hesabın var mı? giriş yap

  • kendisi new york'ta, kardeşi pensilvanya'da okumuş olan abd patentli haluk'un çıldırması durumudur.

    mağdurum da mağdurum...

  • tarihte gizli kalmış ilk kadın doktordur. bir tıp okulunda eğitim görerek 1849 yılında mezun olan ve tıp doktoru diploması alan ilk kadın olarak kabul edilen elizabeth blackwell'den 36 yıl önce tıp doktoru olmuştur. birçok zorluğa karşı koyarak doktor olan james barry'nin gerçek adı margaret ann bulkley'dir.

    maddi zorluklar ve kayıplarla geçen çocukluğundan sonra margaret ve annesi londra'ya taşındılar. margaret burada dr. edward fryer'den ders almaya başladı. 1809 yılında, dayısının ismini (james barry) alarak edinburg üniversitesi'ne tıp öğrencisi olmak üzere kaydoldu. 3 yıl sonra mezun olduktan sonra cerrah olarak orduya katıldı ve 1816 yılında güney afrika'da görev yapmaya başladı.

    afrika'ya gittiğinde, her sabah erkenden uyanıp, vücudundaki kıvrımları gizlemek ve dar omuzlarını geniş göstermek için vücuduna havlular koyacak ve onunla birlikte sırrını saklayarak 50 yıl yaşayacak güvenilir bir uşakla anlaştı.

    askerlerin yanı sıra mahkumlar ve cüzzam hastaları için sağlıklı koşullar sağlanması ve daha iyi beslenmeleri konusunda yenilikçi yaklaşımlar sergiledi. cerrahi konusunda ününü pekiştiren bir operasyon gerçekleştirerek, christina hertzog isimli kadına, mutfak masasında sezaryen doğum yaptırdı. 1826 yılında henüz anestezinin keşfedilmediği dönemde gerçekleştirdiği bu acil operasyonla hem kadının hem de bebeğin hayatını kurtardı.

    hayatını kurtardığı bebeğe onun adını vermediler ancak o bebek tam 40 yıl sonra doğan 8. çocuğuna james barry munnik hertzog adını verdi ve bu bebek 1924-39 yılları arasında güney afrika'nın başbakanı oldu.

    margaret ann bulkley 1828 yılına kadar güney afrika'da kaldı. sonrasında batı hint adalarında sarı humma hastalığıyla savaştı. kırım savaşı döneminde yüksek ölüm oranlarını incelemek üzere bölgeye gitti. ingiltere ordusu'nun en yüksek tıbbi rütbesi olan 'hastaneler genel müfettişi' olarak 1857 yılında kanada'ya gönderildi. emekli olduktan sonra kendisine verilen şovalye ünvanını reddeti.

    ünlü hemşire florence nightingale james barry için ''daha önce orduda onun kadar katı bir varlık görmedim'' demiştir. margaret ann bulkley bilinen ilk kadın doktor olmasının yanı sıra kraliçe viktoria'nın ingiltere'sinde 50 yıl boyunca ingiltere ordusunu kandırmayı başarabilmiş bir kişidir.

  • "memleketim" olmasi bunda pay oynar mi bilemem ama turkiye'deki sehirler icinde istisnasiz en sevdigim sehirdir ve turkiye'de yasasaydim kesinlikle burada yasardim. cocuklugum buyuk olcude burada gectigi icin gecen gun biraz da merakla google earth vasitasiyla antalya'nin sahillerine bakayim dedim ve kucuklugumde hatirladigimdan cok daha farkli bir sehirle karsilastim. sonra sehrin sahil seridi boyunca bazi "fotograflar" cekerek sehirde son yillarda gerceklesen ranti ve talani belgelemek istedim. bu sekilde hazirladigim 2003 ile 2015 arasindaki sahil seridini karsilastiran 57 sayfalik belge su linkten gorulebilir: https://goo.gl/onuumg (edit: telefondan baglananlar icin alternatif link: http://docdro.id/kluetv4 -yuklenmesi 20 saniye kadar surebilir).

    adamlar sahil seridi boyunca bos bulduklari her yere tesis dikmisler. iki otel arasindaki ufacik bosluklara bile yeni oteller dikilmis. bunun takipcisi olup seneye 2016 uydu goruntuleri ortaya cikinca onlari da eklemeyi dusunuyorum. aslinda baslangic olarak 2003 yerine 1995 filan alsak cok daha kapsamli sonuclar elde edebilirdik ama google earth'in antalya'daki uydu fotograflari en fazla 2003'e kadar gidiyor. 90'li yillarin uydu fotograflarina bakma sansimiz olsaydi verilen zararin gercek boyutunu gorebilirdik.

    bununla birlikte yine google earth vasitasiyla bir de hesaplama yapmaya calistim. antalya'nin toplam sahil seridinin ne kadarinin otellere ait ne kadarinin halka acik oldugunu tespit etmek icin uydu goruntulerini inceledim ve google earth vasitasiyla cesitli olcumler yaptim. antalya'nin toplam sahil seridi 650 km civari ve bunun 228 km'lik kismi kumsallardan ve plajlardan olusurken geri kalan kismi kayaliklardan olusuyor. bu 228 km'lik kisminin da 110 km'lik kismi yani %48'i otel ve cesitli isletmelerin arka bahcesi seklinde ayrilirken hemen dibinde otel olmayan ve "halka acik" oldugunu soyleyebilecegimiz seridin toplami 117 km. yani antalya'daki plaj ve kumsallarin yarisi otellere ayrilmis durumda. bu kotu bir sey gibi gozukmeyebilir ama bundan 10-15 sene onceki uydu fotograflarina baktigimizda bu oranin %70-30 seklinde oldugunu goruyoruz. bu hizla giderse antalya'da oteller tarafindan el konulmamis hicbir plaj ve kumsal kalmayacak gibi.

    ayrica bu is sadece sahilin boyutu degil kalitesine de bakiyor. antalyalilarin yasadigi, halkin rahatca ulasabilecegi, toplu tasimayla veya yollarla rahatca ulasilabilecek yerlerdeki plajlar genelde oteller tarafindan kapatilmisken etrafinda otel olmayan plajlar genelde kus ucmaz kervan gecmez yerlerde veya ulasilmasi cografi olarak cok zor yerlerde. tabi ki hesaplamalarimda bazi hatalar olabilir. ornegin otellerin kapattigi plajlara halkin parayla veya parasiz bir sekilde girip giremedigimi bilmiyorum. ayrica etrafinda otel olmayan plajlarin da halka acik olup olmadigini tam olarak bilmiyorum. bunlar tamamen tahmine dayali hesaplamalardi ama ufak bir hata payiyla yaklasik sonuclar aldigima inaniyorum.

    bir de su var, antalya'nin batisina gidildikce ve mugla'ya yaklasildikca otel sayisi gittikce azaliyor. bunun sebebini merak etmiyorum desem yalan olur. neyse, merakimi yenemeyip boyle bir arastirma yaptim ve sonuclarini paylasayim dedim. bu konuda merakli olan baskalari da varsa umarim islerini gorur.

    kisaca konuya donmek gerekirse antalya dunya'nin en guzel sehirlerinden biri ama daha uzun yillar boyunca boyle kalabilmesi icin koruma altina alinmasi lazim.

    edit: ozelden gelen bilgilere gore antalya'daki tum plajlar uzerinde otel olsa da olmasa da kanunen halka acikmis.

  • bu korkuyu yaşayan insanın kesinlikle evliliğe kalkışmaması gerekiyor. yıllarca evliliğe hiç hazır olmayacağımı düşündüm. evlilik hep korkutucu gelmiştir bana (muhtemelen ailemde ve arkadaşlarımda gördüğüm muhteşem evlilikler nedeniyle). saçma sapan kurallar koyarım hep 32'den önce evlenmem, ilk erkek arkadaşımla evlenmem vs gibi. hepsi hikayeymiş arkadaş. meğer ben bu yaşıma kadar evlenmek istememişim. şimdi yırtınıyorum "o adam" tek taşla gelsin diye. gel gör ki ilahi adalet! bu seferde "o adam" ağırdan alıyor. az kaldı ben çiçek pasta çikolata alıp anasının kapısına dayanacağım "allah'ın emri..." diye. istiyorum ulenn istiyorum.

    burdan herkeslere sesleniyorum. kimse panik yapmasın, gerçekten evlenmek istemeden evlenmesin, doğru kişi mi evlendiğim diye en ufak bir şüphe varsa bırakın gitsin. doğru kişi var, emin olun, kendinize güvenin.

    kimle evlenilir:

    - gerçekten güvendiğinle
    - senden zeki olduğunu düşündüğünle
    - seni asla yalnız bırakmayacağına emin olduğunla
    - düşmene izin vermeyip elinden tutup seni yukarı çekenle
    - seni ezmeyenle
    - seni ağlarken güldürenle
    - kavga ederken bile keyif aldığınla
    - her an sarılmak istediğinle
    - elini bırakamadığınla
    - yanındayken dokunma ihtiyacı hissettiğinle
    - üstüne yanlislikla kola döktugunde bile elini bırakmayanla
    - herkesle gururla tanıştırdığınla
    - hayal kurmayı sevdiğinle
    - konuşmayı sevdiğinle
    - saygı duyduğunla
    - sana saygı duyanla
    - birlikte zaman geçirmeyi sevdiğinle
    - aynı evi paylaşmak istediğinle
    - birlikte yaşlanmak istediğinle
    - birlikte çocuk(lar) yapmak istediğinle
    - ortak hayallere ve hedeflere sahip olduğunla
    - kültür seviyesi seninkiyle denk olanla
    - aşık olduğunla
    - gerçekten sevdiğinle
    - tipine bayıldığınla
    - huyuna bayıldığınla
    - seni defalarca etkileyebilen ve şaşırtanla
    - defalarca seni kendine aşık edenle
    - her durumda iyiliğini istediğinle
    - ailesi şeker gibi olanla
    - ailenin onayladığı kişiyle

    çok uzun bir liste gibi görünse de hepsi oluyor.
    doğru zaman, doğru insan var.

    edit: ve aradigimi buldum.. o'nunla evlendim..

  • üreten türkiye projesinde kullanılması gereken kişi.

    uçsuz bucaksız tarlalarda çapa yapacak. taş ocaklarında taş kıracak. günde tek öğün yemek. yemeğini, temizliğini kendi yapacak. kazandığı para darüşşafaka'ya gidecek. ürettiği ürünler ekonomiye katkı sağlayacak. bu manyaklar en fazla hapiste yatacaklarını bildikleri için böyle enerji patlaması yaşıyor. madem yaşıyor, o enerjiyi üretime çevireceğiz. yatırmayıp çalıştıracağız. çakmak çakmayı biliyorsa çapa da yapabilir. iktidarımızda tüm suçlular üretime katılacak. norveç refahına kavuşturacağız ülkemizi. "ama bu insan haklarına aykırı" diyen liberallere projenin abd menşeli olduğunu göstereceğiz.

  • sabah 2,5 yaşındaki kızımı karşıma aldım konuştuk.2,5 yıldır ekmek elden su gölden yaşıyor.üzerindeki sorumluluğu anladı ve hemen elemenonline sitesine girip cv'sini doldurmaya başladı.
    iş bulabilecek yazarların yeşillendirmesini diliyorum.