ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
girişi mükemmel parçalar
anadolu sigorta'nın ryu'lu aduketli reklam filmi
-
https://www.youtube.com/watch?v=tc-5rt3tgzq
çığır açıcı..
arabam yok ama bu reklam için kasko yaptırabilirim anadolu sigortaya.
baba kız diyalogları
-
- hanimiş canım kızım? hanimiş hanım kızım? hanimiş güzel kızım?
- ...
- hanimiş tonton kızım? hanimiş kokoş kızım? hanimiş güloş kızım?
- :)
- hanimiş şeker kızım? hanimiş şerbet kızım? hanimiş bal kızım?
- agu
inşallah daha konuşuruz, daha yazarım..
metrobüs
-
bu sabah jilet gibi gömlekle binip, gömleksiz indiğim araç.
edirnekapı civarında üzerimden çıktığını tahmin ediyorum.
berber koltuğuna oturunca çöken cehalet
-
enseyi alıyorum abi
hı-hı...al
yanları bırakayım mı abi?
hı -hı bırak
o yüzüme sürttüğü fırça ne? enseme sürdüğü tuhaf kokulu pudra. birilerinin kulağına vurduğu alevli çubuğu kim akıl etti?
alex göndermeleri iyi oldu abi?
ya tabii şimdi.
valla ben bi şey demiyom dış güçler var.
gibi. yani
gözlerini kapat abi.
kapandı.
abi aç.
anam içim geçmiş.
ense nasıl olmuş abi?
iyi.
zira o sırada ben hiçbir şey bilmiyorum. cahil, itaatkar, ezik, konformist. "al şu usturayı ananı babanı kes" dese o an "ne oluyor lan?" diyemeyecek insanlar var. ben de onu diyemem belki ama üzülürüm çok.
tüpraş ceo'sunu ibb'nin ikinci adamı yapmak
-
bence istanbul'u sonunda doğru kişilere emanet ettiğimizin göstergesidir.
hiçbir başarısı olmayan, ne idüğü belirsiz "kartal imam hatip mezunları" yerine sonunda türkiye'nin en büyük şirketinin ceo'su vs. gibi adamlar yönetecek şehri.
gerçek vaka sayısı sizin için önemli mi
siverek'te kuduz olan mimarın hayatını kaybetmesi
-
21. yuzyilda, ab'ye uye sozde dunya gucu turkiye'de kuduzdan insan oluyor. bu ulkede 90'larda kuduzdan insan oldugunde ortalik ayaga kalkmisti.
sirada ne var veba mi?
yıllar sonra anlaşılan imalar
-
bazen en olmadık yerde akla gelirler. hiç alakasız, aniden, böyle bir anda bundan beş yıl, on yıl, on beş yıl öncesinden annenizle babanız aranızda geçen bir konuşma aklınıza gelir ve ancak yıllar sonra anlam verirsiniz o konuşmadaki imalara. "çok yorgunum erken yatalım", "ben de yorgunum, yatıyorum, hadi oğlum yerine git sen de". tüylerim diken diken oldu yazarken bile... ne de safmışım. saat 20:00 p.m'de neyin yorgunluğu, neyin uyuması bu acaba günahkar bedenler???
ya da ofiste (ofis: türkiye'de sözlük yazarlarınının yaşadığı yerlere verilen ad) aniden akla gelen liseden bir kız arkadaşın söylediği şey: "hafta sonu annemler yok. özge ve beril erkek arkadaşlarıyla bize gelecek, sen de gel, patates kızartırım". bakın burdaki genel imayı o zaman anlamamış ve ezgi'nin davetine sınıftaki en yakın arkadaşlarımdan yaşar'la gitmiştim. ama yıllar sonra ofiste anlayınca hayata isyan edesim geldi. ama yine de patates kısmı kafa karıştırıcı geliyor hala. onu niye söyledi lan acaba?
somer sivrioğlu
-
patronu acun’un tertip ettiği engizisyon mahkemesi yargıçlarından biri! bütün kibir ve ahmaklığıyla gariban bir çocuğu binlerce insanın önünde küçük düşürme pahasına, bu pespaye tiyatroyu oynamakta beis görmemiştir.
edit: tekrar edeyim: bir suçu varsa rahatsız olan şikayetçi olur. o da yasalar önünde kendini savunur, cezasını çeker! size mi düşüyor yargılamak! sizi ne ilgilendiriyor bir insanın yemek yapma becerisi dışındaki görüşleri, hayat tarzı, ideolojisi. siz kimsiniz arkadaş! yarın acun çıkın takla atın dese, takla mı atacaksınız reyting için! bu kadar mı aç ve çaresizsiniz! çoluk çocuğunuz var! ayıptır günahtır.