hesabın var mı? giriş yap

  • ekmek yememe prensibimi bu abinin tostları için bozabilirim, demin bir kavurmalı tost tarifini izledim, ağzımın suları aktı, o çatala geçirdiği yarım paket margarini tost makinesine ve ekmeğe güzelce sıvamasından tutun da, somun ekmeği ortadan ikiye düzgünce kesmesine kadar her şeyine hayran kaldım.

    https://www.youtube.com/watch?v=mt8bpksd3ig

    yalnız benim somunumu videonun sonunda olduğu gibi doğramasın, bütün getirsin ben ısıra ısıra yerken bölerim onu.

    buraya yazmış olayım, antep'e gidersem mutlaka tostunu yiyeceğim.

    ayrıca para kazanmak için vizyon sahibi olmak gerektiğini, işini ciddiye almak gerektiğini çok güzel örneklemiş. her şeyden önce kendisine büyük saygı duyuyorum.

  • çocukluğuma ışınlanıyorum hemen. dünyadaki en huzursuz evde büyüdüm ben. alkolik bir baba en önemli detay. alkol almadan ağzından kelime çıkmayan bu adamın işten eve gelme saatleri yaklaştıkça gerilimin artması. o anahtarın kapıyı açma sesini hiç unutmuyorum mesela. nefes bile alamazdık. masanın başına oturup iki kadeh yuvarlamadan kalp çarpıntılarıyla beklerdik. acaba bugün neden kavga çıkacak diye.

    ev aşırı düzenliydi hiçbir şey oynamazdı yerinden. oysa ben dağınık olsun isterdim birazcık.

    kahvaltılar kaldır kondur kurumuş peynir ve zeytin tabağından oluşur ve keyiften alabildiğine uzaktı. insanların börekler çörekler sıcak omletlerle kahvaltı ettiklerini anlatması bana çok ütopik gelirdi.

    anne mutsuz, anne sinirli, anne sevgisiz, anne yorgun, anne kırgın.. konuşmazdık hiç, çıt çıkmazdı. yanlış bir şey söyleme korkusundan bugün bile konuşmaktan, kendini ifade etmekten çekinen bir insanım.

    hayvan yoktu, çiçek yoktu. çok yoksulluk çekerdik. çeşit çeşit kıyafetlerim ayakkabılarım olmadı hiç. duygusal şiddet de vardı anneme uygulanan fiziksel şiddet de.

    ama başlık detaydı değil mi. sessiz konuşan ya da konuşmayan çocuklar. kırık dökük eşyalar. soğukluk elle tutulacak kadar hissedilen soğukluk, kasvet.

    teşekkür editi: çalakalem yazdığım satırlarda pek çok gönülde yer tutmuşum. birçoğunuzla aynı hikayeyi farklı zamanlarda farklı mekanlarda paylaşmışım. üzülenler, çocukluğuma dönüp saçımı okşayıp beni sevgiye boğmak isteyenler olmuş. yani bazen insanın nutku tutulur ya. yaralı olduğumu biliyordum ama bu denli alaka beni çok duygulandırdı. bazı yaralar geçmiyor ne kadar iyileştim deseniz de küçücük bir kaşıntıyla yine kanamaya devam ediyor. hayat devam ediyor, etmeli de. zamanın bir yerinde korkuyla ağlayan o çocuğu iyileştirebilmelisiniz. zor olsa da umarım bunu yapabilecek gücü bulabilirsiniz. babam öldü. annem hayatta. annemle öz eleştiri yapabiliyoruz, konuşabiliyoruz. bu benim kazancım. herkese teşekkür ederim. yüreklerinize sağlık..

  • bir şeylerin düzeltebilmesi için önce farkındalık gerekir. izdihamın içinde olanların “ben ne yapıyorum? neden bunu yapmak zorunda kaldım?” demesi gerekir. ama şu an olan; “oh ucuza aldım kar ettim.”
    sorunu kabullenmezsek daha çok izdihamlar görürüz.

  • birkaç sığır tarafından rahatsız edilmiş. belli ki yeni beslenmiş, sessiz sakin sindirimini gerçekleştiriyor (birkaç ay falan sürer).

    yemeğin üstüne bi çay koyup televizyonun karşısına geçsen, sonra biri seni kürekle dürtse hoşuna gider mi? bence bu videoda yılan haklı.

  • maaş zammı gündem olduğunda senin gibi binlerce insan var asgari ücretle çalışabilecek derken sorun yok. çalışan bana böyle yüksek teklif var, verebiliyorsanız kalayım yoksa gideyim deyince onursuz ve namussuz oluyor. hadi oradan esas sizsiniz onlar

  • + nasılsın?
    * - iyiyim. sen nasılsın?
    + iyiyim sağol. eğer işin yoksa kadıköy'e gelsene?
    - işim yok, gelirim tabi ki.
    + tamam ben şimdi yemek yiyorum, vapurdan inince ara beni.
    - tamam ararım, çok teşekkür ederim. hadi görüşürüz.

    asfşkla teşekkür ne lan! niye teşekkür ettin lan tırto!

    (bkz: akıl) (bkz: fikir)