ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ilber ortaylı'nın 2 bilimsel makalesi olması
-
https://scholar.google.com/…btng=&hl=en&as_sdt=1,31
google scholar'a gore bir cogu ciddi derecede atif almis 286 yayina sahip. kimi turkce kimi ingilizce. bunlarin ne kadari hakemli dergilerde bilmiyorum (ayrica sosyal bilimlerde basilan makalelerin nasil hakem kontrolunden gectigini de bilmiyorum). her seye ragmen saglam miktarda atif aldiklarini da goz onunde bulundurursak ortayli oldukca iyi bir yayin gecmisine sahip.
bunu bir kenera birakirsak su makalesinin ismi cok ilgimi cekti:
[pdf] devenin taşıma maliyeti eğrisi üzerine bir deneme
i ortaylı - ankara üniversitesi sbf dergisi, 1973 - dergipark.ulakbim.gov.tr
insanlar sag sol diye tepinirken ortayli'nin bunlara kafa yormasi ve 40 yil bu cizgiyi surdurmesi etkileyici.
edite edit: sosyal bilimlere akademik anlamda hakim degilim ama "yazdigin kitabi tanimam" demek cok da anlamli gelmedi. bu yaklasimla edward said'e de senin yazdigin kitap (oryantalizm) d&r'da satiliyor, bilimsel degil diyebilirsiniz ama cok ciddiye alan cikmaz. onemli olan atif almak ve zamanin testinden gecmek. bu butun disiplinler icin gecerli.
devlet eliyle tiyatro yapılmaz
-
başbakan recep tayyip erdoğan'ın son beyanatı (bkz: http://www.haberturk.com/…vlet-eliyle-tiyatro-olmaz) haklı tabii, devlet eliyle tiyatro olmaz. devlet eliyle yolsuzluk olur, baskı olur, katliam olur ama tiyatro olur mu? haşa. yine de devletimizi çok sevmeliyiz. (bkz: böyle buyurdu rte)
50 signs you've been in turkey too long
-
(bkz: turkcesini de yazin biz de okuyalim amina koyim) meraktan catladim burada allahsizlar.
edit: yazinin ispanyolca ve fransizca cevirisini mesaj yoluyla ileten arkadaslarin da huzurunuzda amina koyayim.
erkek yazarların saç tıraşı için ödediği ücret
lc waikiki
-
adı lazım değil bir üniversitenin maddi durumu kötü olan öğrenciler için kurduğu ücretsiz kıyafet alınabilen mağazasına tam 15000 (on beş bin) parça kıyafeti ücretsiz gönderen firmadır. gerisi sikimde değil.
ingiltere'de bence kraliçelik de başkanlıktır
-
(bkz: bakın çok enteresan)
18 mayıs 2022 ticaretin durması
-
açık söyleyim stokçu oldum.
gittim bir uğur derin dondurucu aldım.
bakliyat depolamak için sert plastik kutular aldım.
bakliyat böceklenmesin diye ortam nemini çeken aparatlar aldım.
ve yaklaşık 30 kilo eti ve balığı, aileme en az 1 yıl yetecek bakliyatı, 10 larca kilo vakumlu peyniri, kaşar peynirini, sucuğu, dayanıklı günlük kullanım ürünlerini, yıllarca yetecek traş bıçağını, pişirme kağıdını, buzdolabı poşetini, a4 kağıtları, tuvalet kağıtlarını ve rulo kağıt havluları
sonra onlarca litre ayçiçek ve zeytin yağını stokladım.
hanımın telefonu ya da kendi telefonum bozulursa diye yedek telefon bile aldım.
geçen yıl tanesi 19 bin liraya iki adet bilgisayar aldım. şimdi ikisi toplam 108 bin lira ediyor. makinelerin biri yedek olsun diye. ilerde bilgisayar almak zorlaşırsa ya da ekran kartı vs bozulursa yedeğime geçeceğim.
eskiyen elektronik eşyaların tamamını yeniledim.
sonra bir yıl yetecek kadar mutfak tüpünü stokladım.
bunların çoğunu da ucuz banka kredilerini çekip çekip yaptım. millet kredi çekip ev araba aldı ben ilerde evi ve arabayı yiyemem diye mala girdim. dağ gibi borcum var ama kimin umrunda... tl değer kaybettikçe tl borç devede kulak kalır.
eşim ve babam bir paranoyak olduğumu düşünerek benimle dalga geçtiler aylarca...
şimdi 5 ay önce aldığım 100 liralık somon 430 lira oldu. 30 liraya aldığım kıymalar 120 lirada 130 liraya aldığım tüpler 300 lirada geziyor. eşim ve babam dalga geçmeyi kesiverdi her nedense...
tabi bunların hiçbiri bir işe yaramaz. eninde sonunda stok mutok tükenir ama...
işte bir umut fırtına belki 1 yıl sürmez diye ihtiyati tedbir diyelim.
lakin çok umutsuzum sözlük. gelecekten inanılmaz korkuyorum. türkiye'nin gelecek yıllarda ne kadar güvenli bir ülke olacağını bilmiyorum. en çok da 5 yaşındaki kızım için korkuyorum.
samimi söylüyorum 37 yıllık hayatımda kafayı işte bu sene yedim ben.
acaba yanlış insanla mı evleniyorum korkusu
-
bu korkuyu yaşayan insanın kesinlikle evliliğe kalkışmaması gerekiyor. yıllarca evliliğe hiç hazır olmayacağımı düşündüm. evlilik hep korkutucu gelmiştir bana (muhtemelen ailemde ve arkadaşlarımda gördüğüm muhteşem evlilikler nedeniyle). saçma sapan kurallar koyarım hep 32'den önce evlenmem, ilk erkek arkadaşımla evlenmem vs gibi. hepsi hikayeymiş arkadaş. meğer ben bu yaşıma kadar evlenmek istememişim. şimdi yırtınıyorum "o adam" tek taşla gelsin diye. gel gör ki ilahi adalet! bu seferde "o adam" ağırdan alıyor. az kaldı ben çiçek pasta çikolata alıp anasının kapısına dayanacağım "allah'ın emri..." diye. istiyorum ulenn istiyorum.
burdan herkeslere sesleniyorum. kimse panik yapmasın, gerçekten evlenmek istemeden evlenmesin, doğru kişi mi evlendiğim diye en ufak bir şüphe varsa bırakın gitsin. doğru kişi var, emin olun, kendinize güvenin.
kimle evlenilir:
- gerçekten güvendiğinle
- senden zeki olduğunu düşündüğünle
- seni asla yalnız bırakmayacağına emin olduğunla
- düşmene izin vermeyip elinden tutup seni yukarı çekenle
- seni ezmeyenle
- seni ağlarken güldürenle
- kavga ederken bile keyif aldığınla
- her an sarılmak istediğinle
- elini bırakamadığınla
- yanındayken dokunma ihtiyacı hissettiğinle
- üstüne yanlislikla kola döktugunde bile elini bırakmayanla
- herkesle gururla tanıştırdığınla
- hayal kurmayı sevdiğinle
- konuşmayı sevdiğinle
- saygı duyduğunla
- sana saygı duyanla
- birlikte zaman geçirmeyi sevdiğinle
- aynı evi paylaşmak istediğinle
- birlikte yaşlanmak istediğinle
- birlikte çocuk(lar) yapmak istediğinle
- ortak hayallere ve hedeflere sahip olduğunla
- kültür seviyesi seninkiyle denk olanla
- aşık olduğunla
- gerçekten sevdiğinle
- tipine bayıldığınla
- huyuna bayıldığınla
- seni defalarca etkileyebilen ve şaşırtanla
- defalarca seni kendine aşık edenle
- her durumda iyiliğini istediğinle
- ailesi şeker gibi olanla
- ailenin onayladığı kişiyle
çok uzun bir liste gibi görünse de hepsi oluyor.
doğru zaman, doğru insan var.
edit: ve aradigimi buldum.. o'nunla evlendim..
6 yaşındaki çocuğunu kuran kursuna gönderen millet
-
babasının sorumsuzluğuna annesinin ise daha rahat televizyon izleme densizliğine kurban giden çocuktur
rudy gobert
-
malum konuyla alakalı haksız olsa da yaptığını neden yaptığı yanlış değerlendirilen basketbolcu. yakinen takip edenler bilir, nba bundan birkaç gün önce (özellikle ligin en önemli değeri olan basketbolcular bir şekilde salgına yakalanmasın diye) belli bir uzaklıkta röportaj yapılması ve gereksiz hiçbir kişinin oyuncu soyunma odasına girmemesini de kapsayan birkaç regülasyon getirmişti korona önlemleri adı altında. gobert’in de basın toplantısında yaptığı aslında “ben de sizin bir arkadaşınız, kardeşinizim. burada birlikte çalışma arkadaşıyız. nba yönetiminin beni sizden ayrı veya üstün görmesine, beni daha çok korumasına gerek yok. hepimiz aynı gemideyiz.” demekti. tabii olayların bu şekle geleceğini kendi de bilememiştir ve çok pişmandır o da, eminim. linç etmeden önce bir de bu tarafından bakın istedim.
not: gobert’le herhangi bir maddi manevi çıkar ilişkim söz konusu değildir.
edit: telefondan yazarken typo oluyor haliyle.
sana enerji yükleyeceğim birinci olacaksın
-
acaba adam nasıl ikna etti? sana bi çakıcam enerji patlaması yaşayacaksın mı dedi? bir insanın beyinsiz olması lazım böyle bir şeye inanması için