hesabın var mı? giriş yap

  • bu karikatür daha önce burada vardı ancak yazarı uçmuş sanırım.. bize kısmetmiş..
    penguen no :151

    genç : bütün sülale akraba evliliği yapmış bana niye izin vermiyosunuz?!!!
    anne : çünkü dersimizi aldık!!! yıllarca sakat ya da hastalıklı çocuklarımız oldu!!... sen şanslıydın!!!... ay samet sen de bişeyler söylesene!!!
    baba : oğlum manyak mısın dayınla evlenip napıcan...

    o babanın sakin ve umursamaz tavrı yok mu..

  • üst edit: yüzde 25 olarak açıklandı. sarı sendikanın başkanına gelecek dönem milletvekilliği, biz memurlara da asgari ücretten hallice yeni maaşlarımız hayırlı uğurlu olsun. bu bir şaka olmalı. acı bir şaka olmalı.

    arkadaşın eşi lise matematik öğretmeni. bizim kurumda kapıda bekçilik yapan güvenlik görevlisi arkadaşlar bu matematik öğretmeninden daha fazla maaş alıyor.

    bitti mi? bitmedi.

    bize taşerondan geçme kadrolu işçi arkadaşlar ki aralarında ne konuştuğunu anlamadığımız, okuma yazması bile olmayanlar var, bu matematik öğretmeninden fazla maaş alıyor.

    bu arkadaşların maaşları asgari ücrete gelen zamla şekilleniyor. yani asgari ücret tahminen en az 8500 tl olsa, bu yüzde 60 civarı bir zam yapıyor. memura da %30'dan fazla verilmeyecek gibi bir hava var.

    hani diyoruz ya hep, asgari ücret memur maaşına yetiştirilmeye çalışılıyor falan. onu çoktan geçtik efendim, adamlar bizi çoktan geçti. tur bindiriyor.

    edit: bahsettiğim arkadaşlar asgari ücret almıyor, zamları asgari ücrete göre şekilleniyor. ince ayrıntıya dikkat.

    alınma editi: öğretmen maaşından örnek verdiğim için arkadaş alınmış. öğretmen sadece bir örnek. ben de memurum, laboratuvar personeliyim. kritik pozisyondayim. tüm ülkenin brucella aşısını ben üretiyorum. ben de paspas yaptırdığım taşeron işçiyle neredeyse aynı parayı alıyorum. muhtemelen bu zamlarla beni de geçecekler. arkadaş alınmasın. tüm memurlar, yatanı da bizim gibi gece gündüz çalışanı da aynı potada. masa başı da bizim gibi laboratuvarda hastanede türlü risk altında çalışanı da aynı potada. memur zammı konuşulurken hepimizi ilgilendiriyor. mesele öğretmen, hemşire, laborant, şoför meselesi değil. mesele asgari ücretle memur zammı arasındaki farkın erimesi bir yana artık durumun kabul edilemez bir noktaya gelmesi.

    debe olmama editi: entry'lerim debede yer bulsun diye bir derdim yok, düşüncem neyse onu ifade ediyorum, katılan oluyor, katılmayan oluyor, geçip gidiyor ama yarım günlük sürede 7 ay önce açılmış başlığın en beğenilen entry'si olan ve an itibariyle 542 fav alan bu entry'nin debede son sırada bile kendine yer bulmamasını hiçbir algoritma açıklayamaz. bunun net sansür olduğunu düşünüyorum.

    tahmin editi: başlığı en beğenilen entry'si olmanın getirdiği duygularla bir tahminde bulunmak istedim. artık açıklanmasına saatler kaldı. %25 ile %55 arasında bir zam bekleniyor. benim tahminim en az %40 olacağı yönünde. bu tahminimin sebebi bizzat cumhurbaşkanının kendi açıklaması. eyt açıklaması yaparken mealen dedi ki: artık ülkemiz feraha çıkıyor, zenginliklerimizi kullanmaya başlıyoruz. milletimizi de bundan faydalandırmak istiyoruz.

    böyle bir ortamda memur en az %40 alır diye tahmin ediyorum. inşallah yanılmam. alım gücü zaten yerlerde. yoksulluk sınırı 25 binin üzerinde. ortalama memur maaşı 10 bin civarı. istediğimiz şey yoksulluk sınırına biraz daha yaklaşabilmek. ne kadar acı değil mi? ama buna bile söylenenlerin, zammı bile hak etmediğimizi söyleyenlerin, memur düşmanlarının bu kadar çok olması daha acı.

  • çarlık tarafından tuz ithalatına getirilen vergi nedeniyle tuz fiyatlarının aşırı yükselmesi ve buna bağlı olarak halkın tuza erişiminin azalması sonucunda 1648 yılında moskova'da çıkan ayaklanma.

    rus edebiyatı ile haşır neşir olanlar rusya'da tuzlu balığın sofraların vazgeçilmez bir parçası olduğunu mutlaka fark etmiştir. eserlerde "akşam yemeğinde tuzlu balık ve votka vardı" cümlesi sıklıkla geçer. bu aslında kültürel bir aktarımdır. tuzun kültürel önemi iklim nedeniyle tarımsal çeşitliliğin az olduğu bir ülkede yiyeceklerin saklanmasındaki hayati rolünden kaynaklanmaktadır. bu nedenle 19. yüzyıl eserlerinde okuduklarımız orta çağ'da ya da 1600'lü yıllarda yaşayan sıradan rusların sofra kültürlerinden farklı değildir. hemen hemen her dönem tuzlu balık ve buna benzer ürünler baş köşede bulunuyordu.

    rurik hanedanından rus çarı fyodor ivanoviç'in 1598 yılındaki ölümüyle birlikte rusya, sıkıntılar dönemi olarak da adlandırılan siyasi bir kriz dönemine girmişti. fyodor'un bir varisi olmadığı için taht için mücadele eden çok sayıda kişi olmuş ve taht defalarca el değiştirmişti. ayrıca plansızlık ve güvensizlik ortamı nedeniyle kıtlık sorunu da çıkmıştı. rusya nüfusu hem taht kavgaları hem de kıtlık sonucunda hızlıca azalıyordu. iç sorunların yanında ülke polonya ve litvanya tarafından da işgal edilmişti.

    neyse ki bu çalkantılı dönem 1613 yılında mihail romanov'un çar ilan edilmesiyle sona erdi. böylece rus çarlığı 1917 şubat devrimi'ne kadar romanov hanedanı'na geçti. mihail gerçek anlamda bir enkaz devralmıştı. kargaşa döneminde azalan nüfus nedeniyle işlenebilir toprakların yarıya yakını boş kalmıştı. üretimin azalması nedeniyle devletin geliri de oldukça düşmüştü. gelirleri arttırmak için 1645 yılındaki ölümüne kadar bir dizi reform hareketlerine girişti. ayrıca vergi sistemini de yeniden düzenliyordu. bazı ek vergiler getirerek kaynak yaratmaya çalıştı.

    mihail romanov

    yine de mihail'in çok başarılı olduğu söylenemez. ölümünden sonra tahta çıkan oğlu i. aleksey'e geliri bol bir devlet bırakamamıştı. genç aleksey'in de yaptığı ilk şey kolaya kaçıp yeni vergiler eklemek ve bazı mevcut vergilerin oranlarını arttırmak oldu. fakat vergi toplama işinde sorunlar vardı. büyük topraklara sahip boyarlar ile kasabalılar vergiden kaçınmanın yollarını bulmuştu. hâliyle onlardan alınamayan vergilerin yükü serfler ve zanaatkarların sırtına yükleniyordu. bu adaletsizlik halkta büyük rahatsızlık yaratmıştı.

    i. aleksey

    bunun dışında zengin boyarların görece daha yoksul boyarların topraklarında çalışan serfleri çeşitli vaatlerle kendi arazilerine çekmesi de bir başka sorundu. bu durum yoksul boyarların toprağı verimli işleyecek serflerini kaybetmesi nedeniyle yeterli üretim yapmasının önünde bir engel oluşturuyordu. boyarların topraklarından kaçan serfleri geri çağırma hakkı da çoğu zaman yasal bir zaman aşımı süresine takılmaktaydı. bu da gelirleri azalan boyarlarda ciddi rahatsızlık yaratıyordu. kısacası zengin boyarlar hariç herkes mevcut durumdan şikayetçiydi.

    toplum zaten yeterince gerilmişken aleksey yapmaması gereken bir şey yaparak rus sofrasında çok önemli bir yere sahip olan tuz ithalatına vergi getirir. tuza gelen vergi nedeniyle tuz fiyatları bir anda yükselir ve halk, sofralarında en çok yer kaplayan yiyeceği çok yüksek bir maliyet ile satın alan bir hâle gelir. ayrıca tuz ithalatı neredeyse durma noktasına geldiğinden piyasada tuz bulmak zorlaşmıştır. halkın tepkisiyle aralık 1647 tarihinde tuz ithalatından alınan vergi kaldırılır fakat fiyatlar düşmediğinden halkın tuza erişimi sınırlı kalmaya devam etmiştir. 1 haziran 1648 tarihinde bir hayli öfkeli olan halk şikayetlerini bir manastırdan moskova'ya dönen rus çarı'nın yüzüne söylemek için toplanır. rus kraliyet korumaları ise kalabalığı çarın yanından şiddetli bir müdahele ile uzaklaştırır. bu durum halkta infiale yol açar. 2 haziran günü çok sayıda kişi kremlin'i basar. eylemin hiçbir safhasında danışmanları tarafından kandırıldığını düşündükleri çarı devirmek gibi bir amaç gütmeyen isyancılar aleksey'den moskova polis departmanı'nın başkanını, tuz vergisinin mucidini, çarın danışmanı boyar boris morozov'u ve kardeşini kendilerine teslim etmesini ister. morozov silahlı güçlere (streltsy) isyancıları kremlin'den sürmesi yönünde bir emir verir ama silahlı güçler çar'ın hizmetinde olmadıkları zamanlarda zanaatkarlıkla uğraşmaları nedeniyle isyancıların taleplerini haklı bulur ve emri reddeder. isyancıların güçlendiğini gören çar 3 ağustos günü polis departmanı başkanını isyancılara teslim eder. isyancılar başkanı baltalarla parçalayarak öldürür.

    tuz isyanı

    kremlin'de bunlar olurken moskova sokakları da binlerce evi ateşe veren isyancılar nedeniyle gerçek anlamda yanıyordur. ayrıca isyancılar vergiden kaçındıklarını bildikleri boyarları ve tüccarları, rüşvetçileri, yolsuzluk yapan görevlileri avlamak üzere ekipler oluşturmuş ve yakalayabildiklerini anında öldürmüşlerdir.

    isyan tüm hızıyla sürerken 6 haziran'da aleksey silahlı güçlere (strelsky) maaş artışı yapar ve onları isyandan uzaklaştırır. 11 haziran'da da isyancıların belki de en sevmedikleri karakter olan akıl hocası boris morozov'u manastırda sürgüne göndermek konusunda isyancılarla anlaşır. devam eden günlerde isyancılar lehine bazı tavizler verilerek isyanın bitmesi amaçlanır. toprak meclisi kurulur fakat bu mecliste serflere yer yoktur. doğal olarak mecliste serfler lehine olumlu kararlar çıkmaz ve serflik sınırlarını boyarların belirlediği kurumsal bir yapı kazanır. bu da ileride çok sayıda serf isyanına yol açacaktır. fakat kısa vadede istediğini alan serfler dışındaki kesimlerin isyancılardan ayrılması ile isyan giderek zayıflar ve 3 temmuz günü çok sayıda isyancının tutuklanıp idam edilmesiyle sona erer. isyanın bastırılmasından birkaç ay sonra da morozov yeniden eski görevine geri döner. eski düzene geri dönülmesiyle köylü için başarısız bir hikayeye dönüşen bir aylık kaosun bilançosu ise moskova'nın neredeyse yarısının yanması ve toplamda da yaklaşık 2000 kişinin hayatını kaybetmesi olmuştur.

    sonuç olarak isyanın sonuna doğru kurulan toprak meclisi serflerin hayatlarını daha da zorlaştırarak uzun dönemde aleyhlerine olacak birçok sonuç doğurduğundan isyanın serflerin pek hayrına sonuçlandığı söylenemez. serfler dışında kalanlar ise isyandan istediklerini almıştır. isyan sonrası kurulan düzen köylü-boyar çatışmasını hızlandıracak ve rusya'nın 300 yıl sonrasını şekillendirecektir. bu nedenle görünürde basit bir tuz vergisi nedeniyle çıkan isyan 1917 rus devrimlerine zemin hazırlayan ilk toplumsal hareket olarak görülmektedir.

    kaynak: 1
    2

  • dikkatinizi çekmek istediğim hadise.

    bakın bu ülkede doktorlar dövülüyor, öğretmenler linç ediliyor, avukatlar ayrı tepki çekiyor, polislerden hiç bahsetmeyelim bile.

    ama bu diş hekimleri sinsi gibi hiçbir şeye karışmıyor. ne çıkar bir açıklama yaparlar, ne bir şeyi protesto ederler, ne devlet en basitinden eczacılarla olduğu gibi bunlarla uğraşır. muayene 50 lira, dolgu 100 lira, implant mı? ver 2000 lira... kendi hallerinde takılıp gidiyorlar. türkiye'de kimsenin buna hakkı yok. gerekeni yapalım.

    (bkz: diş hekimlerinin sinsi gibi hiçbir olaya karışmaması)
    (bkz: karakter sınırı)

  • bir türk annesi klasiği daha. evde misafir filan yoksa sürekli bu tişörtler vardır annelerin üzerinde. kimisi desenlidir, kimisi düz renk. ama hepsinin ortak özelliği, kıyısında köşesinde çamaşır suyu lekesi olmasıdır. böyle benekli benekli, dalmaçyalı kıvamında. hiçbir zaman giymekten bıkılmaz. ortalama 5 ila 6 yıl sonra da yer bezi olur.

  • hastayım şu çalışıyor ama babasına ihtiyacı yok bu insanların diye humanistliğine. instagram da 1.1 m takipçisi var artık babasına ihtiyacı yok ne demek lan. babası olmasa kim tanır, kim iş verir, kim neden takip ederdi ? babası olmasa nasıl başlayacak o fırsatı ona kim verecekti humanist kardeş ? babasının adı olmasa sosyeteye tasarım yapacak merdivenleri nasıl çıkacaktı hele bi onu söyle bana. insanlar 50 sene çalışıp yamaklık yapıyor da tanınmış soyadları olmadığı için bu noktaya gelemiyorlar, hiç bir şey bilmiyorsan git nişantaşındaki terzileri gez, adam ölmeyi unutmuş hala tırmalıyor orada.

    evet belki hayatının sonuna kadar yan gelip yatabilir ama yapamaz ki çünkü hayali yok, hayal kurmasına gerek olmamış birisinden bahsediyorsun burada, ne isterse hemen kavuşmuş. hayali olmayan insana 1 milyar dolar versen ne yapabilir ki zaten ? dünyanın sonuna kadar yatacak paran olsa ne olacak hayal kuramadıktan sonra ?

    valla kıskançlık falan değil, allah daha çok versin verdiklerini benden almıyorsa sorun yok yani.

    edit buseterim sporlular yesilimi yakip mal mal mesajlarla telefonumun sarjini bitirmeyin. sizi de buse terim ve babasinin egolarini ciddiye aldigim kadar ciddiye aliyorum optum bys

    oha cus editi: olum siz manyak misiniz nasil bir issizsiniz lan yesilim sonmez oldu, karsi arguman sunacagim diye gotunuz yirtilacak. herkese toplu cevap verecegim bunu yaparken de ciddi ciddi parmaklarimi yoracagim sadece bu yazarlarin manyakligi icin yoksa buse denilen hatun hala umrumda degil.

    oncelikle neyi savunuyorsunuz hangi meslegi doktorluk, muhendislik, ogretim gorevlisi ? ulan ciddi ciddi bu meslegin tanimi ne nasil bir uretim soz konusu, yurt disindan elbiseleri toplayip kombin yapmak ne kadar zeka gerektiriyor hele bi anlatin bize ? neymis reklam postu atmak icin iki bin tl istiyorlarmis eeee mal misin verme ? bak istiyorlar diyorsun istiyorum diyemiyorsun he bu rakami sen istiyorsan sana saygi duyarim ama sen bunu diyemiyorsun ki istiyorlar diyorsun, elalemin seyiyle gerdege giriyorsun nasil olacak bu is ? hadi onu da gectim bahsettiginiz kizi turkiye de en cok kazanan sporcunun kizi yani senin su kadar istiyorlar dedigin rakamlara zaten ihtiyaci olmayan omrunun sonuna kadar da para sikintisi olmayacak bir insan. bu demek oluyor ki senin para ornegin buse terim konusunda zaten patates oluyor isin icinde para yok.

    tamam diyelim ki para var o zaman derim ki orda dur yigenim o zaman bu ise baslarken babasinin parasiyla londraya gideceksin dunyanin en seckin kiyafetlerini alacaksin babanin soyadiyla her kapiyi acacaksin sonra ben bu isi para icin yapiyorum diyeceksin oyle mi ? ustune elinde 3-5 binlik cantayla gezeceksin ortalama satis fiyati 50 lira olan bir sirkete koleksiyon yapacaksin ve ben seni basarili bulacam oyle mi ? yahu herseyi gectim kiloyla aldigi kitaplari rengine gore dizip sitesine koydu bu arkadas. icim acidi lan kitaplari rengine gore ayirmak nasil bir saygisizlik o kitaplarin yazarina, hikayelerine, yasanmisliklarina.

    ulan saka gibi ya adam cidden gelmis su kadar reklam parasi istiyor bloggerlar diye savunma yapiyor asafsdadsf

  • zengin olmayabilir ama en azından daha insanca koşullarda yaşar.
    kimse oraya gidince zengin olabilirim diye düşünmüyor burada gördüğü yozluklardan bir nebze olsun uzaklaşmak için orada yaşamayı düşünüyor.

  • pkk'lilarin kacirma olaylarinda hep araya girip, bolgeye giderek teroristlerle olayi tatlilikla halleden sevgi kelebegi hdp milletvekillerinin yine bolgeye giderek olayda araci olup isi tatlilikla halletmesini bekledigim vaka-i hayriye.

  • -sertaç o kadar kız varken neden ben
    -çünkü tipim,ağzım,param, çevrem,yaşantım, mesleğim,ailem,hobilerim,giyim kuşamım,zekam anca sana yetti canım.