki de yatağa yastığa... bu kadarı yetti mi seni aldattığımı düşünmen için? evden içki bardağı mı getirmişler, ne yapmışlar? daha azına da inanırdın belki.."

    genelde bihterin verdiği ayarlarla kendimden geçerim ama bu diyalogda da matmazelin hakkını yiyemem:

    bihter: kes sesini otur aşşağa diyorsun yani?
    matmazel: estağfurullah, bu benim tarzım değil.

  • misafirliğe de artık gonçarov, çehov, puşkin, turgenyev, pasternak gelir. mayakovski'yi de kıskançlığımızdan çağırmayız donsun dışarıda. gorki de stalin'e; ''beni içeri almıyorlar ağam'' diye ağlar artık.